BOSNA GÜLÜ

Ecdadın Balkanlar’ daki izini, o topraklar için yaptığı hizmetleri ve Balkan topraklarında İslam' ın yayılmasına ön ayak olan önemli merkezleri müşahede etme maksadıyla yaptığımız 9 ülke 17 şehiri kapsayan balkan turumuzun Saraybosna bölümünün bir kesitini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bosna Hersek’in başkenti olan Saraybosna aynı zamanda ülkenin en büyük şehri. Saraybosna’ nın İngilizce başta olmak üzere birçok dilde karşılığı Sarajevo’ dur. Osmanlı zamanında Saraybosna yıllar boyunca Bosna Saray ve Saray Ovası olarak adlandırılırmış bu nedenle bu tarihten sonra birçok dilde şehir Sarajevo olarak bilinmiş. Asırlar boyunca Balkanlar'ın kültür başkentliğini yapmış. 1914'te Avusturya-Macaristan Veliahdı Arşidük Franz Ferdinand' ın Sırplar tarafından burada öldürülmesi üzerine Birinci Dünya Savaşı' nın çıktığı yer olmuş. 1992 savaşında ise Sırp, Hırvat ve Boşnaklar' ın kendi aralarındaki yıkıcı savaşları sonucu büyük tahribata uğramış fakat güzelliğini halen büyük ölçüde korumuştur.

Şehre girdiğimizde yaşanan zulmün ve ağır tahribatın izlerini halen binalarda bulunan kurşun ve şarapnel izlerinden görmek mümkün.

Bosnada şehit olmuş binlerce Bosnalı şehitin bir kısmının medfun olduğu Bosna şehitliğini ve liderleri bilge kral Aliya İzzetbegoviç' in kabrini ziyaret ediyoruz. Aliya İzzetbegoviç: “Her fâni gibi ben de öleceğim. Öldüğümde mezarıma anıt yapmayın; Osmanlı askerleriyle, Bosna şehitleriyle yan yana yatmak istiyorum.” demiş ve şehitlikte şehitlerle birlikte yatmakta. Dikkatimizi çekecek olan bir diğer şey Aliya İzzetbegoviç’ in mezar taşına sıfat olarak “cumhurbaşkanı” değil, “Abdullah / Allah’ ın kulu” yazdırmış olmasıdır. Aliya İzzetbegoviç’ in kabir toprağının bir kısmı İstanbul’dan, Fatih Sultan Mehmet Han’ ın türbesinden getirilmiştir. Kabrin başında önceden okuduğumuz hatmi şeriflerin duasını grubumuzla birlikte çok duygulu bir atmosferde yaptım. Fikirleri ve tarihe bıraktığı mirasın ölmediği ve çağımızın en karizmatik, en bilge, en medeni devlet başkanlarından biri olan Aliya İzzetbegovic’ in kabrini bir cennet bahçesini dolaşma ferahlığı ile ziyaret etmenin huzuru ile mezarlıktan ayrılıyoruz.

Saraybosna’nın en sarsıcı hatıralarından biri “Saraybosna Gülleri” idi. Asfaltın üzerinde kırmızı boyayla yapılmış çiçeklere benzeyen izler vardı. Savaş sırasında Sırpların top atışlarıyla düşen havan mermilerinin açtığı çukurlardı. O çukurlar daha sonra kırmızı boya ile doldurulmuş birer gül formuna dönüştürülmüştü.

Akşam namazını Gazi Hüsrev Bey Camii’ nde kıldık. Cami genç yaşlı, erkek kadın tıklım tıklım dolu idi. Öğle namazının ardından her gün Gazi Hüsrev Bey ruhuna ithaf edilmek üzere hatim okunması bir gelenek halinde günümüze kadar gelmiştir. Caminin hemen yanında bulunan Hüsrev Bey’ in ve en yakın yardımcısı Murat Bey’ in kabirlerini ziyaret edip çarşıdaki bir mekânda akşam yemeği yedik.

Başçarşı Cami kenarında akşam anlamlı bir etkinliğe şahit olduk. Meydana sahne kurulmuş, Mostar din görevlileri, Gazi Hüsrev Bey Medresesi öğrencileri ve yerel solistler ilahi ve Nat- ı Şerifler okuyarak Allah Resulü (SAV)’ in dünyaya teşriflerini çok güzel ve duygulu bir programla kutladılar. Çarşıda bulunan insanlar da coşkulu bir şekilde programa iştirak etti. İçerisinde bulunduğumuz Rebiyülevvel ayı münasebetiyle bu bizleri ayrıca duygulandırdı.

Bir günümüz bu şekilde Saraybosnada nihayet buldu .Hepinize bu güzel şehirden selam ve hürmetler.

Yüce Rabbim İ'lâyı Kelimetullah uğruna dünyanın neresinde olursa olsun şehadet mertebesine ulaşmış aziz şehitlerimizin ruhlarını aziz, makamlarını âlî, mekanlarını cennet eylesin.

HÜSREV ÖNDEGELEN

İLAHİYATÇI ARAŞTIRMACI YAZAR