Türkiye, Libya’ya asker göndersin mi? Soru bu

   Bunun cevabını bulmak için adım adım gidelim; Yapılanan araştırmalar, petrol ve doğal gaz olarak dünyada var olan 23 önemli havzalardan birisinin de Kıbrıs adasının yakınlarındaki bu saha olduğu düşünülmektedir.

   Bu havzada milyarlarca ton doğal gaz ve petrol rezerv olduğu tahmin edilmektedir.

   Birinci adımımız bu

   İkinci adım, bu alan hem ülkemizin hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak iddia ettiği deniz sınırları içindedir. Yani bizim de buradaki petrol ve doğal gazda hakkımız vardır. İşin garip yanı hak iddia eden devletlerden, petrol ve doğal gazı olmayan tek ülkede gene Türkiye’dir.

   Yani hem doğal gaza, hem de petrole büyük oranda ihtiyaç duyan bir ülkeyiz.

   Şimdi buradan elimizi çekebilir miyiz?

   Asla!

   Bu, Türkiye’nin geleceği için olmazsa olmazıdır

   Daha büyük bir sorunda bu alanın ortaklarından biri olan Kıbrıs Rum kesmi ile Mısır, İsrail, Fransa, Amerika gibi devletler işbirliği yapmakta, buradan çıkarılacak petrol işinde ‘biz de varız’ demektedir.

   Bu devletler dünya emperyalist gücün ‘bel kemiği’ olarak kabul edilen ülkeler.

   Bunlar Türkiye’nin haklarını gasp etmek, sondaj ile ilgisini kesmek için pazarlık üstüne pazarlık yapmakta, fırıldaklar çevirmektedir.

   İşte tam bu sırada (ki bana göre Allah’ın yardımı ile) Türkiye Libya ile anlaşır. Bu, öyle bir anlaşmadır ki, Mısır, İsrail, Kıbrıs Rum Kesmi’ni o bölgeye hapsetmektedir.

   Bunların ellerinde iki seçenek kalmaktadır

   Ya Türkiye ile anlaşacaklar, Ya da Türkiye ile anlaşan Libya hükûmetinin, asi Albay Hafter tarafından devrilmesi beklenecektir, bu hükümet yıkılırsa, Türkiye ile olan anlaşma da geçersiz sayılacaktır.

   Elbette Türkiye’de bu anlaşmanın uygulanmasını istemektedir, bunun içinde isyancı Hafter kuvvetlerinin yok edilmesi için çalışması normaldir.

   Bu kapsamda Türk askerinin Libya’da olması gerekmektedir

   Şimdi karar sizin;

   Libya’ya asker gitsin mi?

   Gitmesin mi?

   Tüm bu gerçekleri görenler, düşünenler, ülkemizin geleceğini önemseyenler, buna hemen hayır diyemezler…

   Fakat asıl büyük tehlike, bu asi Albay Hafter’in Rusya tarafından da desteklenmesidir.

   Mesele de, bu adamın galip gelip tüm Libya’yı elde etmesi gerçeği de vardır.

   Burada ikili oynamanın mantıksızlığı da ortadır

   Bu durumda Türkiye, kendisi için çok hayati bir durum olan Libya’da olmak zorundadır.

   Bunu bize söyleyen hükümet değildir

   Bu ülkenin ali menfaatleri ve geleceğidir…