Kitap Hala Önemli...
 
Nami Aras,benim 1 Ekim 1958 günü tanıdığım arkadaşım.
O gün Nevşehir Muhtelif Gayeli Ortaokul açılmıştı ve 1A sınıfında öğrenciliğe başlamıştık.
Nami ile dostluğum 58 yıldır sürer.
Yüksek Mühendis Bekir Ödemiş Bey, Ürgüp Belediye Başkanı iken Nami değeri anlaşılan bir sanat adamı oldu. Bir stüdyo ayarlandı, atölye düzenlendi ve sevgili arkadaşım müzik dersleri verdi, yeteneği olan çocuklara, gençlere resim dersleri de verdi.
Bir yaz dinlencesinde ziyaretine gittim. Eski günleri andık. Güzel güzel yarenlik ediyorduk, ama Nami'de bir durgunluk vardı.  Birşeylere üzüldüğü belliydi.
Merakla yüzüne bakınca açıklama gereği duydu.
'' Bilmem ki yardım edebilir misin!'' dedi.''Kıbrıs'ta okuyan bir üniversite öğrencisinin durumu beni  pek  üzdü. Fakat, benim yapabileceğim bir şey de yok.  Kızın adı Ebru.''
Ağlayarak pencereden dışarıya bakan genç kızın yanına gitti.  Benle tanışmasını istiyordu. Geldiler, üçümüz oturduk bir masaya. Öğrenci anlatmağa başladı, hala ağlıyordu.
'' Gazi Magosa Üniversitesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümünde son sınıfa geçtim.  Bitirme tezim Nevşehir yerel sözcükleri. Çalışamadım. On gün sonra tatilim bitiyor. Kıbrıs'a döneceğim. Hocam soracak derlemeyi. Yapamadm ki...Belki bir yılım yanacak, arkadaşlarım mezun olacak, ben  geri kalacağım...'
Genç kız ağlamamak için kendini tutmağa çalışıyor, fakat başaramadığından hıçkırıyordu.
Havada üzüntü elle tutulur, gözle görülür haldeydi.
Ne yapabilirdim !
Birden aklıma geldi. Nami için imzaladığım  NEVŞEHİR FOLKLORU 1 çantamdaydı. Çıkardım. Kısa bir açıklama yaptım. Kitabı aldı; gözleri parladı. Sevincini hemen belli etmemeğe çalışarak ayağa kalktı, teşekkür etti ve çıktı gitti.
'' Kitabı sana imzalamıştım,'' dedim Nami'ye  '' Öğrenci yararlansın da sana yenisini veririm.''
Ertesi gün Ebru, Nami'ye  telefon ederek kitabı son derece yararlı bulduğunu, tezini ona dayalı olarak hazırlamağa başladığını söylemiş.
Bir hafta sonra yeniden Nami'yi görmeğe gittim. Ebru bize sürpriz yapmış.  Tezini çoğaltmış, gül kurusu renkte ciltletmiş… İkimize birer nüsha armağan etti. Gözlerinde sevinç ışıltıları, gülüyor, neşeli...''İyi  ki sizlerle  karşılaştım, hayatımı kurtardınız. Bu çalışmayla bu yıl okulumu bitiririm.  İyi bir derleme oldu. Size minnettarlığımı nasıl anlatabilirim !'' dedi. İkimizin de yanaklarından öptü.Babam da sizi Sinason'da  dükkanına bekliyor. Bir akşam birlikte yemeğe çağırıyor ikinizi, ha bir de Kaya Mustafa Bey'i. Hüseyin Güney öğretmenim de burada mı, o da davetli elbette''.
Çantasından NEVŞEHİR FOLKLORU 1'i  çıkarıp  teşekkürler ederek uzattı. Kitabı  aldım,  Nami'ye verdim. Çünkü ona imzalamıştım. Çantamda aynı kitaptan bir tane daha taşıyordum. Başarı dileklerimle diye imzalayarak  Ebru'ya armağan ettim. Aldı,öptü. '' Ömrümün sonuna değin saklayacağım eserinizi'' dedi.
Gözlerinde sevinç yaşları...Mutluluk, gurur...
.......................
Bir anda, kitabımızın yayımlandığı zaman , kapağında Hüseyin Güney'in, Mustafa Kaya'nın. benim adımı görünce sinirlenip  sayfalarını kahramanca (!) yırtan ve sobaya tıkıp yakan meslekdaşlarımı, sevgili öğretmen (!) arkadaşlarımı, kitap dostu (!)  aydınları (!)  düşündüm. '' Göre'den iki solcu Güney'inen, Ürgüp'ün solcusu Kaya Mustafa'nın yazdığı kitaptan  hayır mı gelir?'' dediklerini  iletmişlerdi bize...
Sözüm onlaradır...
Evet, böyle bir kitabın hayrı yoktur kimseye, diyelim...
De,peki, siz ne yaptınız, ne ürettiniz, genç bir kızın yaşamını kurtaracak bir çabanız oldu mu mesleğinizi icra ederken !
Evet, yanıt bekliyorum...
Ebru, şimdi bir lisede Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenidir.
....................................                          

Ürgüp. 21 Eylül 2016