KUTEYBE BİN MÜSLİM

Son günlerde İslam Tarihi tartışmaları canlanmış bulunuyor.

Bilen de, bilmeyen de konuşuyor; görüş bildiriyor.Tarih cahillerinin anakronoljik yoksullukları iyice sırıtıyor.Sosyal medya, görsel-iştsel yayın organları sürekli bu konuları işliyor. Açık oturumlar, konferanslar, seminerler...

Herkes, en doğru bilginin kendisinde olduğunu ileri sürüyor.

 3 sav çatışıyor bu alanda.

1. Hazar Denizi doğusundaki Türk ülkelerinin halkı islam dinini kolayca kabul etmiştir.

2. Türkler, islam dinini kılıç zoruyla kabul etmiştir.

3. Arap orduları Türklere asla zulüm yapmamış, daima şefkatle hareket etmiştir.

Bu yazıda Arap topraklarının kuzeydoğusunda kalan Türk ülkelerinin nasıl, ne yolla islamlaştırıldığını ele alacağız.

'' Halife Ömer zamanında (634-644) İslam orduları Nihavend Savaşı'nda (642) , başarılı olarak bütün İran'a hakim olmuşlardı. İran'ın son Sasani hükümdarı Yezdicirt, Merv şehrine kaçarak Türklere sığınmıştı. Araplar Yezdicirt'i takiben doğuda Batı Türk Devleti sınırlarına kadar ilerlemişler ve Türklerle temasa gelmişlerdi. Bu tarihlerde Batı Türk Devleti, Çin entrikalarıyla son çöküş günlerini yaşıyordu. Gerçekten 659'da bu Türk devleti mahvolmuş ve Türk memleketleri birtakım hanlar ve beyler elinde parçalanmış ve baştan başa anarşi içinde kalmıştı. Türk beyleri birbirleriyle boğazlaşıyorlardı; batıdan gelen Arap istilasına karşı birlik yaratacak halden uzak bulunuyorlardı. Halbuki Aaplar bütün İran'a sahip olmuşlar , İranlıları 10-15 sene zarfında müslüman yaparak kuvvetlenmişlerdi. İşte Türk-Arap mücadelesi , bu hal ve şart içinde başlamıştır.

Araplar Halife Osman zamanında ( 644-656 ) halkının büyük bir kısmı Türk olan Horasan bölgesine kesin olarak yerleştiler ve doğuya doğru ilerlemeye başladılar ; Herat ve Belh şehirlerini zapt ettiler, Ceyhun Irmağı'na dayandılar.

Muaviye zamanında Horasan, doğuya yapılacak seferler için güvenli bir hareket merkezi haline konuldu. Bu kıtaya Basra ve Kufe'den 50 bin kadar Arap göçmeni taşınarak yerleştirildi. Türklerin üzerine atılmak için artık fırsat gözetleniyordu; bu fırsat gecikmedi; gerçekten Türk beyleri ve hanları arasında birbirleriyle vuruşmalar başladı. Bundan yararlanan Araplar derhal Toharistan ve Maveraünnehir gibi Türkellerine saldırmağa başladılar. Bu suretle başlayan mücadele Emevilerin yıkılışına kadar devam etti. Bununla beraber Arapların Türk memleketlerine olan saldırıları Abdülmelik devrine (685-715)- yani 30 sene- kadar adi çapulcu akınlarından ibaret kalmıştır.'' (*)

Kuteybe bin Müslim adlı bir zalim sergerde, Halife Abdülmelik tarafından Horasan'a vali olarak atandı. Arap tarihçileri onun komşu Türk kabilelerine yaptığı seferleri överler.

705 yılında Halife I.Velid döneminde Toharistan'da çıkan ayaklanmayı pek zalim yöntemlerle bastırdı. Belh kentini ikinci ayaklanma sırasında yıktırdı. Bir süre sonra ordusunu kardeşi Salih bin Müslim'e bırakarak Merv'e döndü.

Kuteybe 706'da , o dönem Asya'nın en büyük, en varsıl tecim ortacı Baykend'i iki ay kuşattı ve kale duvarlarını delerek işgal eti.  Kentin görkemi Arapları şaşırttı. Talan edebilmek için bir kargaşa çıkardılar. Birkaç gün bu görkemli, bayındır kenti yağmaladılar. Yakıp yıktılar. Eli silah tutabilecek Türk erkeklerini tümüyle öldürdüler. Kadınları ve çocukları tutsak ederek Horasan'a gönderdiler.

Bu zulüm üzerine Buhara Hükümeti , direnme yanlısı Vardan Huda çevresinde topladı.

Kuteybe, kendisine karşı birleşen orduların arasını açmak için bir süre bekledi ve süratle ilerleyerek onları geriye attı. Ordusu, kardeşi Abdurrahman bin Müslim kumandasında , Tirmiz'den Maveraünnehir'e ( Ceyhun ile Seyhun arası ) geçti.

708 'de Vardan ölmüştü. Kuteybe, bunun üzerine Buhara'yı kuşattı. Yerli halkın ihanetiyle kente girdi. Semerkant Soğd ( Sogdiana ) hükümdarı  Tarhan (Tarhun) , Arap egemenliğini tanımak zorunda kaldı.

Kuteybe'nin kardeşi Abdurrahman , 710'da Belh valisi ilan edildi.

Kuteybe, Haccac'ın (**)  buyruğuyla , Sistan Türk hükümdarı Rutbil'in üstüne yürüdü. Rutbil , Arap egemenliiğini tanımak zorunda kalınca da Maveraünnehir'e döndü.

 Kardeşi Hurrezad ile savaşan Harizmşah Cığan, Kuteybe'den  3 büyük Harizm kentini vermek koşuluyla yardım istedi.  Bunun üzerine Kuteybe'nin kardeşi Abdurrahman , Hurrezad'ın üzerine yürüdü ve El-Fil kentini işgal ederek Hurrezad'ı öldürdü.

Böylece Harizm'in ünlü beldeleri Arap egemenliğine girmiş oldu.

Haccac, Semerkant üzerine yürümesi için Kuteybe'ye izin verdi. Kardeşi Abdurrahman, bunun üzerine öncü birliklerin başında yola çıkardı. Kendisi de büyük bir orduyla Semerkant önlerine geldi. Kent tam 6 yıl direndi. Gurek, kenti savunduysa da teslim olmak zorunda kaldı.

Kuteybe, Semerkant'ta bir garnizon bıraktı; İran kıtalarını Şaş bölgesine gönderdi; kendisi de Hocend ve Fergana üzerine yürüdü. Şaş kentleri işgal edildi ve ardarda, hepsi de harabeye çevrildi.

Kuteybe, genel karargahını 714'te buraya taşıdı. İşbicab'a dek ilerledi. O yıl , koruyucusu, destekçisi Haccac öldü. Halife Velid, Kuteybe'ye yeni ve bağımsız Horasan eyaletinin yönetimini verdi.

Velid ölünce,  Süleyman halife oldu. Kuteybe ona güvenmiyordu.İtaati reddetti. Bağlılık yemini etmedi. Bunun üzerine, savaşlardan bıkmış yorgun ordusunun askerleri Fergana Üsrine'de ayaklandılar. O kargaşada Kuteybe de öldürüldü; başı kesildi.

670 ile 715 arasında, ancak 45 yıl kadar yaşayan kanlı zalim Arap kumandanının sonu , benzerleri gibi oldu. Eceliyle gitmedi bu dünyadan. İşgal ettiği toprakları Türklerin, Farsların kanıyla suladı, bayındır kentleri yıkıntılaştırdı, ele geçirdiği ganimetler onu kurtarmağa yetmedi. Kesik başı Halife Süleyman'ın ayakları altına fırlatılıp atıldı , yaşamı  dramla sona erdi.

'' Katliamlar yapmak suretiyle tecavüze başlayan Kuteybe, hayatının son günlerine kadar bu vahşete devam etti. Baykent'ten sonra bayındır Talkan şehri de tahrip edildi. Burada da tüyler ürperten korkunç bir katliam yapıldı; Araplar, teslim olan Türkleri kılıçla doğramaktan yorulunca zavallıları sıra sıra ağaçlara astılar. Tarkan'a giren yolun altı kilometre uzunluğundaki kısmı iki taraflı ağaçlara asılan insan cesetleriyle korkunç bir koruluk şeklini aldı''.

Ceyhun ırmağının o dönemde adı Oxus idi. Acem halkı Amu Derya diyordu. Türklerin Seyhun adlandırdığı ırmak da Sirderya. Araplar bölgeye Maveraünnehir ( Irmak ötesi ) adını verdiler. Kuteybe'nin ardından gelen mülki yöneticiler, Arap kumandanlar bölgenin çoğunluğu Budacı ( Budist ) olan halkını islamlaştırdılar.

VIII. Yüzyılda Arap işgalinin acılarını yaşayan bu topraklar XIII. Yüzyılda Moğol ordularının, XV. yüzyılda Timurluların, XIX. Yüzyılda Rusların da işgaline uğramıştır.

...................

* Tarih 2. 1932. Maarif Vekaleti. Lise Ders Kitabı.140-148 ss.  Ankara

** Haccac bin Yusuf : 661 Taif-714 Vasıt,Irak. Emeviler döneminin e güçlü valilerinden biri. Yönetsel yapının pekiştirilmesinde belirleyici etkisi olmuştur. Ayaklanmaları bastırmada zalimliğiyle ün kazandı. Mekke'de, Irak'ta ayaklananları toptan yoketti. Kimin halife olacağına da o karar veriyordu. Irak'ta 20 yıl valilik yaptı. Haricileri sindirmek için 120 bin kişiyi öldürttü. Halk arasında adı ''zalim'' olarak kaldı. Zulmüyle ünlü bu Arap devlet adamı bir ekonomist idi. Yeni bir Arap parası bastırdı; eskilerin tedavülden kaldırdı. Köylerden kentlere göçü durdurdu ; tarım ve hayvancılığın gelişmesini sağladı. Sulama kanalları açtırdı, bataklıkları kuruttu.Yeni tarım alanları açtırdı. Fakat, Emevi Devleti'ni yıkılmaktan kurtarma çabaları, halkın refah düzeyinin yükseltilmesi için girişimleri , edebi değeri olan güzel konuşmaları ( hitabet ) Arap tarihçilerince de önemsenmemiş, hakkında yazılan kitaplar hep yerici nitelikte savlarla dolmuştur.  Çünkü kan dökücülüğü, zalimliği ile kazandığı ün, diger iyi özelliklerini bastırmıştır. Ondan günümüze ''haccacane'' terimi miras kalmıştır.

..........................

25 Eylül 2023.

Ürgüp