GÜLÜMSEMEME, GÖZGÖZE GELMEME DERSİ VAR MI ?
Saat 15.30.
Erciyes doruğu karsız, buzul yoksulu. Yetersiz kar yağışlı bir kış mevsiminin sonucu.
Havada güz kokuları...Esen yeller serin...Bahçede ağaç altı gölgeleri eskisi gibi yeğlenmiyor artık.
Hastalar, hasta yakınları banklarda güneşleniyorlar.
İnsanlar düşünceli, dalgın, üzüntülü...
Profesör muayene sonucunu bildirmiyor. Kartını uzatıyor. Orada kent içinde bir iş hanındaki muayenehanesinin adresi yazılı. Orada açıklayacakmış.
Ala ve rana...
Bu bir öğretim üyesi. Vereceği dersi yok mu, öğrencilerinin daha öğreneceği ne çok şey olmalı. Sınavları yok mu ? Hastalar ondan ilgi, şefkat bekliyor ( vizite ). İntörn hekimleri yetiştirmesi gerekmiyor mu ? Vereceği bir konferans için cilt cilt kitaplar okuması gerekmiyor mu ?
Mesai saatleri neden önemini yitiriyor tıp mensupları için ! Hani 8- 17 diyoruz ya.
Saat 16...
Verilen adrese gidip bekliyoruz. Burası lüks bir daire. Pahalı mobilyalarla döşenmiş. Duvarlarda abstre tablolar...Bizden önce gelmiş hastalar ya da hasta yakınları bekliyor. Kimisi telefonuyla ilgileniyor, kimisi uyukluyor. Artık söyleşen yok, dertleşen kalmamış.
Profesör geliyor , göbeğini şişire şişire...
'' Hoş gelmişsiniz, nasılsınız ? Maşallah iyisiniz, daha da iyi olacaksınız. ''
Diyor mu ? Hayır, niye desin ? Enerjisini nniye harcasın böyle boş sözlerle. Adam tutumlu.
Sekreterlik içerde, bekleme odasında bir cam duvarla ayrılmış. Bizden önce gelenlerin adı okunuyor. İçeri geçiyorlar.
Fazla değil, dört dakika sonra çıkıyorlar, alı al; moru mor...
Belli ki, ücreti çok yüksek bulmuşlar. Hiç ummadıkları bir ödemeyle sarsılmışlar.
Bizim adımız okunuyor.Adam yüzümüze bile bakmıyor. Gülümseme yok, gözgöze gelme yok. Korkutucu sözler söylüyor. Ben aldırmıyorum. Anlıyor, üstüne basa basa daha korkutucu ifadeler kullanıyor.
İçimden, Zara halkından öğrendiğim, acı da olsa güzel bir söz söylüyorum.
'' Buğday ekmeğin yok ya, buğday dilin de yok senin Profesör Bey. ''
Çıkıyoruz. Hazırlıklıyız. Bir yıl önce ödediğimizin iki katından fazla bir ücret...Kredi kartı yok. Makbuz da yok. Olur ya, bir inceleme olur falan, ispat etmen gerekir; yok, verilmiyor.
Ya vergi ?
Güldürmeyin bu fakiri !
Halkımız ne demiş ? '' Allah kimseyi hekime, hakime muhtaç etmesin ; yokluklarını da göstermesin. ''
Hep merak etmişimdir.
Elbet anatomi, fizyoloji, KBB, göz, ortopedi, şu bu...Dersleri görüyorlar da...Uzun bir süre 6 yıl. Sonra sağlık ocaklarında görev yılları...Uzmanlık öncesi TUS ağır bir sınav...Uzman olduktan sonra doçentliğe hazırlık...5 yıl sonra profesörlüğe başvuru...Emek yoğun çalışmalar... Kollokyum, panel, sempozyum, konferans için bildiri hazırlama, dersler, yılda birkaç kez dünya ilaç devi holdinglerin konuğu olarak birçok ülkede düzenlenen toplantılara katılım...
Duygular nerede, insanca bir tavır göstermek pek mi zor ! Bizim bilmediğimiz dersler mi var hekim yetiştiren okullarda. Gülümsememe dersi...Gözgöze gelmeme dersi...
Sağlık kesiminden bir örnek bu...
Her gün milyonlarca insanın yaşadığı...
İnsan sağlığının ticarileştiği bir ülke olmuşuz.
Yeni Zelanda, Finlanda , Kanada, Sidney, Toronto böyle midir ? Hep merak ederim.
1960'larda Küba' da Batista'nın '' Kerhaneci Rejimi'' devrildikten sonra Dr Che Guevera bir plan hazırladı ve Devrimin Önderi Fidel Kastro ile çalışmağa başladı. Yeterli eğitimi olmayan gerillacı Fidel, iyi bir hekim olan Che'ye büyük sevgi besliyordu. A'dan Z'ye tüm sağlık düzenini değiştirdiler. Havana Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne önem verdiler. Fazla değil, 10 yıl içinde Küba, dünyaya hekim dağıtmağa başladı. Oftalmolog olarak yetiştirilen göz hastalıkları uzmanları dünyanın en iyi eğitim veren üniversitelerinden mezun olan hekimlerden daha başarılıydı. Etiyopya'ya, Sudan'a...Dünyanın neresinde körlük yaygın, insanlara ışık dağıtan bu hekimler her yerde sevgiyle anılıyor bugün.
Afraka'da, Asya'da...İkinci bir Kompozitör- Hekim Albert Schweitzer harekatı...
Dünyanın en ileri 5 ülkesi dev silah fabrikalarında öldürücü aletler üretip dünyayı kana bularken Ada ülkesi Küba her yıl 500 göz doktorunu gezegenimizin en yoksul bölgelerine gönderip, körlerin ışığa kavuşmasını sağlıyor.
Küba'da var mı acaba '' göz göze gelmeme'' ve '' gülümsememe '' dersleri...
--------------------------
Erciyes babanın başı dumanlı.
Kayseri çarşısına çemen kokusu sinmiş bulut bulut.
-------------------------
19 Eylül 2025