ÖZKONAKLI BİR YAZAR ; EMİN TÜRK ELİÇİN

Emin Türk Eliçin, ülkemiz edebiyat tarihinde değeri bilinmeyen ve çabuk unutulan yazarlarından birisidir.   

Emin Türk Eliçin, 21 Mart 1906 Tarihinde Avanos İlçesi Genezin (Özkonak) Kasabasında dünyaya gelmiştir. Yoksul bir köy imamının dokuz çocuğundan biridir. Babasının talebiyle yedi yaşında hafız olmuş ve Nevşehir’e din eğitimi için gönderilmiştir. İmam baba Emin Türk’ü iyi bir hafızlık eğitiminden  sonra Niğde Muallim Mektebi’ne kaydettirmiştir.

Emin Türk, eğitimini Niğde, Ankara, Konya ve İzmir’de tamamlar ve İzmir Muallim Mektebi’nden mezun olur. 1927 yılında öğretmen olarak atanan Eliçin, Ankara Çubuk İlköğretim Okulu’nda göreve başlar. Bir ağa çocuğunu sınıftan atması sebebiyle ağa tarafından tehdit edilen Emin Türk, Kayseri’ye, Zincidere Yatılı Öksüzler Okulu’na sürgün edilir.

O dönemde yayınlanan “Resimli Ay” dergisinden etkilenir, O dönemi kendisi anılarında şu şekilde anlatmaktadır.“Vardım İstanbul’a. Resimli Ay’da, putları kırmaya kalkan bir cesaret, erkekçe güzel haykırışlar görmüştüm. Birkaç kez kapısından korkak adımlarla geçtiğim matbaaya bir gün giriverdim. “Köylü bir öğretmenin saygılarını sunmaya geldiğini” söylediğim gözlüklü, Amerikalıya benzer bir adam Zekeriya Sertel beni iltifatla karşıladı, iyi giyinmiş güzel bir kadını “Karım Sabiha” diye, ortada dolaşan dev cüsseli, çemrek kıllı kollu, mavi gözlü, kızıl kıvırcık saçlı adamı “Şair Nazım Hikmet” diye tanıttı. Üzerimde iyi bir etki yaparak benimle konuştular. Bir aralık Sabiha hanım bana: “Dergimizde yayımlamak için yazınız yok mu?” diye sordu. Yok demeye utandım, var dedim; halbuki o güne kadar yayımlamak düşüncesiyle bir tek satır bile yazmamıştım. O gece otelde kaleme sarılıp beni tutuklatıp mahkemeye götürecek olan “Köyümde Neler Gördüm” yazısını yazdım”(Emin Türk Eliçin Vakfı İnternet Sitesi)

Ertesi gün yazı beğenilir ve dergide basılır. “Köyümde Neler Gördüm” makalesinden dolayı Emin Türk, Sabiha Sertel ve yazı işleri müdürü Behçet Bey mahkemeye verilir. Emin Türk “35 gün” tutuklu kalır. Oysa Emin Türk siyasi bir yazı yazmamış sadece köylüsünün sorunlarını anlatmıştır. Yazısı sebebiyle 35 gün tutuklu kaldığı dava da Sabiha Sertel ve Emin Türk  beraat ederler. Bu arada İstanbul’dan uzaklaştırılıp Adana’ya Beden Eğitimi öğretmeni olarak atanır. Adana’da kimilerinin deyimi ile “rahat durmaz” Nazım Hikmet’ten şiirler okuduğu için Eliçin açığa alınır, artık öğretmenlik mesleği sona ermiştir.

Edebiyat dünyasına iyiden iyiye merak sarmıştır. Peyami Safa ile Nazım Hikmet’in şiddetli tartışmalarına da dikkatle izler.

“Anadolu’dan sözcük derleme konusunda radyo duyuruları yapıldığında Emin Türk öğretmenliğine son verilmiş olan 26 yaşında bir genç olarak hemen köyüne dönüp köy evinin damına kurduğu çadırda altı ay çadır hayatı yaşayarak annesi ve yöre halkından sözcük derler. Ankara’da Milli Eğitim Bakanı bu gencin 900 sözcük derlediği kitapçığı önemser ve 1933 ilkbaharında Türk Dil Kurumu’nda mümeyyizliğe tayin edilir. Kısa sürede Cemiyet üyeleri Besim Atalay, Ahmet Cevat Emre, Kazım Nami Duru, Hasan Ali Yücel ile dostluklar kurar.Asker oluncaya kadar, bir yandan folklorla uğraşır, bir yandan da sıkı bir şekilde okumaya devam eder”(Emin Türk Eliçin Vakfı internet sitesi).

Bu arada Eliçin, “Kemalist Devrim İdeolojisi” kitabını hazırlar “Kadro’nun 30’lu yıllarda çıkan, “Kemalizm’i oldukça özgün ve yeni bir açıdan incelemeye çalışan bir dergi olduğunu yazar ve bu derginin görüşlerine de yer verir.

Emin Türk, eline ilk para geçtiği yıllardan beri önce kardeşleri ile başlayarak, köyünün yetenekli çocuklarını Ankara’da okutma uğraşı içindedir. Suat Taşer, daha sonra eşi olan Asiye Özdemir (Eliçin), İbrahim Erden bunlar arasındadır. Suat Taşer ve eşi asiye Eliçin ölümünden sonra bu durumu anılarında anlatmaktadır. Zira o dönemde yoksul bir köy çocuğunun metropol bir şehirde okuması oldukça zordur.

“1935 başlarında kendi olanaklarıyla Almanya’ya tahsile gider Dünyaya açılmak arzusundadır. Goethe Enstitüsü’nde dil eğitimi görür, bu arada siyasal bilgilere devam eder, Nazi hocalarla cüretli tartışmalara girer. 1937’de hem ortamın iyice kötüleşmesi, hem de parasızlık nedeniyle yurduna döner. Aynı yıl Nazi Almanya’sından kaçan ve Ankara Devlet Konservatuvarı’nda hocalık yapan Karl Erbert’e Sabahattin Ali’yle birlikte, oyun seçimi, sahneleme ve çeviri konularında asistan tayin edilir. 8 yıl bu görevde bulunur. 1944’te Asiye Eliçin ile evlenir. Ve üç ay sonra dönemin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görevine son verilir”(Emin Türk Eliçin Vakfı internet sitesi).

Artık uzun işsizlik yılları başlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Dünya Klasikleri Dizisi’ne yaptığı 4 ciltlik “Yeşil Heinrich” çevirisinden sonra “Ölümsüz Ülkeye Doğru” adlı kitabı çevirir, ama yeni Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer tarafından uzun süre bekletildikten sonra geri çevrilir. Geçimlerini, Etel, Edip Ekinci ve Çorumlu İbo takma adlarıyla gazetelere yazdığı yazı, yaptığı çeviriler ve Asiye Özdemir Eliçin’in terziliğiyle elde ettikleri gelirle sürdürmeye çalışırlar.

1951’de bir buçuk yıl Yozgat’ta tarımla uğraşırlar. Bir mevsim ürün aldıktan sonra ağanın ve ortaklarının çıkar oyunları yüzünden çiftliği bırakır, Ankara’ya, bir yıl sonra da İstanbul’a, oradan da Samsun’a giderler. Burada liman inşaatını yapan Türk-Alman firması RAR’da 6 yıl mütercim olarak çalışır.

“Emin Türk bu yıllarda Almanya’dan birçok değerli kitaplar getirir. Bunlardan yararlanarak “Tarih Taraması”nı hazırlar. 1960 sonrası İstanbul’a dönerler, göreceli bir özgürlük ortamı vardır. Fakat bu göreceli özgürlüğe rağmen Emin Türk yazılarını yayınlatmada güçlüklerle karşılaşır. Yeni Tanin Gazetesi’nde yayınlanmaya başlayan yazıları, gazete patronunun sakıncalı görmesi nedeniyle kısa bir süre sonra durdurulur. Şükran Kurdakul’un çıkarttığı Eylem Dergisi’nde yazmaya başlar. Bu yazı dizisi ise 1965’de mahkemelik olur.  Yargılama sürerken, “Kahrolan kuşağın güçle direnen örnek aydınlarından biri.” olan Emin Türk Eliçin, ardında çileli ve zorlu bir yaşam öyküsü bırakarak, kafasındaki tüm birikimleriyle 16 Mart 1966’da “sanık” olarak yaşama veda eder. Ölümünden 4 yıl sonra bu yazılar beraat eder ve kitap halinde basılır”(Emin Türk Eliçin Vakfı internet sitesi).

İmam babanın hafız oğlu Emin Türk Eliçin o dönemin ünlü muhafazakar, milliyetçi ve sosyalist yazarlarından etkilenir ve bunlardan bazıları ile yakın arkadaş olur.

Emin Türk Eliçin,Resimli Ay, yeni Edebiyat, Fikirler, Yağmur ve Toprak, Yeni Ufuklar, Ataç, Eylem, Yeni Tanin, Gerçek dergilerindeki yazılarıyla tanınmıştır. Resimli Ay dergisindeki ilk yazısı “Köyümde Neler Gördüm” ve Yeni Edebiyat’da yayınlanan “Irgat Hasan ile Bacısı Şefika” adlı öyküsü yüzünden de hakkında dava açıldı ancak beraat etmiştir. Dünya Mizahından Seçmeler (1971) adlı bir çevirisi vardır.

Emin Türk Eliçin’in ölümünden sonra Asiye Eliçin tarafından 1966 yılında kurulan Emin Türk Eliçin Vakfı 26 Nisan 2009 da Asiye Eliçin’in vefatıyla ara verdiği faaliyetlerine geçtiğimiz yıllarda yeniden devam etmeye karar vermiştir. Asiye Eliçin, 2008 yılında eşi Emin Türk Eliçin’nin yazıları “Bir Dönemin Belge Mektupları (1927-1965”) adıyla yayınlamıştır. Asiye Eliçin, eşinin tükenmiş kitaplarıyla, kitaplaşmayı bekleyen dosyalarını gün ışığına çıkarmaya başlamış ve “Emin Türk Eliçin Araştırma Ödülü” ile yetenekli yoksul çocuklara burs vermiştir.

Emin Türk Eliçin için ardından söylenenlere göz atacak olursak;

“Sapa sağlam bir gövdenin üzerine oturtulmuş sapa sağlam bir kafa, içi pırıl pırıl halk sevgisiyle, memleket sevgisiyle dolu sapa sağlam bir yürek. Bu üç sapa sağlamlığın bir araya gelip birleşmesinden meydana gelmiş tüm Anadolu insanının niteliklerini üzerinde taşıyan pürüzsüz, sapa sağlam bir insan...” (Halil Aytekin, Eylem Dergisi, Sy,31 09 Nisan 1966). Bu tespiti yapan yazar Halil Aytekin’de Hacıbektaşlıdır.

Emin Türk Eliçin’in ölümünden bir yıl sonra çıkabilen önemli çalışması “Ansiklopedik Tarih Taraması: Tarih Boyunca İleri-Geri Kavgası” için Aziz Nesin’in yazdığı önsözde “Dostum Emin Eliçin, bu kahrolmuş kuşaktan bir aydındı. Gelecek neslin Emin Eliçinlerin kendilerine nasıl sessizce, ünsüzce, adsızca çalışarak bir gerçek özgürlük ortamı hazırladığını anlayacaklarına inanıyorum.”

Emin Türk Eliçin’in eğitimi için yardımcı olduğu köylüsü, şair, yazar ve tiyatrocu Suat Taşer ise “İyi İnsanlar Ölmezler” (Suat Taşer,Şölen DergisiMart/Nisan 1966). Diyordu.

Ankara’da Dost kitabevi sahibi yazar Remzi İnanç ise “Asiye Ana. 1994’de Ankara’da kurulan; gerçekleştirdiği eğitim - kültür etkinlikleriyle toplumcu aydın çevrenin güven ve saygısını kazanan Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın uzun ömürlü yaşamasını olanaklı kılmak için, adına yaraşır bir konutunun olmasını düşünerek, Ankara’da Mithatpaşa Caddesi üzerinde 200 metrekare lüks bir daire alıp koşulsuz olarak Vakf’’a armağan etmiştir. İşte Osmanlı’nın dediği “hayr-ül-halef” yani “hayırlı ardıl” budur işte. Herhalde Emin Türk Eliçin de böyle yapardı”(Remzi İnanç,Habitat Org.tr,2020).

Henüz okuyamadım Mehmet Kılıç tarafından yayınlanan Genezinli Eliçin Ailesi isimli bir kitapta bulunmaktadır.

Yazılarından kitaplarından anladığımız kadarıyla, Özkonak Kasabasının muhafazakar ve yoksul bir ailesinin çocuğu olan Emin Türk, yoksulluğun pençesinde epeyce kıvranmış, kendi gibi yoksul ama okuyamayan köy çocuklarına yardımcı olmuştur. Yazılarında o dönemin kırsalında yaşanan bir girdap derinlemesine anlatılmaktadır. İmam bir babanın oğlu olarak iyi bir dini eğitim almış, ülkemizde ve Almanya’da edebiyat, sanat, siyaset ve sosyoloji alanlarında yaşananlara da tanıklık etmiştir. Yazılarında ve kitaplarında yoksulluk ve kırsal kesim sorunları en temel sorun olarak işlenmektedir.

Suat Taşer deyimi ile iyi insanlar ölmez.

Başlıca eserleri:

DÜŞÜNCE-İNCELEME: Türk İnkılabı ya da Şark ve Garp (1940), Asya’nın Avrupa’ya Öğrettiği (1967), Tarih Taraması-Yüzyıllar Boyu İleri Geri Kavgası (2 cilt, derleme 1967), Kemalist Devrim İdeolojisi (1970), Kemalizm ve Türkiye (2004).

ÇEVİRİ: Altın Zincir (Upton Sinclair’den, 1940), Yeşil Heinrich (Gottfried Keller’den, 4 cilt, 1948), Büyük Serüven (1966) – Demir Ökçe (1966) (Jack London’dan), Freud ve Öğretisi (Stefan Zweig’dan, 1961), Asya’nın Avrupa’ya Öğrettiği (Franz Altheim’dan), Varoluşçuluk – Yahudilik Sorunu (1963) (J. P.Sartre’dan), Ölümsüz Ülkeye Doğru (Alfred Döblin’den, 1968), Dünya Mizahından Seçmeler (5 cilt, 1972).

Yararlanılan Kaynaklar

-Nevşehir’in 50 Yılı, Nevşehir Valiliği,

-ETEV(Emin Türk Eliçin Vakfı) 08 Temmuz 2014 Tarihli Paylaşımı

-Suat Taşer / İyi İnsan Ölmez (Şölen dergisi, Mart-Nisan 1966),

-Aziz Nesin / Has Aydın Emin Eliçin (Tanin, 20.2.1966)

- İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006) –

- Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).