ARAYAN BULUR.
İstişare ile istihare ile Allah c.c’nun “Ey iman edenler; Allahtan korkun ve Sadık kullarımla beraber olun” ayeti gereğince istişare ve istihare ile Allah c.c’nun salih ve sadık kulları aranmalı buluncada onların şahidliğnde tevbe etmeli ve Nefs terbiyesine o zatın rehberliğinde başlamalı….”
”Her mümin ziyaret için gittiği mürşid-i Kâmili Allah ve Resul’ünün bir emaneti olarak görmeli.Ona karşı yapacağı hürmeti onların Allah ve Resulü ne olan sevgileri ,Allah ve Rasulünü sevdirmeleri dolayısıyla olduğunun bilincinde , saygı sevgi ve bağlılık göstermeli.
Herkes kalbindeki Allah ve peygamber sevgisini, kendisindeki edep ve hürmet anlayışını, velilere karşı tavrıyla ölçebilir.Çünkü veliler yeryüzünde Allahu Tealânın şahidi ve halifesidir.Kâmil mürşide gitmenin asıl hedefi Kamil insan olmaktır.Kamil olmak zordur.Onun için ilk işimiz Kâmil ve salih insanlarla beraber bulunmaktır.
Rabbulalemin ,velileri nurunu yansıtan bir ayna yapmıştır. Güneş nasıl dış dünyamızı aydınlatan,ısıtan, meyveleri tatlandırılan,olgunlaştıran bir sebep yapılmışsa,velilerde gönül dünyamız için manevi nur,feyiz,şuur,tat ve hayat sebebi yapılmıştır.
…VELİLERDEN YANSIYAN  NUR VE FEYZ…
Resulullah (S.A.V) efendimize ey Allah‘ın Resulü Allah‘ın velileri kimlerdir ?diye sorulduğunda şu cevabı veriyor “Allahın velileri görüldüklerinde yüce Allah’ı hatırlatan kimselerdir “ Arifler demişlerdir ki bir kimsenin veli olduğunun en büyük alameti ,yüzünü görenlerin, meclisine ve sohbetine girenlerin,Yüce Allah’ı hatırlaması ,zikr etmesi kalbinin dünyadan soğuması,ahirete yönelip ibadet yapma arzusuyla Allah C.C’ya yönelme arzusu duymasıdır.
Kamil mürşidler, kalbi geçici olan sevgi ve sevgililerden çözüp, ebedi sevgiliye Yüce Mevla’ya bağlarlar.Yeterki mürid, kalbini onların önüne bırakıp teslim etsin.
Büyük veli hakim-et Tirmizi(k.s) irşadla görevli bir veliyi görmenin faydasını şöyle ifade ediyor :
“Kâmil insanın yüzünde parlayan Allahın nuru, hakkı arayan kimseye Allah’ın yüceliğini hatırlatır.Böyle bir nuru görmek insanı kötü ve çirkin işlerden alıkoyar.”
İmam SUHREVERDİ (k.s) velilerdeki nazarın kalbe nasıl ilaç olduğunu şöyle anlatmıştır.
“ Salih ve sadık kimselerle her buluşmada müridin edep ve takvası artar.Ehlullah‘ın sözleri gibi nurlu nazarları da fayda verir .”Nazarı sana fayda vermeyenin,sözü de fayda sağlamaz .”denmiştir.
Sadık bir mürid,mürşidinin sükutuna,konuşmasına,halkın içindeki haline ,yalnızlıkdaki edebine yani bütün hal ve hareketlerine bakarak istifade eder.
Bir Kamil mürşid sadık bir müride nazar ettiğinde müridin kalbi yumuşar, içine nur akar ve Allahu Tealanın özel ikramlarını almaya kabiliyet kazanır.
Yine İmam-ı Suhreverdi (k.s) buyuruyor “Allahu Teala bazı sevdiği kullarına öyle bir nurani nazar gücü vermiştir ki o,sadık bir müridine yöneldiği ve nazar ettiği zaman ona pekçok manevi haller kazandırır.
GAVS-SANİ hazretleri Kâmil mürşidlerin nazarının etkisini şöyle anlatıyor: “Sadat-ı kiramın nazar ı kaplumbağa nazarı gibidir.kaplumbağa yumurtasını yapar, biraz geri çekilir, yumurtaya bir müddet bakar sonra onu kuma veya toprağa gömüp gider.Onun bu bakışı yumurtayı olgunlaştırmaya yeter ve belli bir müddet sonra yavru meydana gelir. Sadat-ı kiramın nazar ı da kalbi olgunlaştırır.Allah dostlarının nazarı ilahi bir nurdur.Bu nur kalbin ilacı olur.”
Allahu Teala kutsi bir hadiste dostlarına verdiği bu nur hakkında şöyle buyuruyor:
“Ben kulumu Sevdim mi onun işiten kulağı ,gören gözü ,tutan eli ,yürüyen ayağı olurum .O benimle görür , benimle işitir, benimle tutar ,benimle yürür.Benden herhangi bir şey isterse onu verir, bana sığınırsa muhakkak onu himaye ederim.” işte Saadat-ı kiram bu yüce devlete ermiştir Allahu Teala onlara bu yetkiyi vermiştir.
Bu yetkiyi alanlarla beraber olmayı,Onların rehberliğnde Kur’an ve sünnete uygun bir hayat yaşayabilmeyiRabbim hepimize nasip eylesin. (Amin)