Büyük TÜRKİYE

Güçlü medeniyetler oluşturmak için milletlerin dava, fikir ve edebiyat insanları yetiştirmeleri son derece elzemdir. Vatanın birlik ve beraberliği, toplumun genel kabulü, ayrıştırmadan-ötekileştirmeden hür ve yapıcı iradesini ortaya koyan fikir insanları toplumların gelişmesinde de büyük rol oynarlar.

Fikir ve sanat dünyamız özgürleştikçe, zenginleştikçe, çeşitlendikçe ülkemiz kazanacaktır. Zenginleşme adına her aklına geleni söylemek, küçük ideolojik gruplar oluşturmak, eserin muhteviyatından çok yazarın ismine göre kabul görmesi de kabul edilemez. Milli ve yerli değerlerinden beslenemeyen sanatçılar; kurak çöllerde kayıkla gezmeye çalışanlara benzer. Kendi kültür, tarih, inanç ve geleneğinden beslenemeyen sanatçılar sığ sularda kulaç atmaya çalışmaktadırlar. Osmanlı’nın son döneminde ortaya çıkan ‘Osmanlıcılık’, ‘İslamcılık’, ’Türkçülük’, ‘Batıcılık’ gibi akımlar devletin yaşatılmasına tek başlarına yetememiştir. Türk-İslam geleneği ışığında ‘Büyük Türkiye’ için gayret göstermemiz bulunduğumuz coğrafya ve milli bekamız için faydalı olacaktır. 82 milyon vatandaşımızla, gönül coğrafyamızla Türkiye, görüldüğünden çok daha büyük ve tarih sahnesinde kökleri derinlerde olan medeniyetlerin günümüzdeki canlı, ilelebet de tarih sahnesinde yer alacak devletidir.

Mehmet Akif Ersoy, Ömer Seyfettin, Namık Kemal, Ziya Gökalp, Tevfik Fikret, Halide Edip Adıvar, Necip Fazıl Kısakürek ve adını burada yazmadığımız kültür hazinelerimiz bizlerin ortak değerlerindendir. Necip Fazıl Kısakürek, davasına ömrünü adamış mütefekkir ve sanat insanıdır. İnandığı davası uğrunda 8 kez hapse girmiş ancak yılmamıştır, susmamıştır, kabuğuna çekilmemiştir; bu kutlu yolculuğuna devam etmiştir. Yalnızlaştırılmaya çalışılmasından yılmamış, yalnızlığı iç dünyasında kendisine yol arkadaşı edinmiştir. Kendindeki vakur duruşunu ve Hakk yolundaki inanmışlığını Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,/Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,/Süslenmiş gemiler geçse açıktan,/Sanırım gittiği diyar bendedir./Yaram var, havanlar dövemez merhem;/Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem./Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem/Yollar ki Allah'a çıkar, bendedir" dizeleriyle ifade etmiştir.

Benzer duygu ve düşünceler Mehmet Akif’in dizelerinde de karşımıza çıkar, Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;/ Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. / Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım!/ -Boğamazsın ki!/ -Hiçolmazsa yanımdan kovarım./
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; /Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. /Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; / Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! / Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum / Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! / Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,/ Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!/ Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım. / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! / Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.../ İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?”
. tarih değişse de milli duygu ve düşüncelerimiz değişmemiştir. ‘Vatan, bayrak, millet, devlet’ bizim için tektir, değişmezdir, değiştirilmesi teklif dahi edilemezdir.

Karakter suikastliğine soyunanlar, eserleri ve fikirleri öldüremezler. İlahi Kelimetullah davasıyla, Peygamber Efendimiz (sav) rehberliğinde, vatan ve bayrak aşkıyla, tam bir inanmışlık içerisinde milletimizin bekası için kardeş olmalıyız. Bir ve beraber olmalıyız daha sonrasında ise nizam-ı âlem için gayret göstermeliyiz. Ötekileştirmek, yalnızlaştırmak, sınıflandırmak ve ayrıştırmak bizim kitabımızda yazmaz. Yüce Yaradan katında üstünlük ancak takvadadır. Bizim kutsal değerlerimiz başımızın tacı, vatanımız da Allah’ın bizlere kutlu emanetidir. Bu emanetimizi kıyamete kadar yaşatacak olan bizleriz; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte ‘Büyük Türkiye’ olacağız.

Türkiye’nin bekası her türlü politik yaklaşımın üzerindedir. Hepimizin sorumluluğu ve ortak paydası Türkiye’dir. Vatandaşlarına ve tüm dünyaya güven veren, barışın, huzurun, istiklalin, istikbalin ve istikrarın timsali Türkiye için çabalamalıyız. İnsanlar fani, devletler ise fani dünyanın bakisidir. ‘Türkiye İttifakı’ bu anlamda bizim birliktelik gücümüz olacaktır. Mazlumların ve mağdurların son sığınağı Türkiye’nin istiklali için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ömrümüz kâfi gelmese de karınca misali, kutlu davada bir nefer olarak yer almayı bizlere nasip eden Allah’a sonsuz hamd-ü senalar olsun. Ülkemizin birliğine, bütünlüğüne, ezanımıza, bayrağımıza düşmanlık edenlere ne pahasına olursa olsun fırsat vermeyeceğimizi de bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu kutlu yolda her daim Allah, yar ve yardımcımız olsun.

Metin SAKINÇ

Eğitimci-Yazar