Yaptıklarımı ve yapamadıklarımı tekrar gözden geçiriyorum. Deyim yerindeyse kendimi muaheze ediyorum. Bundan dolayı yeni kitapların yanı sıra, kütüphanemdeki bazı kitapları tekrar okuyorum. İşte bunlardan biri de yetmişli yıllarda okuduğum “Dost Kazanmak” isimli kitap. Nobel Ödüllü Rudyar Kipling’in yazısından bir bölümü hiç yorum yapmadan sizlerle paylaşmak istiyorum.
EĞER; bütün etrafındakiler şaşırıp, kabahati sana attıkları zaman, sen akıl ve soğukkanlılığını muhafaza edebilirsen;
EĞER; sana kimse inanmazken bile, sen kendine güvenir ve onların inanmadıklarını bile hoş görebilirsen;
EĞER; bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan yahut iftiraya uğrarda, sen iftira ile mukabelede bulunmazsan yahut garaza tahammül eder ve sende garazkâr olmazsan ve yine de fazla iyi görünmeye çalışmaz ve şikâyet edip konuşmazsan,
EĞER; hayal edebilir ve gayelerini yalnız düşüncede bırakmamaya çalışırsan,
EĞER; felaketle saadeti bir tutabilir, bu iki hilekârı aynı şekilde karşılayabilirsen,
EĞER; gerçek olan sözlerin, ahmakları aldatmak için alçaklar tarafından değiştirildiğini duyarda katlanabilirsen yahut bütün ömrünü uğruna harcadığın şeylerin yıkıldığını görür de hemen koşup yorgun argın ellerinle onu tekrar yapabilirsen,
EĞER; bütün varını bir yığın yapıp ta, gereğinde onu tek bir gaye uğruna kurban edebilir ve zararın hakkında hiçbir söz etmeden tekrar ve yeniden başlayabilirsen,
EĞER; dermanı çoktan tükenmiş olan kalp ve sinirlerine bir emirle yeniden güç verebilirsen,
Ve sana (mukavemet et) diyen iradenden başka hiçbir şeyin kalmadığı zaman ayakta kalabilirsen,
EĞER; ayak takımı ile görüşebilir ve yine de faziletini koruyabilirsen,
Yahut krallarla dolaştığın halde, gururlanıp benliğinden kaybetmezsen,
EĞER; ne düşmanlarının ve nede seven dostlarının sözleri seni incitmezse,
EĞER; her şeye önem verir, fakat kimseye olduğundan fazla değer vermezsen,
EĞER; her dakikanın altmış saniyesini değerince kullanabilirsen,
İşte o zaman dünya da, içindeki her şeyde senin olur ve hatta daha da fazlası ADAM OLURSUN.
NOT: Geçenlerde gazeteci dostlarımdan biriyle yaklaşık iki saati aşkın bir süre muhabbet ettik. Ağırlıklı olarak Nevşehir’i ve Nevşehirlileri konuştuk… Daha çok dinleyici konumunda olduğum dostumun, anlattıkları ilginçti… Yaşadıklarının kendini yorduğundan bahsetti. Hatta bu hal onu kısmen ümitsizliğe itmiş de diyebilirim.
Umarım bu hali, yaşamakta olduğu şehri terke zorlamaz... Onunda bütün çabası Nevşehir’de düzgün ve güzel işlerin olması… Oysa yalan, düzenbaz ve hilebazların oyununu, bozmak için çalışmak gerektiğini oda biliyor... ama diyor!..
Ardından doğru ve düzgün olanların yalnız kalmalarından beraberce dert yandık.
Kadim dostum dediği kişilerin bile kendini üzdüğünden bahsetti…
Artık yoruldum diyen gazeteci dostum, huzura ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Benim de iyi tanıdığım bir büyüğümüzü sordu, kendisini tanıyıp istifade etmek istediğini ifade etti.
Beraberce, Kalbî huzur nasıl kazanılır? Bu konu etrafında fikir yürüttük...
Dostuma ailesiyle birlikte sağlıklı hayırlı günler dilerim. Kendisine bahsettiğim kitap ve konu hakkında daha sonra yazacağım.