Mahmut’un ‘genel müdür’ olduğunu duymuş, çok sevinmiştim.

Çocukluk arkadaşımdı

Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi

Çok iyi anlaşırdık, birbirimizi görmediğimiz, birlikte olmadığımız gün yok gibiydi neredeyse.

Gün boyu beraber olurduk, bizi görenler kardeş olduğumuzu düşünür, sık sık;

‘Siz kardeş misiniz?’ diye sorarlardı

‘Yok, arkadaşız’ der geçerdik

İşte, o arkadaşımın genel müdür olduğunu duyduktan sonra hem onu tebrik etmek, hem de geçmişi yâd etmek için çalıştığı kurumun yolunu tuttum.

Kuruma vardığım zaman şunu anladım ki; Mahmut ile görüşmek hiç de kolay bir iş değil.

Yılmadım

Gözümü kararttım

Randevu, haber, izin vb. aşamaları geçtikten sonra sekreteri; ‘Buyurun efendim, müsaitler, görüşebilirsiniz’ sözü ile Mahmut’un bulunduğu ofise doğru yürüdüm.

Kapıyı çaldım, ‘gel’ sözünü işittikten sonra kapıyı açtım, içeri girdim. Sanıyordum ki Mahmut’la yalnız görüşeceğim, öyle olmadığını içerde bulunan 4-5 kişiyi gördükten sonra anladım.

Mahmut’a doğru yöneldim

Bana, işaretle bir koltuğu gösterip oturmamı istedi

Şaşırmıştım

Sıcak bir karşılama beklerken, hoş geldin bile demeden işaretle koltuğu göstermesi çok garibime gitti. Sessizce oturdum.

Bana baktı, hafifçe gülümseyerek, başı ile selamladı, sonra diğer misafirleri ile sohbetine devam etti.

Ben sessizce bekliyor, ara sıra başımı kaldırarak Mahmut’a bakıyor, konuşmalarını izliyor, sonra tekrar başımı indirip dinliyordum. Bir ara Mahmut ayağa kalktı;

Size ‘kahve söyleyeyim’ diyerek kapıya doğru yürüdü

İşte o zaman gördüm ki Mahmut, eski Mahmut değildi, duruşu değişmiş, kafası geride, kasılarak, kibirli adımlarla yürüyordu. Kahveleri söyledikten sonra aynı hareketlerle geldi yerine oturdu.

Artık her şeyin değişmiş olduğunu, Mahmut’un benim çocukluk arkadaşım o Mahmut olmadığını anlamıştım.

Kahveyi güç bela içtim, gitmek için ayağa kalktım, o anda diğer misafirleri de ayağa kalkmıştı, aynı anda kapıya doğru yürüdük, onları yolcu etti, tam ben çıkarken;

‘Mustafa nereye, otur bakalım biraz’ demez mi?

Döndüm, eski yerime oturdum, Mahmut’ta gelip karşıma oturdu, yüzü gülüyordu, o Mahmut gitmiş, eski çocukluk arkadaşım geri gelmişti, epey konuştuk, belinden rahatsız olduğunu, ameliyat geçirdiğini, zorlukla yürüdüğünü anlattı.

Allah’ım ben neler düşünmüştüm!

Yanıldığımı, arkadaşımın eski Mahmut olduğunu anlamış, önyargılarımdan dolayı kendimden utanmıştım.

Uzun uzun konuştuk, eski günleri andık

Veda zamanı geldiğinde kucaklaşarak ayrıldık