Elinde bir sürü evrakla kapıdan içeri girdi
   İki memur ayakta sohbet ediyordu, bunu görünce;
   “Buyurun” dediler
   Memurlara doğru yöneldi
   Yaklaştı 
   Memurun biri;
   “Buyurun, sizi dinliyorum” dedi
   “Beni ayakta mı dinleyeceksiniz?” diye hafif kızgınlık içeren bir ses tonu ile sordu.
   Memur hatasını anlamıştı;
   “Buyurun, odama geçelim” diyebildi
   Odaya geçtiler
   Evrakları uzattı
   Bu arada meseleyi de anlatmaya başladı
   Memur ilgi ile dinliyordu
   Meseleyi olduğu gibi yarı telaşlı, hafif kırgınlık içeren bir ses tonu ile baştan sona anlattı.
   Memur, evrakları incelemeyi sürdürdü, yanında çalışan diğer arkadaşına “bir dakika bakar mısın?” diye seslendi.
   Arkadaşı geldi, bu defa da memur durumu kendi arkadaşına evrakları göstererek, ilgili bölümleri işaretleyerek anlatıyor, “ilginç, ilginç!” diye garip sesler çıkarıyor, meselenin çözümünün çok karışık olduğunu ima ediyordu, sanki.
   Sonunda;
   “Dosyana da bakalım” dediler
   O sırada ayakta duran, yüz ifadesinden ‘sakın benden bir şey istemeyin’ der gibi bakan odacıya döndüler;
   “… Efendi, … nolu dosyayı arşivden getiriver…”
   … Efendi memnun olmamıştı, gönülsüzce döndü. Rahatı bozulmuş, angarya iş yapmaya giden insanların huzursuzluğu ve kızgınlığı ile sessizce odadan ayrıldı…
   Bir süre sonra döndü
   Elinde bir dosya tutuyordu
   Elindeki dosyayı ‘beni yoruyor, angarya işlere sürüyor ve rahatsız ediyorsunuz’ diye düşünen birinin duyguları ile sessizce masaya bıraktı.
   Dosyayı aldılar, incelediler, yanlışın kendileri tarafından yapıldığını anlamışlardı
   Sanki hiç özür dilemeyi bilmeyen ya da özür dilemekten korkan insanların hisleri ile konuşmaya başladılar.
   Hatanın kendilerine ait olmadığını, daha önce çalışan bir arkadaşın yapmış olduğunu, bunu düzeltmenin de mümkün olmadığını izah etmeye çalıştılar.
   Çözüm üretmediler
   ‘Al şu evraklarını da git, yapacak bir şey yok’ havası içinde evrakları eline tutuşturdular.
   Ne olduğunu anlamamış, problem çözülmemiş, çözüm adına hiçbir şey yapılmamıştı.
   Vatandaşın dertlerini çözmekten çok uzak bir anlayışın kurbanı olarak ağır ağır merdivenlerden indi.
   Kapıdan çıktı
   Şehrin kalabalığından ‘küfreden insan’ sesleri duyuluyordu