20’inci yüzyılın ilk çeyreği (1900’lü yılların başı)
Dünya “görecelik kuramına” odaklanmış
Bilim adamlarının gecesi gündüzüne karışmış, uyku ve dinlenme terk edilmiş…
Sadece çalışma var
Hedefte görecelik kuramı ve onun matematik formülleri var, tüm çalışmalar buna yönelik.
Bu uğurda günler, haftalar, aylar değil yıllar verilmiş, birçok bilim adamının emeği söz konusu…
Bu çalışmalar belki de sonuçsuz kalacak
Hiçbir şey çıkmayacak
Fakat
Bunları düşünen yok
Herkes teoriye odaklanmış
Sadece bilim adamları değil, yazarlar, düşünürler, gazeteciler, zengin, fakir herkes bu teoriyi konuşuyor.
Dünya heyecan içinde
Bilim adamlarının peşlerinde gazeteci ordusu…
Konu ile ilgili yayınlar kapış kapış gidiyor
Hindistan, Rusya, Japonya, Çin, Amerika, Avrupa vb. çoğu dünya ülkeleri ayakta…
Yazışmalar
İtirazlar, yorumlar, mektuplar arkası arkasına geliyor.
Konuyu anlatmak için yapılan uzun mesafeli geziler, paneller…
Peki ya ülkemiz…
Ya Türkiye…
Bu sırada biz ne yapıyoruz?
Biz, ‘İttihat ve Terakki mi, yoksa diğer parti mi iktidara olsun?’ tartışması yapıyoruz. Gözlerimiz dünyaya kapalı, kulaklarımız sağır, gelişmelere sırtımız dönük…
Üç kuruşluk menfaatler ön plana geçmiş
Ne dünya
Ne dünyada yapılan tartışmalar
Ne de ortaya atılan ‘görecelik kuramı’ bizi ilgilendiriyor
Halk geçim derdinde, perişan mı perişan…
Memur maaş hesabı yapıyor, günü kurtarma peşinde…
Köylü, sadece 5-6 saat dinleniyor, kalan zamanını ilkel tarım metotları ile heba etmekte…
Teoriye ayıracak ne zamanımız ne de ilgimiz var
İşte bizim gerçeğimiz
Durum değişti zannetmeyin
Hep aynıyız
Dünya farklı bir yöne koşuyor
Biz, fasit bir daire içinde zaman öldürmeye devam ediyoruz.
İttihat ve Terakki anlayışını aşamadık, alışkanlıklarımızdan kurtulmak ise ne mümkün…
Kısır çekişmeler devam ediyor
Pekiyi, gelişme var mı?
Var…
Fakat bize göre…
Dünyaya göre değil…