KAPADOKYA, FİLM MERKEZİ OLMAYA DOĞRU MU GİDİYOR?
     Konuya, sinema tarihine ait bir hikaye ile gireyim. Adını çok duyduğumuz, Hollywood’un Hollywood olmasıyla ilgilidir. 1900’lü yılların başlangıcıdır. Amerika’da sinema endüstrisi daha yeni yeni palazlanıyor. ilk filmler de New York kenti civarında yapılıyor. O yıllarda, sinema dalında patent Thomas Edison’a ait. Sinema yapımcılarının, Edison’a ödeme yapmaması mümkün değildi. Sinema işine yeni atılmış sinemacılar, Edison’un markajından kurtulabilecekleri bir yer aramaya başladı. Gezdikleri, artık umutların da tükenmeye başladığı sırada dikkatlerini bir yer çekti. Kalifornia’da, kovboyların ve yerel halkın yaşadığı küçük bir kasaba, buranın adı Hollywood idi. Burası daha güzel bir havaya ve açık alanlara sahipti. Hem Edison buraya kadar gelip patent ücreti alamazdı. İşte ilk stüdyoyu da burada kurdular. Şimdilerde Hollywood dünya sinema endüstrisinin tabi ki en büyük devidir.
     Bunları okuyunca, abartmayalım, hiç emsal olacak durum mu, Hollywood nere Kapadokya nere,  denebilir. Elbette farkındayım, emsal olsun diye örnek vermedim. Zaten şartlar da birbirine hiç benzemiyor. Burada anlatmak istediğim, bazen önemsizmiş gibi küçük gelişmeler, hiç tahmin edilmeyen tarafa doğru yönelebilir.
     Şimdi, işin hikaye yönü bir tarafta kalsın da; Kapadokya’da çekilen film istatistiklerinden kısa bir bilgi verelim. Bu istatistiksel bilgiler, Kapadokya'nın gelecekte, sinema ve film endüstrisinde hafife alınamaz ağırlığının olacağını işaret ediyor. Aslına bakılırsa, Kapadokya bölgesinde film çekimleri yeni sayılmazmış. Yerli ve yabancı film çekimleri 1960’lı yıllarda başlıyor. İlk yabancı film çekimi ise, 1969 yılında, İtalyan yönetmen Pier Paolo Pasolini tarafından gerçekleştirilmiş. Çektiği, “Medea” filmi için ‘neden Kapadokya’yı seçtiği’ sorulduğunda; mitolojik çağlardaki bir köyün havasını verebilecek tek yerin burası olduğunu, söylemiş.
     Şimdiki zaman dilimine doğru ise, çekimlerin çeşitliliği daha da artmış. Sinema çekimlerinin yanında, dizi filmler, belgeseller ve reklam filmleri ve klipler de eklenmeye başlamış. Tabi ki en başta yerli yapımlar geliyor. Yabancı yapımlar da az değil. 40 yılda 32 ülke çekim yapmış gözüküyor. Bunlar arasında akıla gelmez ülkeler bile var. Tabi ki en fazla da Japonya çekim yapmış. Rakamsal verilerde başka bir şey daha dikkat çekiyor. Mesela, 2000’li yılların başlangıcına kadar her yıl için birkaç tane ile sınırlıyken; 2000’li yıllardan itibaren çekimlerde, yıldan yıla artış eğilimi var. Bu durum gelecekte sayının daha da yükseleceğine işaret olabilir.
     Peki, Kapadokya'da film çekimine bu yoğun ilgi nereden kaynaklanıyor? Bu konularda bilgilerim eksik olabilir ama, bazı ipuçlarını yakaladığımı söyleyebilirim. Mesela bunları sıralayacak olursak;
     1-Kapadokya dünyada ender bulunan coğrafi yapılardan biridir. Birçok yer sit alanı ilan edilerek modern yapılaşmaya izin verilmiyor. Tabi ki, bozulmamış alanlar film yapımcılarını cazip geliyor.
     2-Kapadokya, gizemli ve fantastik görüntüsüyle adeta doğal bir film platosu gibi durmaktadır. Hazır bir plato olma özelliğinden dolayı çekim masraflarını azalttığı gibi, yapımcıların işini kolaylaştırıyor.
     3-Geçmiş zaman dilimlerine göre, Kapadokya’da hem konaklama imkanları daha fazla; hem de Kapadokya’ya ulaşım kolay.
     4-Büyük şehirlerin o karmaşık hali Kapadokya için geçerli değil. Trafik yoğunluğunun çok az oluşu, hem de nüfus hareketliliğinin yüksek olmayışı film çekimlerini kolaylaştırıyor. En azından film çekimlerini bozucu faktörlerin yüksek olmayışı, yapımcılar için cazip geliyor olabilir.
     Gel gelelim süreç bu yöne doğru giderse, Kapadokya için neler getirir, neler götürür? İyimser düşünecek olursak; Kapadokya’nın dünyaya tanıtılmasında misyon görevi büyük olacaktır. Dünyanın gözü kulağı burada olacaktır. Önemli bir kültür merkezi, asıl katkısı da ekonomik yönden olacaktır. Tabi ki, madalyonun bir de diğer yüzü olacaktır. Acaba, bu gelişmelerin olumsuz yansıması da olabilir mi? Elbette bu konuda şimdiden bir tahminde bulunmak zor olur.