"BU NASIL KIYAFET ÖYLE, AYNI KÖTÜ KADIN GİBİ GÖRÜNÜYORSUN" DİYEN ERKEKLER...

Eşleri kendileri için süslenip giyindiğinde:

"Bu nasıl kıyafet öyle, aynı kötü kadın gibi görünüyorsun" diyerek eşine ahmakça davranan erkeklerin, kötü kadın sıfatını kendi eşine atfetmesi korkunç bir atıftır. Kötü değil tam tersi gerçek kadın, sağlıklı kadın, bilinçli kadın olduğu için bunu yaptığını anlayamayacak kadar malesef muhakeme yeteneğini kaybetmiş olduğuna üzülerek şahitlik ediyoruz. Ahmakça diyorum bunu bir hakaret olarak değil gerçekten de bu söylemde bulunan bir erkeğin ahmakça davrandığını düşündüğüm için ifade ediyorum. (Diğer erkekleri tenzih ederim)

Bu söylemlerle kendi yetersizliklerini bastırmaya çalışırken bu söylemin kadında yarattığı gurur kırıcı etkiyi göremiyorlar. Sürecin sonunda kendini suçlu ve kırılmış hisseden kadın ise bu tepkiden sonra giderek ilişkiden ve eşinden soğumaya başlıyor.

Aynı erkekler dışarda ya da sosyal medyada başka kadınlarda gözü olup eşine asla izin vermediği kıyafetleri başka kadınlar üzerinde gayet rahat izleyebilmekte.

Bu zihniyetin arkasında yatan ana unsura baktığımızda eşini "Çocuklarının annesi kutsal bir kadın" olarak gördüğü için bu şekilde düşünüp davrandığını ifade edebiliriz. Eşini kadın olmaktan ziyade anne olarak görme eğilimi. Bu sakıncalı görüşün arka planında da anneyle eşi özdeşleştirme sorunu olduğunu görüyoruz.

Her ne sebeple olursa olsun bir erkeğin kendi eşine kötü kadın atfında bulunması, üstelik kendisi için bir şeyler yapmaya çalışırken bunu yapması hiç ahlaki,adil ve doğru değildir.

Cinsel yakınlaşma evliliğin olmazsa olmaz en temel unsurlarındandır. Bu konularda hassasiyet göstermek eşinin bedensel algısını zedelemeden davranmak çok önemlidir. Görünen o ki bazı evliliklerde eşini cinsel benlik algısı üzerinden yetersiz hissettirerek hareket eden eşler görüyoruz.

Neden göbeğin var, niye böyle kilolusun, bacakların niye kalın vs. Oysa bir insanın varsa da eksikliğinin bu şekilde yüzüne vurulması o insana yapılacak en büyük haksızlıktır.

Bazı erkeklerin cinsel anlamda yaşadığı yetersizliği ( isteksizliği) bu şekilde kapatmaya çalıştığını anlıyoruz . Eşiyle cinsel hayatı deneyimlemek yerine alışkın olduğu mastürbasyon yapmaya kaçarak , (bunu da porno izleyerek yapıyor) kendi cinsel arzularını tatmin edip yoluna devam etmektedir.

Bunlar eşleriyle iki haftada, ayda hatta bir kaç ayda bir birlikte olmayı istemekteler. Çoğu kadının da maalesef bu durum içten içe bir yandan üzerken diğer yandan işine gelmektedir. Zaten iyi bir ilişkileri olmadığını düşündüğü için kadın birlikteliği arzulamamaktadır.

Arzulamak ve arzulanmak bir evlilikte en önemli unsurlardandır. Artık arzulamadığınız çekici bulmadığınız biriyle yaşıyorsanız bilin ki siz artık karı koca değil ebeveyn çocuk ilişkisini deneyimlemektesiniz. Bu rollerden çıkmadığınız sürece de iki yetişkin olarak eş olarak yola devam edemezsiniz.

Bir çok evlilikte bu tarz durumlarda aldatmalar, aldatılmaların arka planında bunun olduğunu söyleyebiliriz. Ve bazen garip bir şekilde bu tarz evliliklerde yaşanan aldatmalar çiftin ilişkisini bir yandan yaralarken diğer yandan daha yakın bir düzleme taşıyabilmekte. Aldatılma ihtimalini görmek ve yaşamak bir anda karı koca olduğunu hatırlattığı için her iki taraf için de onarıcı olabilmekte, bir yandan çok büyük bir yıkım yaratsa da.

Aldatılmak çoğu insanın en büyük kırmızı çizgisidir. Her şeyi tolere edebilir ancak aldatılmayı asla tolere edemem der çoğu insan. Ancak başına geldiğinde düşündüğü gibi davranmaz, davranamaz. Kolay değildir çünkü severken aldatılmak, üstelik sevildiğini bile bile.

" İnsan zıtlıklardan zuhur eden zattır " der Muhiddin Arabi. Ne kadar güzel özetlemiş insanı.

Düşündüğü ile yaptığı bir olmayan varlıktır insan. Ama bir olduğunu zanneder. Kendinden ve davranışlarından bi haber olarak.

Ağzımızdan çıkan her sözün hem evrende hem bedenlerde karşılığı olmaktadır. Ve bu karşılık insanın karşısına mutlaka çıkmaktadır. Gerçekten ağzımızdan çıkan her söze dikkat ederek konuşmalıyız.

Ve aslında peygamber efendimizin ifadesiyle:

"Ya hayır konuşun, ya da sus" malıyız...

Fatma Çalışkan

Psikolog &Psikoterapist

Aile Danışmanı