KÜFEDEKİ YAŞLI DEDE

Geçim zor; geçinmek müşkül.

Nüfus artıyor, toprağın eski verimliliği yok.

Ne bahçelerde bereket, ne ekeneklerle bitirgenlik.

Yaşlanmış adam. Gücü tükenmiş. Üretici değil artık; tüketici.

Baba, çocuğuna sesleniyor.

'' Oğlum, biz kendimizi beslemekten aciziz. Bu adam benim babam. Amma artık yaşamaması lazım. Her gün bize zarar veriyor. Yiyor, içiyor, yan gelip yatıyor. ''

Yaşlı adamın yanında yıprak bir küfe var. Eski ama, işe yarar.

Adam diyor ki, '' Dedeni bu küfeye koyup götüreceğim, ırmağa atacağım küfeyle birlikte.''

Çocuk karşı koyuyor babasına.

'' İlerde o küfe bana lazım olacak. Irmaktan gelirken küfeyi geri getir. ''

.........................

TAHTA ÇANAK

Yaşlı adam aile bireyleri için bir yük.

Demans, alszeimar, parkinson. Yemeğini doğru düzgün yiyemiyor. Üstüne başına döküyor. Konuklar gelende onu içeriye oturtuyorlar, salona gelmesini önlüyorlar.

Yaşlı adam porselen tabaklarda, cam kaselerde yiyemiyor yemeğini. Kırıyor onları. Çatalını, kaşığını da iyi kullanamıyor.

Baba, bir çare düşünüyor. Arıyor, tarıyor, orman köylülerinin ürünlerinin satıldığı bir dükkanda tahta bir çanak buluyor. Tamam, dede artık yemeğini bunda yiyecek, oldukça pahalı porselen, cam tabaklar , kaseler, sahanlar kurtulacak.

Dede tahta çanakta yiyor artık yemeğini.

Torun izliyor konuşmaları, olanları.

Bir gün okuldan elinde bir tahta parçasıyla geliyor. Mutfaktan aldığı bıçakla bu tahtayı oymağa başlıyor.

Baba soruyor : '' Ne yapıyorsun oğlum ? ''

Belli ki, çocuğunun el sanatını geliştirmesi ona bir hobi gibi gelmiş, mutlu oluyor.

Çocuk yanıt veriyor : '' Tahta çanak yapıyorum. Şimdiden başlıyorum, hazır olsun. İlerde siz yaşlandığınız zaman yemeğinizi bu çanakta vereceğim. Bu birinci, bir tane de annem için yapacağım. ''

------------------------

1 Ekim 2025.