HAYATIN ŞİFRELERİ VE AKIL
   Hem Allah’ın yar ve yardımcımız olduğuna inanacak, hem de hayata karşı güven duymayacak, karamsar olacağız.
   Bu iki durum birbiri ile uyuşmaz.
   İnsanlar hayata boşuna gelmemiştir. Bir amaç uğruna yaratılmış, bu amaç için dünyaya gönderilmiştir.
   Bize düşen şey yaratıcının amacını öğrenmek, bu amaca uygun düşecek şekilde yaşamaktır.
   Yaratıcının amacını öğrenmek nedir? Öğrenebileceğimiz kaynaklar nelerdir?
   Bize akıl verilmiştir, kol, bacak verilmiş, beş duyu organı ile yaratılmışız, sevgi verilmiş, korku verilmiş, kullanabileceğimiz, sayısını tahmin bile edemeyeceğimiz nimetler verilmiştir. 
   Aklını kullanmak, gücünü kullanmak, beş duyu organımız ile yaşantımızı sürdürmek, sevmek, tehlike karşısında korkmak, olumsuzluklar karşısında korku duymak, bizim için yaratılmış rızık peşinde koşmak hayatın hedefleridir.
   Tüm bunları yaparken gene bize verilmiş olan adalet, saygı duyma, sevme, korunma, başkasının hakkına da rıza gösterme vb. gibi duyguları tanıma, buna uygun yaşamı seçme temel amaç olmalıdır.
   İnsan toplumsal varlıktır.
   Toplum içinde var olur, toplum içinde kendini bulur, toplum içinde huzura kavuşur.
   Toplum dışında yaşamını sürdürmesinin imkânı yoktur, olamaz da…
   Tüm bunların dışında insanın sezgisi ile bulunmuş olan ‘yaratıcı’ fikrine sahip olmak…
   Yaratıcının gönderdiği peygamberlere ve kitaplara inanmak…
   İnanmamakla kalmayıp onları okumak, Allah’ın isteklerini öğrenmek, onun isteklerine uygun yaşamak amaç olmalıdır.
   Tüm bunları öğrendikten sonra da yaratanın ‘rahman ve rahim’ olduğu bilmek, hayatını o doğrultuda sürdürmek ‘doğru yaşamak’ olmalıdır.
   Korkuya kapılmamak
   Kul hakkına el uzatmamak
   Karamsarlığa düşmemek
   Umudunu kaybetmemek yaşamın ana hatları olmalıdır.
   Seni dünyaya göndereni bildikten, onun işaret ettiği şeyleri yaptıktan sonra karamsarlığa düşmek bize yakışmayacaktır.
   Yukarıda anlatılan tüm bu şeyler akıl ve akıl nimetinin neticelerindendir.
   Bize verilmiş en büyük nimet akıldır.
   Aklını kullanmak üstünlüktür.
   Şu anda İslam ülkelerinde yaşanan tüm sıkıntıların temelinde de yatan ‘aklın kullanılmaması’ sorunudur. 
   Görev; aklı kullanmak, hayatın amacına ulaşmak olmalıdır.