Yaratılış olarak hırçın tabiatlı değildi

  Sakindi

  Konuşurken hitabı yumuşak, kimseyi kırmaz, küstürmez, kötü söz etmezdi.

  Hep başı yerdedir, ender olarak kafasını yukarı kaldırır, sanki öyle durması zormuş gibi de hemen indiriverir.

  Kimseyi kırmadığı gibi, kimsenin kendisini incitmemesi için de konuşmalarına dikkat eder, günlük polemiklerden kaçınırdı.

  Tek eksiği hayat mücadelesinde başarılı değildi

  El attığı tüm işlerde başarısız olmuştu

  Ailesi de çok zengin değildi, her konuda ona destek olmuşlar, hep arkasında durmuşlar, güçleri sınırlı olduğu için de bu destek bir yere kadar gitmiş sonra kesilmişti.

  Ne yapacaktı?

  Bunu hiç bilmiyor, ne düşünüyor, ne de planlar yapıyor, her şeyi akışına bırakmışa benziyordu.

  Onun için her şey boştu artık

  Sanki hayatının sonuna gelmiş gibi kendisini güçsüz ve tükenmiş hissediyor, hiçbir şey yapmak içinden gelmiyordu.

  Kötü ve olumsuz fikirler beynine hücum ediyor, biri biterken bir diğeri hemen başlıyordu.

  Hiç kimsenin ne parasın da, ne malın da ne de lüksünde gözü yoktu, olmadı da.

  O gün Cuma’dır

  Abdest alır, camiye gider

  Başı yerde, hocanın vaazını dinlemeye başlar, hocanın sesi o kadar yumuşak, o kadar tatlı ve insanı etkileyen bir tondadır ki…

  ‘Kula bela gelmez Hâk yazmayınca… Hâk bela yazmaz kul azmayınca’ dediğin işitir Hocanın, irkilir…

  Vurulmuş gibidir

  Söz beyninde yankılar yapar

  Alt üst olur, tüm benliği sarsılır

  ‘Demek ki insan azmayınca, ona bela gelmeyecektir.’ Bu düşünce beyninde yer eden tüm olumsuzlukları parçalar, yok eder, sanki yeniden doğmuş, dünyaya yeniden gelmiş gibi müthiş bir enerji sarar bedenini…

  Namaz ne zaman bitmiş, ne zaman camiden çıkmış farkında bile değildir…

  Bismillahirrahmanirahim diyerek sarılır hayata

 O azimle atılır mücadeleye

  İçi tükenmez bir enerji ile dolmuş, o enerji sarsılmaz bir inancı da beraberinde getirmiştir.

  Günler günleri, haftalar haftaları, yıllar da yılları kovalar

  O, hayat savaşını kazanmıştır

  Evlenir, çoluk çocuğa karışır

  Mutludur

  Sanki o sıkıntılı günleri hiç yaşamamış, hep başarmış biri gibidir.

  Ne dilinden tat, ne de yüzünden gülücük eksik olur

  Huzur ve başarı onun dostu olmuştur

  Fakat o sözleri hiç unutmaz;

  ‘Kula bela gelmez Hâk yazmayınca… Hâk bela yazmaz kul azmayınca…’