Uyanan Dev TÜRKİYE

Mazlumların sığınağı Türkiye, tarihi 1923’te başlayan genç bir ülke değildir. Türkler’in tarih sahnesinde var olduğundan bugüne devlet geleneğine sahip, koskoca bir medeniyetin günümüzdeki adıdır Türkiye.

780 bin kilometrekare vatan toprağıyla, fizikî sınırlarına göre değerlendirilebilecek bir ülke değiliz. Bizim gönül coğrafyamız dünya geneline yayılmıştır. 15 Temmuz 2016’da hain darbe girişimine kalkan alçaklara;kahraman milletimizin feraseti, liderimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın cesareti, dünya mazlumlarının duasıyla gereken cevabı verdik. Yakın tarihimize baktığımızda II. Abdülhamid Han’dan günümüze şer ittifakı bir an olsun nifaktan ve hainlikten geri durmadı. Son 15 yıldır Batı’nın hasta adam(!) olarak gördüğü vatan coğrafyamızda yeniden dirilişimiz, yeniden yükselişimiz önlenemez şekilde çok şükür devam ediyor.

Bizler başarılı olmak zorundayız. Bizlerin başarısızlık, güvensizlik, dağınıklık gibi bir lüksümüz yok. İslam inancımıza göre de ilahi emirde ‘bir olunuz’ emri; Peygamber Efendimizin sünnetinde de birlik ve beraberlik övgüsü vardır. Bizler; kardeşliği, dostluğu, samimiyeti, birlik ve beraberliği yaşayarak günümüze getiren aziz bir geleneğin evlatlarıyız. Başarıya giden yolda bizim referansımız; Allah’ın yüce emirleri, sünnet, devlet geleneğimiz ve değerlerimiz olmalıdır. Yıllardır suni gündemlerle milletimizi oyalamaya çalıştılar, parçalamaya çalıştılar. İhtilaller, darbe girişimleri, ekonomik krizler, öğrenci olayları, 28 Şubat, 17-25 Aralık, 15 Temmuz hain darbe girişimi, arada saymadığım ancak milletimizin başına bela olan nice olaylar; bunların yanında terör ise 40 yıldır gündemimizden düşmeyen, kanayan bir yaramız.

‘Zeytin Dalı Harekatı’ terörü bitirmeye yönelik bir harekattır. Millet olarak bizler doğuştan seferberiz ve terörün bitmesi için de canımızı seve seve veririz.Bize kılıf biçenlere, yönlendirmeye çalışanlara inat doğru bildiğimiz hak yolunda kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz. 80 milyon insanımızla, milyonlarca gönüldaşımızlai’la-yikelimetullah için mücadele ediyoruz. Türkiye, yedi düvele karşı terör mücadelesi verirken bu basit bir mücadele değildir. Yıllarca ülkemizin ekmeğini yiyip, suyunu içen kimi hainler teröristlerle işbirliği yapmaktan çekinmediler. Türkiye, istiklal ve istikbal mücadelesi vermektedir.

Uyanan dev Türkiye, üzerinde hesaplar yapılan sıradan bir devlet olmadı hiçbir zaman da olmayacak. Türkiye sınırında oluşturulmaya çalışılan terör hattına göz yummamızı bekleyenler gaflet ve ihanet içerisindedirler. En sıkıntılı dönemlerimizde ezanımıza, bayrağımıza, toprağımıza, geleceğimize, kardeşliğimize sahip çıkan asil milletimiz; terör operasyonumuzda da tek yürek, tek bilek ve tek sestir. Kaderin üstünde bir kader vardır, bizler kadere inanmış necip bir milletiz. Son terörist temizlenene kadar haklı mücadelemiz devam edecek.

2019 yılı öncesi şahsi menfaatlerden öte milletimizin birlik ve beraberliğini ön planda tutan uzlaşı ikliminin sağlanması milletimize kazanç sağlar, güçlü Türkiye’nin birleştirici gücü olur. Geçtiğimiz süreçte siyaset üstü bir hedef vardır. Milletimizin huzurlu yarınlarının, istikrarın, barışın ve kardeşliğin hâkim kılınması vardır. ‘Kızıl Elma’mız; şanlı sancağımız altında dünyada adaleti, barışı, kardeşliği ve İslamiyet’i hâkim kılmaktır. İslamiyet, barış dinidir. Bizim inancımızda zulüm, kan, gözyaşı yoktur. Geleneğimize sahip olduğumuz kadar, geleceğimize de yürümeye devam edeceğiz. Ya üzerimizde oynanmaya çalışan oyunları bertaraf edip dimdik yürüyeceğiz ya da ayağımıza vurulmak istenen prangalara razı gelip yüz yıl daha yerimizde sayacağız. Mezhep, dil, din, ırk ayrımının bizim fıtratımızda tarihin hiçbir döneminde yeri olmamıştır, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız hep birlikte güçlü Türkiye olacağız.

‘Uyan’, ey aziz milletim uyan…

Baksana kim boynu bükük ağlayan?
Hakk-ı hayâtın senin ey müslüman!
Kurtar o bîçâreyiAllâh için,
Artık ölüm uykularından uyan!

Bunca zamandır uyudun, kanmadın;
Çekmediğin kalmadı, uslanmadın.
Çiğnediler yurdunu baştan başa,
Sen yine bir kerre kımıldanmadın!

Ninni değil dinlediğin velvele...
Kükreyerek akmada müstakbele,
Bir ebedî sel ki zamandır adı;
Haydi katıl sen de o coşkun sele.

Karşı durulmaz, cereyan sîne-çâk...
Varsa duranlar olur elbet helâk.
Dalgaların anlamadan seyrini,
Göz göre girdâba nedir inhimâk?

Dehşet-i mâzîyi getir yâdına;
Kimse yetişmez yarın imdâdına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evlâdına?

«Ben onu dünyâya getirdim...» diye,
Kalkışacaksın demek öldürmeye!
Sevk ediyormuş meğer insanları,
Hakk-ı übüvvet de bu cânîliğe!

Doğru mudur ye’s ile olmak tebâh?
Yok mu gelip gayrete bir intibâh?
Beklediğin subh-i Kıyâmet midir?
Gün batıyor, sen arıyorsun sabâh!

Gözleri mâzîye bakan milletin,
Ömrü temâdîsi olur nekbetin.
Karşına müstakbeli dikmiş Hudâ,
Görmeye, lâkin daha yok niyyetin!

Ey koca Şark, ey ebedî meskenet!
Sen de kımıldanmaya bir niyyet et.
Korkuyorum, Garb’ın elinden yarın,
Kalmayacak çekmediğin mel’anet.

Hakk-ı hayâtın daha çiğnenmeden,
Kan dökerek almalısın merd isen.
Çünkü bugün ortada hak sâhibi,
Bir kişidir: «Hakkımı vermem! » diyen. (
Mehmet Akif ERSOY)

Metin SAKINÇ

Eğitimci-Yazar