Toplum ve Ötekileştirme

Toplum canlı bir unsurdur. Bireysel, ideolojik, kültürel ve daha birçok açıdan birbirleri ile farklılık gösteren insanların oluşturduğu işlevsel ve dinamik yapı ile oluşur.

Bireysel ihtiyaçlara bakıldığında görülen ait olma ve kabul görme ihtiyacı, kendini gerçekleştirme basamaklarının içerisinde yer alır. Bireyler takdir edilmek, desteklenmek ve yardım görmek eylemleri ile birlikte kendi özelliklerinin farkına vararak toplum yararına çalışma göstermek için cesaretlendirilir. Toplumu piramit olarak el alırsak yaş gruplarına göre ayrılan toplumun ahlaki davranış örüntüsünde yüksek oranda yaşça büyük grubun, küçük gurup için örnek olması ve eğitmesi beklenir. Toplumun bir sistem olması ve bu sistemin de sağlıklı bir işleyişe sahip olabilmesi için ise gençlerin yaftalamadan, onur kırıcı eleştirilere maruz kalmadan onları doğru davranışa yöneltecek tavır ve söylemlerle yönlendirilmesi toplumun yükselmesi için bir adım olacaktır. Elbette fikir ayrılıkları olacaktır bu ayrılıklar, ayrık otu olarak görülmektense çiçek bahçesinde ki farklı bir çiçek olarak görülmesi bizi daha güçlü kılacaktır.

Toplumsal olarak yaşanan ayrılıklar ve çatışmalar, bireylerin kendilerini ana vatanlarında ait hissetmelerinde pürüz çıkarıyor ise saygı ve hoşgörü değerlerimiz yeniden ele alınmalıdır. İnanç ve ahlaki bağlamda bakıldığında her ikisinin de içerisinde bulundurmadığı ötekileştirmek ve yargılamak ise doğru kabul edilmemektedir.