OKULLAR AÇILIYOR - 1

                Dr Seyfi ŞAHİN

Dün okullar açıldı.

Ana, ilk, orta ve liseler öğretime başladı.

Bu okullarda öğrenci sayısı 18 milyonu geçiyor.

Ayrıca 8 milyondan fazla da üniversite öğrencisi var.

25 milyondan fazla öğrencinin eğitimi acaba nasıldır?

                ***

Önce bizim çocuklarımızı terbiye eden, en üst kuruluş Milli Eğitim bakanlığıdır.

Ayrıca mesleki eğitim veren üst  kuruluş da YÖK dür.

Ancak Milli Eğitimde meslek liselerinden de sanat öğretilmektedir.

Bir de çıraklık, kalfalık ve ustalık  eğitimi  veren bir kuruluş vardır.

Bu okullarımızda üniversite öğreniminden önce, adı Milli Eğitim olduğuna göre,

Milli bir eğitim öğretim vermesi  beklenir.

Gerçekten öyle midir?   Maalesef;  Hayır demek zorunda kalmaktayız.

                ***

1839 yılından sonra, o zaman “Osmanlı Devleti” dediğimiz milli devlet,

Düşmanımız İngiliz’in eline geçti.

1700 yılından sonra İngiliz krallığı, 100 yıl içinde Osmanlıyı yıkmak için planlar yaptı.

Bu o kadar gizli, o kadar kapsamlı ve ayrıntılı idi ki; 5000 casus gönderdiler.

1830 Türk Rus savaşından sonra, Osmanlı devletinin yenilmesi, maaşları bile ödeyememesi,

Yeniçeri ocağının kaldırılıp, ordusuz kalması, Navarin baskını ile devletin  donanmasız da kalması,

Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın Kütahya’ya kadar gelmesi,

İngilizleri gayrete getirdi.

Malta’daki donanma ile Rusya’yı  tehdit edip, Osmanlının eski sınırlarını güvenceye aldı.

İstanbul’a gelen Ruslar geri çekildi.

İbrahim paşa da, Osmanlıdan tavizler alarak ve Hidivlik kurarak  o da Mısır’a çekildi.

Bütün bu olaylardan anlıyoruz ki;

İngilizler; Padişah  2.  Mahmut’a’ muhtemelen,” Gel bakalım arkadaş;

Osmanlı hanedanını kaldıralım, devleti işgal edelim mi?

Yoksa bizim dediğimizi yapacak mısın?”

Muhtemelen O da; “Ne yapma mı  istiyorsunuz? ” dedi.

Onlar da; “Sarığı çıkar, fes giy! Pantolon giy! Mehteri kaldır, Müzika’yı Hümayunu koy!

Bizim istediğimiz Avrupai mektepleri aç!, Yörükleri yerleştir ki, dağlar güvensiz hale gelsin!

Bir de devlet kadrolarına bizim adamlarımızı yerleştirip yetkiyi onlara vereceksin! ” dediler.

2. Mahmut da; “Peki” dedi. Ne demesini beklerdiniz ki?

O günden sonra 1921 yılına kadar bütün padişahlar, İngiliz’in tehdidi altında görev yaptı.

Sultan Aziz, başkaldırıp, donanma kurunca, Mason kadrolar donanmayı, Dolmabahçe’ye sürüp:

“ İn aşağı! Sen bizim efendimizi nasıl tehdit edersin!” dediler.

                ***

İşte o gün bu gündür;  Dünyaya nizam vermiş Büyük Türk Milleti’nin ayaklarına düşman zinciri takıldı.

Önce medreseleri devre dışı bıraktılar. Yetkisiz, etkisiz hale getirdiler.

Sonra bütün mesleklerde, yeni  ve Yüksek okul açtılar,

Tıbbiye, mülkiye, harbiye, mühendishaneler v.s…

Tamamen sübhaneke’den başlayıp İslam’ı öğreten mahalle mektepleri yerine,

Cedid, yeni ve İslam dışı, Avrupai mektepler açtılar.

Şemsi efendi mektebi, Fevziye mektepleri v.s.. . Ayrıca İdadiler, Rüştiyeler devam etti.

Muteber İslam ilimleri öğreten, El Ezher, İngiliz casusu, Mason hocalara verildi.

Cemalettin Afgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza’yı yerleştirip;

“İslamda faiz var, kadınlar açılabilir,  gavurlara uyun” diye, fetva verdiler.

Bu mekteplerden İslam kovuldu. Avrupa’nın üstünlüğü, yenilmezliği,

İlimde, teknikte onları taklit edip, kültürde, inançta onlara özenen,

Onlara gıpta eden, aşağılık duygusu içinde maneviyatı bozulmuş,

Artık ruhen köleleşmiş, nesiller, kadrolar meydana gelmiştir. Onlara:

 “Suçlu İslam, suçlu padişah, suçlu senin gelenek ve törelerin” diye öğretilmiştir. (devam edecek)

__________________-

10.09.2023, Kayseri.