SEVGİLİ ARKADAŞIM NAMİ ARAZ

5 yıl, 10 yıl, 30 yıl değil.

1958'den bu yana süren bir güzel dostluk.

67 yıllık arkadaşım Nami Araz...

O yılın 1 Ekim günü Nevşehir Muhtelif Gayeli Ortaokulu 1 A sınıfında öğrenciyiz.

İlk çekingen davranışlar...Arkadaş olmada, belirlemede tutukluk…

Ne mutlu ki, aynı sırada oturmuşuz, birbirimizi kardeş bilmişiz.

Şöyle geçmişe dönüp bakıyorum da, yıllar bir film şeridi gibi akıp geçmiş.

Acaba diyorum, Nami'yi üzdüğüm, ilgisiz kaldığım, kırdığım bir an oldu mu?

Bana darıldı mı hiç ?

Nami her derste özenli, temiz ve titizdi. Verilen ödevleri en güzel o yapıyor; öğretmenler örnek olarak onun defterlerini, çalışmalarını bize gösteriyordu. Coğrafya öğretmenimiz Kemal İlktürk, onun çizdiği haritaları öğüyordu. Biz de imreniyorduk; onun gibi yapmağa çalışıyorduk. Denizler , göller, okyanuslar , ırmaklar gökçe, yüksek dağlar kahverengi, üzerinde buzul örtüsü varsa ak, akça...Boyaklı kalemleri iyi kullanıyordu.

Resim dersimize giren Mustafa Alırsatar da ressam arkadaşı Neş’et Günal’ı bir yandan anlatırken, Nami’nin çalışmalarını öğüyor ve bize örnek diye gösteriyordu.

MGO'da dostluğumuz sürdü. Ben Lise'ye devam ettim. O da Öğretmen Okuluna...

Bende öyle bir kanı oluşmuştur ki, sevgili arkadaşımın tüm öğretmenlerle, öğrencilerle, herkesle diyalogu son derece düzgündür. Ömrü boyunca hep sevmiş ve de sevilmiştir.

İlkokul öğretmeni oldu. Yetmedi; Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü'nü bitirdi; ortaöğretim kurumlarında görev yaptı, sanatın, kültürün, bilimin , emeğin ne demek olduğunu bilen binlerce öğrenci yetiştirdi. İz bırakan, etkisi yaygın bir eğitimci olarak tanındı.

Mezun olduğu GEE'nde lisans tamamlama programını da tamamladı.

Ürgüp'te Belediye Sanat Danışmanı iken, biz de Diyarbakır'dan Ürgüp'e dönmüş oluyorduk. Birçok vesile vardı buluşmak, söyleşmek için. Taşkınpaşa Köyü'nde yaptırılan Şair, Türkü Sanatçısı Refik Başaran'ın mezarının onarımı sonrasında yapılan törende de birlikte hazır bulunduk ve Belediye Başkanımız Sevgili Bekir Ödemiş Bey'e teşekkür ettik.

Resim, relief, müzik kursları açtı ve çok sayıda çocuğu, genci eğitti. Ürgüp 'ün yetiştirdiği devlet adamlarını, sanatçıları, iş adamlarını, turizmcileri relieflerle değerlendirdi. Günümüzde birçok yerde onun eserleri hayranlıkla izleniyor.

Bir yazımda dile getirmiştim. Kıbrıs'ta bir üniversitede öğrenci olan bir genç kız, Nami'den yardım istemiş. Dönmesine az kalmış, fakat Nevşehir Halk Türkçesi konulu ödeve başlayamamış. Nerdeyse bunalım geçiriyordu. Nami bana anlatınca, o sırada yeni çıkmış olan, çantamda birkaç tane taşıdığım Nevşehir Folkloru 1 adlı kitabımızı kendisine armağan ettim. Zavallı , sevinç gözyaşlarıyla teşekkür etti. Bu derlemeden yararlanarak ödevini tamamladığını ve Kıbrıs'a dönmüş olduğunu arkadaşım mutluluk duyarak daha sonra açıkladı bana. Demek, bu küçük kitabımız bir işe yaramıştı. Bu, sevindiren bir olay oldu bizler için. Bunu, kitabın yazarlarından emmimoğlu eğitimci yazar Hüseyin'e ve Türkçe Öğretmeni Mustafa Kaya'ya da anlattım. Onlar da sevinç duydular, mutlu oldular.

Her karşılaştığımızda okul anıları...Sevdiğimiz, takdir ettiğimiz öğretmenlerimiz...Görev yaptığımız yerlerde eğitim sorunlarını dile getiriyorduk.

Uçhisar-Göreme yeni yoluna yakın stüdyosunda ziyaret ediyordum; durmadan üretiyor, turistlere sunuyordu eserlerini.

Yaz aylarında kısa sürelerle İstanbul'da kaldığımızda da karşılaşıyor, söyleşiyorduk. Kadıköy Bahariye Caddesi, sahaflar...

Geçen yıl Tahsinağa İlçe Halk Kütüphanesi'nde kitap okuyordum. Genç bir kadının beni dikkatle izlediğini farkettim. Merakımı bir süre sonra açıklamasıyla giderdi.

'' Hocam, ben sizden resim dersleri alarak Eğitim Fakültesi'ne girdim. Şimdi öğretmenim.''

Gözleri ışıltılı, sevinçten yaşarmış.

'' Beni meslek sahibi ettiniz. Size minnettarım Hocam. Hiç unutmadım verdiğiniz emeği .''

Anında cep telefonumla fotografını çekip Nami'ye ilettim. Ve genç hanım öğretmenimizin söylediklerini yazdım. 5 dakika sonra yanıt geldi. O da kurs verdiği öğrencisini tanımıştı; öğretmen olmasıyla mutluluğunun arttığını bildiriyor ve selamlarını söylememi istiyordu.

Gülümseyerek, kurs verenin ben olmadığımı, Nami'nin olduğunu hanım kızımıza açıkladım.

...............................................

'' Hocam, siz Nami Araz mısınız ? ''

Ürgüp'te, Nevşehir'de, Avanos'ta, Derinkuyu'da gezerken zaman zaman otuzlu, kırklı, ellili yaşlarda baylar, hanımlar sorarlar bana...

Aynı soruyu Nami'ye de soruyorlarmış.

'' Hocam, siz Emrullah Güney misiniz ?..''

Demek, birbirimize benziyoruz. O benim ikiz kardeşim gibidir. Dostluğumuzun daha nice nice yıllar sevgi dolu, saygı yüklü sürmesini diliyorum. Ne mutlu ki, şu fani dünyada Nami Araz gibi candan , gönülden bir arkadaşım var...

-----------------------

23 Haziran 25, Ürgüp