Bayrak yarışı başlar
   Sırası gelen herkes bayrağı alır ve belirlenen hedefe doğru koşmaya başlar.
   Hedef geldiğinde onu bekleyen diğer arkadaşına bayrağı uzatır.
   Bayrağı alan arkadaşı ise daha ileri bir hedefe yönelir.
   Bu yarış böyle sürüp gider.
   Toplumlarda aynen böyledir.
   Bayrağı alan yeni nesiller onu daha ileri hedeflere doğru götürmek için çalışır.
   Hedefi tutturamayan, geç kalan, diğer kuşaktan geç alanlar bu yarışı kazanamazlar.
   Dünya ulusları da kendi aralarında bir bayrak yarışına girmişlerdir.
   Bu yarışı mağlubiyet ile bitirmemek adına tüm imkânlar seferber edilmektedir.
   Yüzyıllarca önce, bu bayrağı dünya uluslarının en önünde taşıyan Türk Milleti, bu yarışta geri kalmıştır.
   Geri kalması bir yana, geri kalmayı içine sindirmiş, bu durumu kabul etmiş gözükmektedir.
   Türk Milleti Batı karşısında boynu eğilmiş
   Bir daha da doğrulmamıştır.
   Bu gerçekler epeydir bilinmektedir. Bu konuda yapılan tüm uğraşlar ise boşa gitmiş, eski güç ve şöhretine kavuşmak çok ötelerde kalmıştır.
   Hastalık tedavi edilmemiş
   Gelişim durmuş
   Dünyaya parmak ısırtan başarılar unutulmuş
   Teşhis doğru yapılmamış
   Doğru teşhisi yapılamayan bir problemin tedavisi imkânsız hale gelmiştir.
   Geri kalmışlığımız için hep bahaneler uydurmuşuz
   Bahanelere sığınmış
   Dün bizim karşımızda el pençe divan duranlardan medet umar hale gelmişiz. 
   Şu gerçek bilinmelidir;
   Toplumları değiştiren “çalışmadır”
   Çalışmamız ya eksik, ya da yetersizdir.
   Bu gerçeğin farkına varmalıyız    
   İşçi, köylü, memur, mühendis, doktor, mimar, öğretmen, hemşire vb. kafasını kaldırmadan çalışmalı
   Geleceğimizi kurtarmalı
   Milletimize eski başarılar hatırlatılmalıdır.
   Şiarımız tek olmalıdır; çok çalışmak
   Bu yarışta tüm gücümüzü ortaya koymalıyız.
   Bayrak yarışı ancak böyle sürdürülebilir.
   Bu yarış böyle kazanılabilir.
   Yoksa…
   Yoksa…
   Olacakları söylemeye dilim varmıyor.