Anadolu medeniyetinin kökenleri Orta Asya’dan başlamaktadır. 7 kıtaya yön veren, çağlar açıp çağlar kapatan geleneğin çıkış noktası tasavvufa dayanmaktadır. Tarihte bilinen ilk büyük Türk mutasavvıfı Ahmet Yesevî, ‘Yesevilik Geleneği’nin kurucusudur. Yesevilik geleneği, Türk dünyası için dinî manada olduğu kadar tarih, kültür ve dil bağlamında da büyük bir mirası ifade etmektedir.
 
Hoca Ahmet Yesevi’nin geleneğinden yetişen talebeleri 7 kıtaya yayılmış ve dünyanın manevi mimarlarından olma yolunda çalışmışlardır. Türklerin İslamiyet’ten önceki ‘alp’ geleneği ile İslamiyet’i kabulünden sonraki ‘eren’ geleneği Yesevîlik yoluyla ‘Alperen’ geleneğini teşkil etmiştir. Gaza ve cihad anlayışında işgal niyeti yoktur. Öncelikle gönül iklimlerini fethetme, ölümsüzlüğü ve hükümdarlığı gönül coğrafyalarına yerleştirme anlayışı hâkimdir. Bilgelik, kahramanlık, ilim öğrenme ve ilim öğretme, bilginin çıkış yeri olarak da Orta Asya’yı gösterir.
 
Anadolu’nun bin yıldır aziz ve kahraman milletimizin ana yurdu olmasında, mazlumların sığınacağı güvenli liman olmasında Türk-İslam geleneğinin etkisi büyüktür. Anadolu, bulunduğu coğrafyada ve dünya genelinde mazlumların umudu olmaya devam ediyor. Divan-ı Hikmet’te Ahmet Yesevî evrensel ve zaman ötesi mesajını insanlığa ilan ettiği gibi “Gönlü kırık, zavallı ve garip birini görürsen, yarasına merhem ol. Onun yoldaşı ve yardımcısı olmaktan çekinme.”öğüdünü düstur edinen ceddimizin manevî mirasını bugün de canlı kılmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
 
XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Hicaz’ı, Kudüs’ü, Mısır’ı fethi; buruk beldelere barışı, huzuru, birlikte yaşamaya saygıyı, sevgi iklimini tabii olarak gönüllerin fethinin günümüze kadar ulaşmasına vesile kıldı. 1917 yılında İngiliz işgali ile istikrarın, huzurun, barışın 100 yıldır ulaşamadığı Ortadoğu bugün de kan ve gözyaşı içerisindedir. İnsanlık vicdanının kıyılara vurduğu Aylan bebek; anasız, babasız, vatansız kalmış milyonlarca insan hesabı verilemeyecek bir vebale dönüşmüştür. Topraklarımıza sığınan yardıma muhtaç insanlara göçmenden öte insan oldukları için değer veriyoruz. Sevgi ve merhamet peygamberi Hz. Muhammed (SAV) Efendimizin ümmeti olmanın, yüce Yaradan’ın kulu olmanın gereği zulümlere göz yumamayız. Ümmetin umudu, mazlumların gür sesi, kahraman milletimizin lideri, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın şahsında bir milletin dik duruşu dünya barışının da umudu olmaktadır. Sekiz milyonluk terör devleti İsrail, iki milyarlık Müslüman dünyası karşısında fütursuzca terör estirebiliyorsa burada öncelikle kendimizi sorgulamalıyız. Atalarımızın yaptığı gibi zulme ve zalime hiçbir zaman boyun eğmemiş, sessiz kalmamış aziz milletimiz ensar muhacir muhabbetiyle sığınmacı kardeşlerimize gönül kapılarını açmıştır. Medine kahramanı Fahreddin Paşa ve şanlı ordusu çekirge yiyerek Medine’yi canları pahasına korumuştur. Son günlerde Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanının önünü sonunu düşünmeden yaptığı açıklamalar, kendi tutumlarını ele vermekten öteye de geçememektedir.
 
Bizler milletiyle, devletiyle, Reis’i ile dertli bir milletiz. Bizim derdimiz dünyada kalıcı barışı sağlamaktır. Kandan, gözyaşından, kaostan nemalanmaya çalışan şer odakları her defasında hezeyana uğruyorlar. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali Çanakkale’de, Sakarya’da, 15 Temmuz 2016’da topyekûn saldırıya geçen şer ittifakı ve hainler yenilmeye her daim mahkûmdur. Arakan’da da Afganistan’da da Suriye’de de Kudüs’te de boynu bükük, gözü yaşlı yetimlere ulaşmaya devam edeceğiz. ABD’nin Kudüs’ü terör devleti İsrail’in başkenti kabul etmesi bizler için yok hükmündedir. Amerika-İsrail ilişkileri terör, savaş, acı üzerine kurulmuş kirli bir ittifaktır. Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında uluslararası kamuoyunda gür sesle mazlumların hakkını yedirmemek için gayret göstereceğiz. Yiğit düştüğü yerden kalkar. İslamiyet’i zayıf düşürmeye Kudüs’ten başlamak istiyorlarsa, İslam’ın gücünü de Kudüs’ten ayağa kaldırmalıyız. Ankara’nın güvenliği Kudüs’ten geçer. Kudüs, bizlerin manevi kalesidir. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa bizlerin vazgeçilmezi, Müslümanların değişmez mabedidir. İsrail zulmü karşısında dimdik duran analara, kadınlara, yüreği yüce çocuklara selam olsun. Kudüs, kutsal emanetimizdir.
 
İslam birliğine ihtiyacımız vardır. 13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs gündemiyle bir araya geldi. Amerika’nın kirli oyununu deşifre eden, yanlışlığını haykıran Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’a aziz milletimizin ortak duygularına tercüman olduğu için şükranlarımı sunuyorum. Kudüs, kardeş ülke Filistin’in başkentidir. Kudüs’te Hristiyanların ve Müslümanların tarihi bağları var. 400 yıl Osmanlı İmparatorluğu himayesinde barış içerisinde yaşayan toplumlar bugün bir masanın etrafında toplanamamanın garabetini yaşıyorlar.
 
Tarihin hiçbir döneminde terör ve terör örgütleri bu kadar meşrulaştırılamamıştı. Ülkemizde, yakın coğrafyamızda ya da dünyanın değişik coğrafyalarında bağımsız politikaları engelleyici terör yaklaşımları bizi doğru bildiğimiz yoldan çeviremezler. Türkiye’de kardeşliği, büyümeyi, milli birlik ve beraberliği baltalamak için uğraşan üst akıllar ve kuklaları boşuna sevinmeyin. 2019-2023 vizyonuyla yoluna emin adımlarla devam eden ‘Güçlü Türkiye’ yerli ve millî imkânlarıyla tam bağımsız bir ülkedir.
           
Silahla kumpasla, sahte dosyalarla, sanal projelerle sıkıştırılmaya çalışılan eski Türkiye anlayışından vazgeçilmelidir. Ey Amerika, ey Batı; ekonomik yaptırımlarla hizaya getirilecek üçüncü dünya ülkesi bir Türkiye, atanmış bir devlet yöneticisi sizlerin muhatabı değil. Halkın kendi iradesiyle seçtiği, halkı için gece gündüz demeden ilahî rıza için bir cumhurbaşkanımız var. 2017 yılının üçüncü çeyreğinde %11,1 büyüme oranını yakalayan Türkiye dünyada birinci sırada yer alarak kriz çığırtkanlarına da gereken cevabı verdi.
 
Aziz milletimiz irfanıyla, ihlasıyla gerçekleri görüyor. Bizim bizden başka rekabet edeceğimiz başka bir millet, başka bir devlet yok. İnanacağız, çalışacağız ve güçlü Türkiye’yi hep birlikte bakî kılacağız. Kutsiyeti ve vatanı uğrunda canlarını feda eden kahraman tüm şehitlere Allah’tan rahmet; fedakâr gazilerimize acil şifalar diliyorum.

Metin SAKINÇ
Eğitimci-Yazar