NEREDE O ESKİ POSTACILAR

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

“Bak postacı geliyor/Selam veriyor/Herkes ona bakıyor/Merak ediyor” diye şarkılar bestelenmişti. Unutuldu o postacılar. Henüz cep telefonları yok, sabit telefon alabilmek içinde sıraya girmek gerekir. Çoğu köylerde ise sadece muhtarlıkta telefon var. O halde geriye en etkin haberleşme aracı olarak mektup kalıyor.

1980 yılların sonunda zarfın ön yüzünde sadece “Gönderen Sefer Er Nevşehir, Alıcı Faruk Güçlü Ankara” yazılı bir mektup aldım. O yıllarda yaklaşık dört milyonluk Ankara’da ya bir tek Faruk Güçlü vardı ya da Ankara postaları beni tanıyordu.

“Ankara Ankara güzel Ankara

Seni görmek ister her bahtı kara

Senden medet umar her düşen dara”

Her başı sıkışanın medet umduğu yerdir Ankara . O nedenle Ankara postaları çok çalışır. Değerli yazar dostum Ankara’ya mektup yazsan ne yazarsın dedi hemen aklıma Ankaralı başlıklı şiirim geldi.

Yıl 2025 “Bak postacı geliyor/Herkes ona bakıyor” dediğimiz postacılar gelmiyor artık. PTT eski PTT değil. Posta özelleşmiş eski mektuplar unutulmuş, artık e-mail, Whatshapp icat olmuş. Özel kargo şirketleri türemiş.

Yine de bir mektup yazmak geldi içimden

“Ey güzel Ankara

Orhan Veli’nin Cemal Süreyya’nın şehri Ankara. Orhan Veli’yi belediyenin açtığı çukurda kaybeden Ankara. Dön bir bak Anadolu’ya. Tarlalar ekilmiyor artık eskisi gibi. Ahırlarda hayvan kalmamış. O güzelim taş odalı evleri olan köyler boşalmış. Dereler daha bir sessiz akıyor artık. Kar bile eskisi gibi yağmıyor Ekecik Dağı’na.

Çiğdemler boynu bükük açıyor. Kağnı gıcırtıları kalmamış köy yollarında. Evet yollar asfalt. Köylerde Ecnebi malı arabalar.

Orak bileyen, enlik yapan, bulgur eleyen de yok. Hele kışın yakmak için hayvan pisliğinden kerbiç yapan köy kadınları da yok artık.

İmece, dost odaları ,uzun kış gecelerinde bir odaya birikip sohbet eden köy sakinleri de gittiler birer birer. Mezarlık güzel insanlarla dolu.

Bende ekmek parası için geldiğim büyük kentte, umudumu, insanlığımı ve çocukluğumu kaybettim bulun artık.