İL'DE MAKAMLAR VE HİZMET
Tüm makamlar milletindir, millete hizmet içindir.
Millet varsa makam da vardır, milletin olmadığı yerde makamların bir anlamı yoktur.
Makamlar kişilerin tapulu malı da değildir. O makamı işgal eden zamanı geldiği zaman yerini bir başkasına devrederek kişilerin değil makamların devamlı olduğunu kanıtlar.
Bir sorundan dolayı herhangi bir makama başvuran kişinin eli boş dönmemelidir.
İlgi gösterilmeli
Dinlenmeli
Yardımcı olunmalıdır
Meselelerin çözümü için yol gösterilmeli, alternatifler sunulmalı, çözüm yolları geliştirilmelidir.
Geçmişte olduğu gibi; ‘bu gün git, yarın gel’ zihniyeti hortlatılmamalıdır.
Makama başvuran kişiye ‘türlü sebepler’ bahane edilerek kapı kapatılmamalıdır.
O makama başvuracak kişi korku ile gelmemeli, “acaba kabul edilir miyim?” endişesi taşımamalıdır.
Eğer bu yapılıyorsa;
Vebal vardır
Hizmet geri plana atılmıştır
Makam milletin değil, kişinin olmuştur.
Bu durumda halk mutsuz, halk mutsuz ise o makamı işgal eden de mutlu değil, mutsuz olacaktır.
Rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun başarısının, çok sevilmesinin, sorunları çözmesinin altında yatan gerçek de bu değil midir?
Makamları işgal edenlerin bir an hepsinin Rahmetli Yazıcıoğlu olduğunu düşünelim;
Problem kalır mı?
Huzursuzluk olur mu?
Haksızlık yerleşir mi?
Elbette bunların hiç biri olmaz, hiç biri gelişmez
Avrupa’nın, gelişmiş ülkelerin başarılarının altında yatan gerçek bunlar değil de, nedir?
O makamlar hizmet için kullanılmış
Problemler çözülmüş
Meseleler ‘ortak akıl’ ve ilgili kimselerin yardımı da alınarak sonuca ulaştırılmış
Üretilen çözüm gerilimi düşürmüş
Bu da toplumun huzuruna temel teşkil etmiştir.
Huzur çalışmayı, çalışma başarıyı, başarı da gelişmeyi getirmiştir.
Bu çark böyle dönmeye devam etmiştir.
Bizler muasır medeniyete ulaşamadığımıza göre, bizi engelleyen sorun ya da sorunlar var demektir.
Sorunu bulmak, çözmek, çözüm yolları geliştirmek ve sonuca ulaştırmak gerekir.
Yoksa ‘eski tas, eski hamam’ hep devam edecektir.