KAPADOKYA’DA TURİZMİN GELİŞMESİ VE BALON TURİZMİ

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Kapadokya hem peribacaları gibi bir doğal güzelliğe sahip hem de tarihte onlarca medeniyete beşiklik etmiş bir yörenin adıdır.

Kapadokya da turizm; gerek ulaşımın zorluğu ve gerekse çevresel koşullar sebebiyle günübirlik turizmden öte geçememiş durumdadır. Tuzköy Havalimanının açılması ulaşımı daha kolay kılmış olmakla birlikte yeterli bir ivme sağlayamamıştır. Doğal alanlara zarar vermeyen, Hacıbektaş, Güşehir, Avanos, Göreme, Ürgüp Uçhisar, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve Konya yöresini kapsayan bir demiryolu ağı da düşünülmelidir.

Kapadokya yöresinde turistin uzun süre kalabilmesini sağlamak için doğal güzelliklerin ve tarihi kalıntıların yanısıra “dini turizmin” birazcık öne çıkartılması, Hacıbektaş ile Mevlana Türbeleri arasında ulaşımın daha hızlı sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Konya ilimiz ve Mevlana Türbesi her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlarken Hacıbektaş ilçemize gelen turist sayısı daha az bir sayıya takılıp kalmaktadır. Kapadokya bölgesinde bulunan Hıristiyan dini merkezleri de Hıristiyan dünyasına yeterince tanıtılabilmiş değildir. 2021 Yılı Unesco tarafından “Hacı Bektaş Veli Yılı” ilan edilmişti. Hacıbektaş Belediyesi olmayan bütçesi ile birkaç etkinlik yaptı, Hacı Bektaş Veli adını taşıyan üniversitemiz bir etkinlikle kocaman yılı geçerdi. Merkezi hükümetin bir etkinliği dışında başka bir etkinliğine rastlamadık.

Ihlara Vadisi, Derinkuyu ve Kaymaklı Yer Altı Şehirleri, Göreme, Ürgüp, Zelve, Uçhisar gibi doğal güzelliklerin dünyaya yeterince tanıtılmadığı gün gibi açıktır. Kapadokya ressamların çalışması için doğal bir atölye, sinema filmi çekimleri için doğal bir sahne konumundadır.

Cemal Seymen ve Bekir Ödemiş gibi Ürgüp Belediyesi önceki başkanları Ürgüp ilçemizin tanıtımı için yoğun çaba göstermişlerdi. Daha sonraki süreçte bu çabaların ivmesini yitirdiğini görüyoruz. Özellikle Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Üçhisar, Ortahisar ve Ürgüp Belediye Başkanlarına büyük görevler düşmektedir. Nevşehir Valiliği ve Turizm Müdürlüğünün de  bölge tanıtımına yeterince katkı sağladığını söyleyebilmek mümkün görülememektedir.

Son yıllarda yöremizde “balon turizmi” olarak adlandırılan yapay bir turizm çeşidinin geliştirildiği ve balonların sanki Kapadokya’nın doğal bir unsuru imiş gibi gösterildiğine tanık oluyoruz. Balon turizmi kuşkusuz  yöre turizmine büyük bir katkı sağlamıştır. Ancak Kapadokya sülietinin balonlarla anılır olması doğru bir yaklaşım olamaz.

Kapadokya’nın dünyaya tanıtılması ve turizm gelirlerinden bölgenin yeterli pay alabilmesi için başka bir yol bulmalıyız.