HOCA BİLMİYOR..!

   Türkiye seçim sonuçlarına odaklandı,

   Şimdi kuyuya atılan taşı çıkarmaya çalışıyoruz.

   Hoca, sen bu işi bilmiyorsun!

   Öyle bir seçim sonucu ortaya çıktı ki, aşağısı sakal, yukarısı ise bıyık.

   Hoca, sen bu işi bilmiyorsun!

   Ya zıtların birliği olacak, ya da Türkiye’yi bekleyen “hoş olmayan sonuca” doğru yol alınacak,

   Seç seçebilirsen.

   Hoca bu işi bilmiyor!

   Ülkemiz bunu hak etmedi, fakat seçmenin kararı başımızın üstüne,

   O karar da mutlaka bir sağduyu, mutlaka bir güzellik var, bunu şu an görmesek bile gelecek günlerin bu güzelliği bize sunacağına inanıyorum.

   Hiçbir seçim sonucu boş değildir, ya da tesadüfü ortaya çıkmış da değildir.

   Bu sonuçta mutlaka bir uyarı, mutlaka “bir ibretlik durum” vardır,

   Paniğe kapılmadan, kardeşliğimizi bozmadan, bu ortamın geçileceğine, hatta bunun fırsata dönüşeceğine olan inancımı muhafaza ediyorum.

   Hoca, bu işi bilmiyor!

   Bu ülke bizim,

   Yaşanan ve yaşanacak olan sıkıntılar da bizim,

   Bunları aşacak olan, ya da aşmamız için gerekli sorumluluğu taşıyacak olan da biziz.

   Ya bu deve güdülecek, ya bu diyardan gidilecek. Tarih bize şunu göstermektedir; Türkler hep “deveyi gütmüş” hiçbir zaman “bu diyardan gitmemiştir.”

   O halde zaman çalışma zamanı,

   Zaman sorumluluk alma zamanı,

   Zaman ülke menfaatini en önde tutma zamanıdır.

   Hoca, sen bu işi bilmiyorsun!

   Dünya da çalışan başarıyor, çalışan yol alıyor, çalışan ülkesini geliştiriyor, kalkındırıyor.

   Çalışmayan ise “düz yolda şaşıyor.”

   Çalışacak olan da, çalışması gerekli olan da biziz. Eğer bu ülke

Kalkınacaksa, bu senin, benim, onun sayesinde olacaktır, başkaları gelip bizim elimizden tutmayacaktır.

   Sorumlulukta bizim, görevde bizim.

   Kırk akıl birleşecek, “kuyuda ki taş çıkarılacak.”

   Seçim bizim.

   “Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya,

   Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk SAKARYA...”

   Hoca, sen bu işi bilmiyorsun!