Türk kültüründe derin izler bırakan kişi ve meslekleri folklorik bebekler yardımıyla günümüze taşıyan el yapımı kostümlü bebek sanatçısı Sibel Radiye Gül, Kapadokya’da açtığı Sanat ve Tarih Müzesi’nde birbirinden ilginç eserlerini sergiliyor.

Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Mustafapaşa beldesinde 1924 yılında yaşanan mübadele ile Yunanistan’a göç eden bir aileye ait 170 yıllık eski bir Rum evini satın alarak Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’ne dönüştüren Sibel Radiye Gül, konakta dünyanın ve Türkiye`nin ilk ve tek kostümlü bez bebek müzesini oluşturdu. Özellikle geri dönüşüme giden ve kullanım ömrünü doldurmuş olan kumaşları tekrar değerlendirdiğini söyleyen Sibel Radiye Gül, Türk tarihinin izlerini yansıtan folklorik bebekleri ile Türkiye`nin ve bölgenin kültürel tanıtımına farklı bir boyut kazandırdı. Yaptığı kitre bebekler ile ilk kişisel sergisini 1980 yılında açtığını söyleyen Gül, sergiden sonra konulu bebekler yapmaya başladığını söyledi.

Gül; "Yaptığım bebekler Anadolu’nun çok benimsediği bir şey. Bu sanatı geri dönüşümden oyuncak yapan annemden öğrendim. Sonra kendi çocuklarıma da oyuncak yapmaya başladım. 40 yıldır yapıyorum. Bu bebekler tarihi değeri anlatıyor. Bebeklerin yapımında çok eski olan ve kitre denilen bir bitki kullanıyorum. Bu kitre Anadolu’nun bir çok yerinde yetişen keven bitkisinin özüdür. Çok farklı özellikleri var. Dünyanın hiçbir yerinde kitre ile bebek yapılmıyor. Sadece bizim ülkemizde yapılıyor. Kitre bebek yapımı önemli bir sanat. Ben bunu devam ettirmeye çalışıyorum. Bu bebeklerin yapımında: bir çok ailenin, bunlar eskidi, ben bunları ne yapayım diye düşündüğü kumaşları değerlendiriyorum. O kumaşlar bana hem ilham veriyor, hem de yaptığım kompozisyonlara uyuyor. Günümüzdeki kumaşlar o anlamı vermiyor. Çok eski danteller, nakışlar, eski elbiseler, eski bluzlar, eski eşarplar, eski tülbentleri değerlendiriyorum” şeklinde konuştu

Gül’ün kurduğu müzede, ziyaretçiler bir yandan Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Mevlana, Karacaoğlan, Köroğlu, Dede Korkut, Aşık Veysel, Hacı Bektaş Veli, cihan pehlivanı Koca Yusuf gibi tarihe mal olmuş isimlerin dekorlu kompozisyonlarıyla geçmişe yolculuk yapıyor, bir yandan da Osmanlı esnafı, saraylı kadınlar, İstanbul tulumbacıları, macuncu, oyuncakçı, yorgancı, bezirgan, şerbetçi gibi sokak satıcıları arasında dolaşıyor. Hizmete kazandırdığı Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi`nde sahip olduğu 2 bin fazla bebekten ancak 500’ünü sergileyebilen Gül, böyle bir müzeyi kurabilmenin yıllardır hayalini kurduğunu ve bunu başardığı için çok mutlu olduğunu söyledi.