TRUMP, TRUMP DEDİKLERİ
Kimi zaman televizyonda iki ülke liderinin karşılaşmalarını izler, ülkelerinin sorunlarını nasıl konuştuklarını merak eder, kendime göre diyalog örnekleri düşünür, olayı anladığımı sanırdım yıllarca.
Tüm bunlar, şu Trump hadisesinden sonra bitti desem yeri var.
En son Mısır ziyareti sırasında yaptığı konuşmalar, şakalar, sözde övgüler, hiç duymadığımız kimi sözler, övdüğü mü yerdiği mi belli olmayan cümleleri Trump’un ağzından duymuş, küçük dilimizi yutmasak da yutmaya az kalmıştı doğrusu.
“Demek ki bizim hep merak ettiğimiz liderlerin arasındaki konuşmalar böyle imiş” diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Ben sanıyordum ki, liderler birbirine tebessüm ederek yaklaşır, daha önce kılı kırk yararak hazırlamış olduğu cümleleri birbirine tekrarlar, nazik, sempatik, kibar davranışları bu ilişki boyunca devam eder.
Oysa durum günlük yaşamını sürdüren sıradan insanların diyaloglarından farklı değilmiş. Ne kadar da yanlış düşünmüş, ne kadar da farklı şeyler hayal etmiştik doğrusu, hepsi bir yanılgıdan ibaretmiş demek ki.
Trump’un İtalyan bayan liderine söylediği, “siz çok güzel bir bayansınız, size güzel desem bana kırılmazsınız” diye kullandığı cümleler bizi biraz değil epey bir afallatmış oldu.
Sonra gene Trump’un; “Ben güçlü karakterli insanları seviyor, onlarla daha iyi anlaşıyorum, zayıf karakterlilerden hoşlanmıyorum, onlarla da iyi anlaşamıyorum, ne bileyim, ben böyleyim işte, benim yapım bu” sözleri sanki bir deprem etkisi yaptı katılımcılarda ve televizyon başında izleyen seyircilerde.
“Demek ki liderlerin diyalogu hep böyle idi de bizim haberimiz yoktu!” diye düşünüyorum doğal olarak, daha önceki liderlerde gördüğümüz o sempatik, saygılı, güzel konuşmalar adeta uçup gitti belleğimizden Trump’un sayesinde.
Trump’un, dünyanın sayılı devletlerinden biri olan Fransa cumhurbaşkanı ile tüm davetli ve seyirciler önünde bilek güreşi yapar gibi birbirlerini itmeleri, zorlamaları, çekmeleri şaşkınlığımızı bir kat daha artırmış oldu. “Ne oluyor?” diye sormadan edemedik, "evet ne oluyordu, bunlar oraya bilek güreşi için mi gelmişlerdi?"
Sonra önde 4 lider, arkada ise Avrupa ve dünyanın sayılı liderlerin oturması, onların geri planda kalmaları, sonra Trump'un onlara dönüp garip sözler söylemesi, takılması, fiziki yapılarından alay edercesine bahsetmeleri hiç unutulacak şeylerden değildi.
Evet, hep düşündüğüm, iki devlet lideri bir araya gelince birbirine nasıl davranır, neler konuşur, acaba o ekran karşısında gördüğümüz saygı hiç bozulur mu diye merak ettiğim bu konu Trump sayesinde çözülmüş oldu.
Bilmiyorum sorunu çözdüğü için Trump’a teşekkür etmek mi, yoksa bizi şaşkınlıktan şaşkınlığı sürüklediği için eleştirmek mi gerektiğine karar vermek oldukça zor geliyor bana, artık bu gibi liderlerin buluşmalarına farklı bakacak, “nasıl davranırlar?” diye düşünmeyecek, hiç de merak etmeyecek olmam kısa günün kârı olsa gerek...
Kısacası Trump sadece savaşı sona erdirmedi, çok şeyi de savaşla birlikte sona erdirmiş oldu.