KARA GÜN
Ne yapacağımızı şaşırdık, hangi tarafa bakacak, neyi düşünecek, ne ile uğraşacağız bilemiyoruz.

Tüm bela üzerimize üzerimize geliyor.

Saniyesi, dakikası yok.

Bakıyorsun bir gün Dürzi'ler Suriye'de isyan peşinde, Suriye ordusu isyanı bastırmak için harekete geçince, hazırda bekleyen, fırsat kollayan itrail hemen uçaklarını gönderiyor, başta Şam olmak üzere onlarca yeri vuruyor.

Ölenler, yaralananlar, feryat edenler.

Gel de dayan, dayanamıyorsun tabii ki.
Tam bu bitti derken, orman yangıları başlıyor ki ne yangınlar, ne var ne yok silip süpürüyor adeta, insanlar, hayvanlar, şehirler, köyler, ilçeler hep tehdit altında, bazıları boşaltılıyor, bazıları için önlem alınıyor, insanlar uyuyamaz hale geliyor.

Sonra nice gayret ve fedakarlıklar sonucu söndürülüyor.

Tam of deyip nefes alalım derken, itrail bu defa da Gazze'yı bombalamaya başlıyor, feryat-figan göğe yükseliyor, çığılık atanlar, yardım dileyenler, taştan yürek olsa gene dayanmaz.

Dayanmıyor da.

Televizyonları açmaya korkuyoruz kötü haber alacağız diye.

Aradan bir kaç gün geçiyor.

Sonra gene Gazze, açlık, yokluk, susuzluk ve hayatını kaybedenler, başta bebekler, yaşlılar, yaralı ve hastalar.

Gel de dayan, tahammül et, edebilirsen.
Hemen arkasından,
50 000 bin bedevi arap Süveyda'ya saldırıyor, Dürzilerin üstüne.

Çatışmalar devam ediyor, itrail bombardımana her an başlayacak diye düşünüyoruz, kanla bir çatışma devam edip gidiyor, nihayet Suriye ordusu duruma müdahale ediyor, Arap bedeviler çekiliyor.

Sonra Fetö'nün yene yapılanması deşifre ediliyor, arananlar, göz altına alınanlar, tutuklanan, kontrollü serbest bırakılanlar, toplum bunalıyor adeta..

Bitti mi diyorsunuz?
Biter mi?
Bu defa da chp belediyelerinde yaşanan yolsuzluklar, rüşvet, suistimal, torpil, şüpheli ihalaler, zimmetine para geçirme, baklava kutuları, ne ararsan bulacağın bir curcuna ki, eşine rastlanır mı bilmem.

Artık tamam derken, kimin sözcüsü olduğu belli olmayan bu gazete, "Tam puan alanların içinde müftünün de çocuğu var" diye manşet atma densizliğini gösterip toplumu kutuplaştırma çabalarına devam ediyor.

Ne için?
Bir kaç oy uğruna.
Evet bize rahat ve huzur yok, tamam Orta Doğu'da yaşıyoruz, bunlar olacak ama bu kadar da olmaz ki....

Ne diyelim Necip Fazıl'ın dediği gibi; Allah bu millete yardım etsin inşallah...