Elinde poşetler yolda yürümektedir
Biraz da dalgındır
Yanına yanaşan arabayı hiç fark etmez
Kendi dünyasına dalmış, orada gezinmekte, beyninin içinde yaşadığı meselelerle uğraşmaktadır.
Araba bunun hizasına gelince durur
Arabanın durması ile arka sağ kapının açılması ve açılan kapının kendisine çarpması aynı anda olur.
Canı yanmıştır
Kendi iç dünyasından ayrılır, bir arabaya, bir arabanın kapısına ve o kapıdan inen, kendisine kapının çarpmasına sebep olan bayana bakakalır.
Bayan, arabandan hiçbir şey olmamış edası ile iner
Asortik giyimli şık ve pek de modern bir hali vardır
Canı yanan adam bayana döner;
“Bir özür dileme yok mu?” der
Bayan gayri ihtiyari cevap verir;
“Pardon dedim ya…”
Adam;
“Duymadım”
Bayan;
“O halde siz benden özür dilemelisiniz, duymadığınız ve de ‘bana özür dilemek yok mu?’ diye sorduğunuz için…”
Adam;
“Siz benden özür mü dilediniz ki, ben sizden özür dileyim, ‘pardon’ demek özür dilemek mi oluyor?”
İşte o anda beklenmeyen bir şey olur
Bayan davudi bir sesle, bağırarak;
“E e e… Artık siz de çok uzattınız” der ve yürür
Adam şaşkındır
Arkasından bakakalır
Evet, onun pardon dediğini duymamıştır, pardon demek özür dilemek midir? Kendisi nerede yanlış yapmış da bu kaba davranışa maruz kalmıştır?
Tüm bunlar yıldırım hızıyla beyninden geçer
Bir zamanlar; ‘Tüm kadınlar okumalı, özgüvenleri oluşmalı, birey olduklarının farkına varmalıdır’ diye düşündüğü, hatta bu düşünceyi hararetle savunduğunu hatırlar.
Evet, her zaman onları savunmuştur
Toplumun kurtuluşunun, kadının kurtuluşundan geçtiği fikri her zaman ona doğru gelmiştir.
Devlet de bu yönde çalışmalar yürütmüş, kızlarımızın okuması için her türlü özveri yapılmış, bu mesele bugün önemli ölçüde halledilmiştir.
Pekiyi
İstenilen sonuç neden ortaya çıkmamıştır?
Bir Türk kızı, bir Avrupalıya benzemez, o saygılı, kibar, tatlı dilli, güler yüzlü, imanlı, nezaket timsali değil midir?
Fakat okuyan kimi kızlarımızda bu özelliklerin gelişmemesi, hatta tersine gidişin olması, bir yanlışlığın da belirtisidir.
Acaba nerede yanlış yapılmıştır?