DİLLERİN GİZEMİ

Ankara Üniversitesi öğrencisi olduktan sonra bölümler arasında geçiş kolaylığı vardı.

Yıl 1964.

Önce kaydımı Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne yaptırdım.

Fransızcayı seviyordum.

Fakat Nevşehir Lisesi'nde öğrenilen fransızca ile bu bölümde öğrenciliği sürdürmek zordu.

Fransız Kültür Merkezi, Kızılay'da görkemli bir yapı idi. Öğrenciliğim sırasında en çok vakit geçirdiğim yer oldu burası. Varsıl bir kütüphanesi tam bir çalışma ortamı sunuyordu. Ardarda resim, fotograf sergileri oluyordu. Konferanslar düzenleniyordu.

Baktım bir sinema filmi afişi : Le Diable Boiteux.

Diable şeytan demek. Boiteux nedir, bilmiyorum. Boite kutu demek. Bu sözcük de olsa olsa ''kutudaki'' olabilir.

Sonra, arkadaşlara bilgiçlik tasladım.

Fransız Kültür Merkezi'nde ''Kutudaki Şeytan'' adlı bir film gösteriliyor. Gidip seyredelim.

Yaz aylarında, daha lisedeyken Belçika'ya, İsviçre'ye, Fransa'ya gidip dilini geliştiren öğrencilerin varlığını nerden bilebilirdim ki !

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bilgiçliğimin karşılığını aldım. Kahkahalarla güldü arkadaşlar.

Meğerse ''Boiteux'' topal demekmiş. Le Diable Boiteux de Topal Şeytan. Napolyon döneminde yaşamış, aksak yürüyüşlü , kurnaz, sinsi, eski bir politikacı ele alınıyormuş.

Dil Ve Tarih Cografya Fakultesi Dtcf 167B5923Ac51Fb

.........................

Bir harf anlamını değiştiriyor sözcüğün.

Courtisant ne demek ? Dalkavuk, yalaka...

Bu sözcüğün sonuna e harfi getirilirse fahişe anlamını üstleniyor.

Demek ki Fransız kültüründe erkek dalkavuk; dişisi fahişe oluyormuş.

Latinceden doğan diller arasında fransızca en köklü, en ahenkli dildir. Digerleri Portekizce, İspanyolca, İtalyanca da lirik, şiirlidir, fakat Fransızca ile yarışamazlar.

Fransızca bir uygarlık dilidir aynı zamanda. Kanuni Sultan Süleyman döneminde başlayan Türk-Fransız ilişkileri, inişli çıkışlı olsa da 1940 ortalarına dek sürmüştür. I. Abdülmecid gibi bir padişah büyük bir cömertlikle Lamartine gibi bir Fransız şaire, yazdığı Osmanlı Tarihi karşılığı olarak Ege Bölgemizde muazzam büyüklükte bir çiftlik armağan etmiştir.

Hekim yetiştirecek Tıp Medresesinde dersler Fransızca idi. Açılış konuşmasını da II Mahmud Fransızca olarak yapmıştı ( Annesi Fransız kökenli idi) , Galatasaray Mekteb-i Sultanisi tümüyle Fransız yöntemlerine göre öğrenci yetiştiriyordu. Tevfik Fikret gibi bir uluğ Türk şairi burada müdürlük yapsa da Mekteb-i Sultani'nin yapısında alafrangalık vardı.

Napolyon Bonapart bir Osmanlı eyaleti olan Mısır'ı ele geçirmek istedi. Akka'da Cezzar Ahmet Paşa önüne dikilmeseydi belki de günümüz Gazze'si, Filistin toprakları, Lübnan daha 1800'lerde Fransa'nın sömürgesi olacaktı.

Birinci Paylaşım Savaşı'nda Fransız orduları bize karşı birçok cephede savaştı. Gelibolu Yarımadası, Filistin, Suriye, İskenderun Körfezi...Savaş sonrasında düşmanlığını sürdürdü Fransa. İskenderon Sancağı'nı sömürgeleştirdi. Berlin-İstanbul-Bağdat Demiryolu'nun TBMM ile Fransa sınırı sayılması bizim tarihimizdeki en büyük ihanetlerden, ülkemize en çok zarar veren diplomatik yanlışlıklardan birisi olmuştur.

Britanya yanında Fransa da İstanbul'da, Çukurova'da, Urfa'da, Ayıntap'ta bize karşı düşmanlığını gösterdi. Ermeni komitacıları silahlandırarak Türk halkının katledilmesine izin verdi.

Savaşın ve barışın kahramanı Uluğ Kemal Atatürk Paşa, Hatay'ı tek kurşun atmadan Fransa'dan kurtardı ama, bizim Hatay diye adlandırdığımız o yurt köşesi 1918-1938 arasında Fransız toprağı olarak kaldı ve sömürgeleştirildi.

Fransa ile ilişkilerimiz barış ortamında gelişmiştir. Dünyanın her yanında olduğu gibi diplomatların Fransızca bilmesi bir zorunluluktu. Bizim diplomatlarımız da 1945'lere değin Fransızcayı kullanıyorlardı. ABD-Britanya ittifakı 2. Büyük Paylaşım Savaşı'nda büyük utku kazanınca Fransızca bir diplomasi dili olarak önemini tümüyle yitirmese de, İngizcenin arkasından ikinci sıraya geriledi.

Günümüzde tüm kıtalarda artık İngilizce önem kazanmış durumdadır.

Fakat Sömürgeleştirme yüzyıllarında Fransız dili ve kültürüyle 100, 150, 200 yıl geçirmiş olan bazı Pasifik adalarında, Afrika ülkelerinde Fransızca hala birinci dildir. Örneğin Atlas ülkelerinde basın, radyo-tv fransızca ile halka sesleenmekte; eğitim ve öğretim Fransızca yapılmaktadır. İçiçe geçmiş 2 ülkenin durumu ilginçtir Afrikka batısında. Senegal içine kama gibi sokulan Gambia bir eski Britanya sömürgesidir ve eğitim öğretim dili İngilizcedir. Oysa Senegal bir Fransa kültürüyle çerçevelenmiştir.

Nijerya eski bir Britanya sömürgesidir. Fakat Nijer Fransa diline, kültürüne bağlı kalmıştır.

Madagaskar, Reunion gibi ada ülkelerde Fransızca eski önemini yitirse de, tümüyle gündemden düşmüş değildir.

GD Asya'da eski Fransız sömürgesi olan Vietnam, Kamboçya Fransız dilini ve kültürünü terkettiği halde Bangladeş, Burma ( Myanmar ) , Sri Lanca, Maldivler gibi eski Britanya sömürgeleri her alanda İngilizceyi kullanmayı sürdürmektedirler ve hatta buna zorunldurlar.

Dillerin özellikleri, kullanım alanları sözkonusu olunca ciltlerle kitap yazmak mümkündür. Biz sadece gözucuyla dillerin sömürgelerdeki günümüz durumlarına kısaca değinmiş olduk.

........................

21 Haziran 25, Ürgüp