TEKNO İNSAN
     İnsanoğlu meraklı bir varlıktır. Bu merak onu kendini ve çevresini araştırmaya, araştırma süreci de yeni keşifler yapmasına vesile olmaktadır. Her keşif teknolojiye bir kapı aralamakta ve bu devinim durmadan devam etmektedir. Çünküteknoloji bir dinamiğe sahip olan, sürekli değişim ve  gelişim gösteren bir olgudur. Her gün yeni bir bilgi  eklendikçe teknoloji de ilerlemektedir. Bu nedenle teknoloji burada kalmayacak,  insanlar yaşadığı sürece teknolojide ilerleyecektir. 
    Teknolojik ilerleyişler bir yandan insanı sevindirirken öte yandan korkutmaktadır. Yaşam koşullarını iyileştirirken diğer taraftan bireysel ve toplumsal hayatın dengelerini de bozabilmektedir. Daha fazla teknoloji kullanayım diyen tekno insan, teknoloji tarafından kullanılır hale gelmektedir. Kendine hizmet etmesi için icat ettiği araçların aracı olmaktadır. Düşünerek  ortaya çıkarılan teknoloji  , kendine bağımlı olan tekno insana bunları düşünecek fırsatı dahi bırakmamaktadır .Buna rağmen toplumun büyük bir  kısmı, tekno insan olma yolunda birbiriyle yarışmakta ve kendisine mutluluk getirmeyen bir olguyu putlaştırmaktadır. Bu durum ise günümüz insanının en büyük paradokslarından biri olarak karşımızda durmaktadır.
   Teknoloji artık her yere girmiş durumdadır. Hastanelerde, okullarda, ibadethanelerde, meydanlarda ve tabii ki evlerin baş köşelerinde hep teknoloji yerini almıştır. Teknolojik aletler  tekno insanın "olmazsa olmazlar" listesinde baş sıraya yerleşmiş, bunların yokluğu  bir panik meselesi haline gelmiştir. Teknolojiyi kullanmıyorum demek ya da teknolojiye ihtiyacım yok demek yadırganır olmuştur. Onsuz hayat öylesine zor gibi gösterilmiş ki, günümüzün  mesih’i/ kurtarıcısı  durumuna getirilmiş ve adeta yeni bir din gibi görülen “teknosizm” doğmuştur. Hatta bu görüş  günümüzde bir sav olmaktan çıkmış ve genel geçer bir görüş haline gelmiştir. 
    Teknoloji büyük bir nimettir elbet . Hayata kattıkları inkar edilemez. Tekno insan teknoloji ile  daha fazla hıza  ve daha fazla rahata kavuşmuştur. Hastalıkların daha çabuk bulunup tedavi edilmesinden tutun, insanların düşüncelerini, duygularını daha fazla insana anlatmasına ve çok uzak yerlere kısa zamanda ulaşmaya kadar saymakla bitmez kolaylıklara erişmiştir. Oysa ki madalyonun diğer yüzü ise  farklıdır. Teknolojik gelimleler  yaşamı hızlandırırken hızlı yaşamda teknolojik gelişmeleri körüklemektedir. Bu hızlı döngü insanının kendinden uzaklaşmasına, duygu dünyasına yabancılaşıp bir robot gibi yaşamına devam etmesine sebep olmaktadır. Öyle ki güneşin batması ile evine ve uykusuna dönen insan, aydınlatma  teknolojisinin ilerlemesi ile hayatı bütün hızıyla yirmi dört saat yaşamaktadır. Öte yandan teknoloji ile hızı ve rahatlığı kazanan  tekno insan bir çok  hazdan mahrum kalmaktadır. Örneğin gelişen teknolojiyle  evleri pvc ile çerçeveleten tekno insan, penceresine şıp diye vuran yağmur sesini duyamaz hele gelmiştir. Sobalı evlerin sıcaklığı ,yerini  kaloriferli evlerin yalınlığına bırakmıştır .Tekno insanların yaşadığı sokaklarda körebe, saklambaç ve akan top oynayana çocuk sesleri yok artık .Mahallede çamura bulanmış topa vurmanın zevkini unutan çocuklar bir simülasyonun karşısında esir olmuşlardır.
    Toplumsal hayatta ise durum daha da vahimdir. Geleneksel ilişkilerimiz gelişen teknoloji doğrultusunda hızla değişmiş ve gerilemiştir. Eskiden  kapı kapı dolaşarak yüzündeki sevinci  dahi  göstererek misafirlerini  düğüne davet eden  gençler , şimdi davetlerini  kartondan davetiyeye yazılmış birkaç cümle  yazı ile yada soğuk bir  e-mail ile yapar hale gelmişlerdir. Dostane sohbetlerin yapıldığı kahvehane ve kıraathanelerin yerini de internet kafeler almıştır. Kış akşamları yapılan çekirdekli ve çaylı uzun sohbetler yereni heyecanlı dizilere kaptırmış durumdadır. Renkli hayatları yansıtan siyah beyaz resimlerin yerini bol renkli resimler ama siyah beyaz hayatlar almıştır. Bir  tuşla mektuplar elimize düşerken , günlerce usanmadan postacı yolu bekleyen ve  ‘’Bak postacı geliyor, bana selam veriyor’’  türküsünü söyleyen insan kalmamıştır. İsmet Özel’in "teknoloji benden aldıklarını geri versin; ben ondan aldıklarımı geri vermeye hazırım" sözü tamda burada yerine oturmaktadır.
  Teknoloji bir araçtır.  Onu yapan da insanoğludur kullanan da . Kendi başına bir mantığı olmayıp onu kullanan kişilerin amaçlarına hizmet eder. Bir buldozerle maden arana bildiği gibi  bir mazlumun bir evi  başına da yıkıla bilir. Bu yüzden  insanoğlu ne zaman ki teknolojinin avantajlarını insani erdemlerinden ödün vermeden kullanırsa, işte  o zaman mutlu bir hayata yelken açacaktır. Aksi halde teknolojinin esirliğinden kurtulamayan tekno insan , kendi sonunu hazırlamaya doğru ilerleyecektir.