Medyayı Doğru Kullanmak
Medya’da aynı özgürlük kavramı gibi sınırsız değil ve istediğimiz gibi kullanamayız. Ben özgürüm istediğim gibi konuşurum istediğimi yaparım diyemeyiz. Medyayı kullanmakta kısıtlama getiremeyiz ve baskı ile sınırlandıramayız ancak her şeyi, her istediğimizi, her egomuzu, kurumlara baskı aleti olarak medya özgürlüğü adı altında medyayı kullanamayız.
Bunun bir çerçevesi olduğunu unutmamalıyız tabii ki medya özgür olmalı ancak bu özgürlüğün da bir çerçevesi var, tabii ki medya istediğini özgürce yazmalı, eleştiri yapmalı, doğru gitmeyen olayalar, uygulamaları gündeme getirerek bu olayları doğru yola girmesini sağlamalı. Usulsüzlük hangi seviyede ve herkimse tarafından yapıldıysa sonuna kader üzerine gitmeli ve bunun devam etmemesi için sonuna kader takıp etmeli. Kurum, mevki, seviye, güç, yakını uzağı, benden senden…… gibi bir çok şeyi aşarak üzerine gidilmeli.
Bu çabalara ve çalışmalaraherkes tarafından destek vererek bu medya gruplarına destek olunmalı.
Medya herkese, her güce, her kuruma, her yapıya…. Eşit mesafede olmalı ve kriteri usulsüzlük, yanlış…. Gibi olayların üzerine gitmek olmalı yoksa itibarini, ciddiyetini, halkın güvenini…. Zaman içinde giderek kayıp eder.
Her yanlışı, herkes, her kurumda, her güçte, üzerine gitmeli yoksa takıntı mi olarak, yoksa beklenti mi olarak, yoksa işlerini yaptırmak amacı ile mi 2-3 kurum üzerinde sürekli olarak kalması o medya grubunu giderek yıpratır, toplum güvenini kayıp eder.
Medya gruplarını takıp ettiğimizde görüyoruz ki bir medya grubu mesela sürekli 2 kurum üzerinde odaklaşmış. Sanki Nevşehir’de başka kurum, kişi, yok sadece bu iki kurum var. Nerede ise bu iki kurumdan canlı yayın yapıyor gibi sürekli özellikle veya bazıların dediği gibi sadece bu iki kurum ve yöneticileri ile ilgili eleştiriler görmekteyiz.
İnsanlarda bu algı oluşmakta ki Nevşehir’de sadece bu iki kurum mi var? Bu iki kurumun başındakiler mi sadece bu eleştirilere maruz kalmalı? Ve sadece bu iki kurum sürekli gündemde tutuluyor? Böylece acaba başkalarınıunutturulmayaçalışılıyor? acaba beklentiler mi var? Acaba bazılar o kurumlarda bir şeyler yapamıyor daondan bunlar yıpratılmayaçalışılıyor?..... gibi bir çok fikir insanın aklına geliyor.
Bunlara örnek olarak 1: Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) ve rektörü 2: Nevşehir Devlet Hastanesi ve Başhekimi. Bu kurumlarda çalışanlarla konuştuğumuzda tabi bazı eksikler, bazı yanlışlar bazı.. var buda her kurumda ve her yöneticide var. Keşke Nevşehir’de sadece bu iki kurumda eksikler ve sorunlar olsa o zaman bu yaklaşım doğru ancak gözüken hiç de böyle değil. Bu iki kurumda çok güzel çalışmalar, gelişmeler var.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) eski Rektörü sayın Filiz Kılıç üniversitede ve Nevşehir devlet hastanesi eski başhekimi Yücel Şal kendi dönemlerinde çok emekler verdiler çok çabalar gösterdiler onlara buradan teşekkür etmeden geçemem. Bu bir çalışma sürecidir birbirinin devamıdır. Bu dönem de Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) ve Nevşehir devlet hastanesinde büyük gelişmeler, çabalar başarılar ve ilerlemeler sağlanıyor bunları görelim ve belirli amaçlar doğrultusunda bu iki kurumu ve iki yönetici yıpratmayalım.
Bu iki kuruma destek verelim çalışmalarında yardımcı olalım. Yoksa 1 hafta Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ve Rektörünü, diğer hafta Nevşehir devlet hastanesive başhekimini, diğer hafta her ikisini gündeme getirmek 4. Haftada havadan sudan yazı yazarak böylece sürekli bu sırayı takip ederek bu kurumları yıpratmaktan başka bir sonuç olmaz.
Ayrıca bu grup medyanın da insanların gözünde güveni, etkinliği, kaybetmekten başka kendilerine de zarar vermekte.
Tabi bunların büyük ihtimalle bilinçli yapılmamakta olup bu medya grupların bu konularda dikkatini çekmek istedim. Çünkü bazen farkında olmadan art niyet olmadan, bir beklenti olmadan yanlış yapabiliriz.
Ali Haydar
04.09.2022