KANAYAN YARA; ORTADOĞU

Türkiye'nin yer aldığı Ortadoğu coğrafyası sorunlu ve karışık bir yerdir.

Tarihin her döneminde bu böyledir.

Bunun sebeplerinin başında bu bölgede Müslüman, Hristiyan ve Yahudi topluluklarının birlikte var olması belki en büyük etkenlerden biridir.

İkincisi, bu bölge bir petrol denizinin de üstünde oluşu, dünyanın belli başlı emperyalist devletlerinin hep iştahını kabartmıştır. Öyle ki buralarda yapmacık devletler oluşturulmuş, bu devletlerin sınırı cetvelle çizilerek belirlenmiştir.

Üçüncü sebep olarak da, bu bölge Avrupa, Asya ve Afrika'nın tam ortasında oluşu, bu büyük kıtaların birbirine geçişinin bu bölge üzerinde olması Ortadoğu'nun önemini bir kat daha artırmış, bu bölgeyi elde tutan gücün bu güzergahta etkin olması ona önemli bir avantaj sağlamış, sağlamaktadır.

Dünyanın çıbanbaşı olarak nitelenen itrail'in de bu bölgede olması zaten hassas olan kırılgan yapısını daha da hassas hale getirmiştir.

Türkiye bu bölgenin en etkin devletidir, burada Türkiye'nin onayı alınmadan kolay kolay bir şey yapılamaz, tüm bunların farkında olan Türkiye hızla bölge üzerindeki etkinliğini artırmak amacıyla değişik ülkelere üsler kurmaya başlamıştır. Esad sonrası Suriye'de Türkiye'nin etkinliği çok daha fazla artmış, Suriye adeta Türkiye'nin bir eyaleti durumuna gelmiştir. Bunu hem Suriyeliler, hem de Türkler kabul etmişlerdir.

Bu bölgede bize rakip olacak iki büyük güç vardır, İran ve itrail.

İran tarihin her döneminde bize rakip olmuştur, açık ya da gizli olarak. Fakat itrail'in durumu biraz farklıdır, küçücük nüfusu ve küçücük bir toprak parçası üzerin kurulan bu terörist devlet yalnız değildir, arkasında dünyanın en büyük emperyal güçleri vardır.

Burada Türkiye çok dikkatli olmak, adımlarını atarken iyi düşünmek, doğru hesap yapmak zorundadır. Osmanlının varisi olan Türkiye bu gerçeği çoktan görmüş ve bu güne kadar bir sıkıntıya girmeden gelmiştir.

Fakat Gazze katliamı, bıçağın kemiğe dayandığı bir aşamaya gelmiş, Türkiye'nin sabrını zorlamaya başlamıştır.

Türkiye bir gün mutlaka bu terörist devlet olan itrail ile karşı karşıya gelecektir, bu kaçınılmaz gibi görünmektedir. Bunun için devletimiz amansız bir savunma sanayi atılımı başlatmış, bu atılım meyvelerini vermeye tüm ülkelerin de dikkatini çekmeye başlamıştır. Bu çalışmalarla Türkiye bölgenin, hatta dünyanın sayılı güçlerinden biri olma yolundadır, hatta olmak üzeredir.

Bu süreç hiç kesintiye uğramadan devam etmelidir, bu Türkiye'nin olmazsa olmazı, hatta tek şansıdır.

Bu diyardan gidilemeyeceğine göre, bu deve güdülecektir. Türkiye bu 'gütme' işini başarı ile götürmek zorundadır...