AŞIK MAHFİ VE YÖREMİZDE UNUTULAN BİR GELENEK: NAHIL ÖVME

Nahıl; çiçekleri yaprak, çiçek, meyve, renkli kâğıt ve mumlarla donatılmış olan bir süs ağacıdır. Arapça hurma ağacı anlamına gelir ama kökenleri antik Yunan'a uzanır. Yöremizde eskiden sadece Ürgüp ve bazı köylerinde uygulandığına tanık olunmuştur. Nahıl övme geleneğini günümüze taşıyan kişi de Ürgüplü Aşık Mahfi’dir. Eski Sibirya, Hindistan ve Kolombiya halkları tarafından düzenlendiği tespit edilen nahılın Prof. Dr. Metin And tespitlerine göre XIX. yüzyıl başlarına kadar sadece Ürgüp’te değil Denizli Çal ilçesi ve Kars yöresinde de uygulandığı anlaşılmaktadır.

Ürgüp ve çevresindeki birkaç köyde, düğünlerde uygulanan eski çağlardan kalma bir gelenek olan nahıl övme, evlenecek erkeğin uğrunun açılması ve toplumda prestijinin yükselmesi içindir. 2 metre boyundaki grapon kağıdından yapılan nahıl, kına gecesi (Çarşamba akşamı) düğün sahibi tarafından kızın evine götürülür. Nahıl övme faslından sonra damat kurtarma töreni başlar.

Bu esnada aşağıdaki dörtlük seslendirilir.

“İğdenin dalına bastım da dal kırılıverdi

İğdeyi düşüren kollar yoruluverdi

Altıma serilen bir kaba minder

Allahı seversen yârimi gönder”

Nahıl, 1,5-2 metre yüksekliğindeki tahta iskeletten ve düz, bükümlü, gül v.b. şekiller verilmiş grafon kağıtlarından yapılmaktadır. Erkeğin gelecek hayatının aydın olacağı inancıyla nahıl üzerine dört mum konulur. Bunların yanında geçmiş dönemlerde nahıl ağacının üzerine yöreden yöreye değişen şekilde gerçek ve balmumundan kuşlar ve çeşitli meyvalar takıldığı da görülmüştür.

Araştırmacı Resul Bağı’ya göre “Osmanlı İmparatorluğu yıllarında saray sünnet/evlenme törenlerinde ve savaşlardan galip gelindiğini anlatan törenlerde ‘geçit alayı’ olarak uygulanan bir gelenek olan ‘Nahıl’, günümüzde Nevşehir’e bağlı Ürgüp ilçesinde geliştirilmiş geleneksel özellikler ile birlikte sünnet ve düğün törenlerinde “Nahıl Övme” geleneği olarak hayat bulmaktadır. Nahıl her ne kadar şekil açısından İstanbul’dakine benzese de uygulama şekli ve kullanılış amacı açısından İstanbul’dakinden farklıdır.”

Nahıl Övme ile ilgili ilk yazılı metinlere  1946 yılında Ürgüp/Ortahisar Başöğretmeni, Nevşehir Eski milletvekili  Ali Baran Numanoğlu’nun  “Ürgüplü Saz Şairi Mahfi” adlı kitabında rastlanılmıştır. Âşık Mahfi Baba’ya ait gazelin nahıl övme’de okunuyor olması geleneğin yörede 1800’lü yıllara kadar uzandığının bir göstergesidir Günümüzde, “nahıl övme” sadece Nevşehir İlimizin ilçesi olan Ürgüp’te görülmektedir.

Yöremizde düğünlerde çarşambayı perşembeye bağlayan gece "Güvey Donatma" töreni yapılır. Bu tören sırasında gündüz hazırlanan nahılın, güveyin yanına konarak mumları yakılmaktadır. Nahıl övme işlemine güvey donatmadan sonra geçilmektedir. Övme işi bağlama, klarnet ve keman eşliğinde sözleri Mahfi Baba’ya ait olan bir ezgi ile yapılmaktadır.

1791 yılında Ürgüp’te doğan Aşık Mahfi Babanın asıl adı Ali’dir. Yaşamının büyük bir bölümünü İstanbul’da yumurta satarak geçirmiş, İstanbul kahvehanelerinde aşıklarla söz yarışmalarına katılmış ve birçok ozanı mat etmiştir. Ürgüp düğünlerinde bugünde söylenen Nahıl Övme’nin sözleri ve bestesi Mahfi Babaya aittir.

Ömrünün son yıllarını Ürgüp’te geçiren, gözleri görmeyen aşık 1853 yılında vefat etmiştir.
Ürgüplü şair Mahfi Baba nahıl övmekle ünlüdür. .

Mahfi Babadan bir dörtlük:

“Bir acayip nesne gördüm, dallarına aferin,

Beldemizde adet olan yollarına aferin,

Görmedim ömrüm içinde böyle bir dürrü diraz

Elvan elvan ne hoş olmuş tellerine aferin.”

Âşık mahfi oldukça alıngan, ince ruhlu, adeta rüzgârdan nem kapan, sade bir kişiliğe sahiptir.

Aşık Mahfi ölünce Ürgüp ve yöresinde nahıl övme geleneğini bir süre Ziya Uçaravcı sürdürse de daha sonra bu gelenek kaybolmaya yüz tutmuştur.

Kaynaklar:

Mustafa Kaya, Folklor/Edebiyat Dergisi 1995/2

Ali Akuzun, Ürgüp’te Yaşanmış Olaylar, Ürgüp Dergisi

Resul Bağı, Osmanlı devleti Nahıl’ından Ürgüp Nahıl Övme Geleneğine, Eğitim Yayınları, 2020

Levent Uluğlar; Ürgüplü Halk Şairi Mahfi, Nevşehir Kültür Ve Tarih Araştırmaları, Yıl: 1, Sayı:3, Nevşehir 2005