KADERSİZ MENŞUR

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Menşur üç oğlan üç kızı olan bir köy ailesinin en büyük kız çocuğu idi. Baba Sülüman Ağa kız çocuklarını “öz evlat” görmediğinden çocuklarının adlarını onlar okul çağına gelince Dobada da nüfusa kaydederken öğrendi.

Büyük oğlan Çakal Ahmet evlendikten sonra sıra Menşur’a gelmişti. Hala oğlu İbiş’e verdiler kendisinin hiç görüşünü almadan..On bir yaşında evlendirilen Menşur’un İbiş’ten bir erkek çocuğu oldu.

Köylerde aileler geniş aile şeklindeydi. Yani ana baba, çocuklar ve gelinler aynı çatı altında yaşıyorlardı. Menşur’un halası Zilli Hamide asabi bir kadındı. Tüm gelinlerine kan kusturu-yordu

Tabii zılgıtlardan Menşur da nasibini alıyordu. Birgün o kadar kızdı ki oğlu İbiş’e seslendi.

-Lan İbiş bu senin garıdan gelin olmaz.. Sana avrat mı yok sal babasının evine.

İbiş hık mık etti ama Zilli Hamide’ye karşı gelmek yürek isterdi. Menşur’u kolundan tutup babasının evine bırakıp geldi.

Menşur baba evinde birkaç yıl bekledi. Aynı köyde yaşadığı halde atıldığı evdeki oğlunu da göstermiyorlardı kendisine.

Daha sonra yine bir akrabasının oğlu Sümüklü İrecep’e istediler Menşur’u . Sümüklü İrecep ile evlendi bu kez Menşur orada da bir erkek evlat dünyaya getirdi.

Sümüklü İrecep köyden Nevşar’a taşınmış ,şeerli garılar görmüştü..Birine gönlünü kaptırmaz mı? Yine baba evinin yolu gözüktü Menşur’a.

Menşur iki evlilik yapmış her bir evliğinden birer erkek çocuğu olmuştu ama göstermiyorlardı çocuklarını. Hatta her iki çocuğun nüfus kaydında da anneleri başkası gibi gösterilmişti.

Birkaç yıl baba evinde bekledikten sonra yaban köyden üçüncü bir talipli çıktı Menşur’a. Menşur onunla evlendi. Orada çoluk çocuğa kavuştu.

Köyüne yani baba evine artık bayramdan bayrama geliyor ve doğduğu köyü görmek bile istemiyordu.

İbiş’ten olan ilk oğlunun adı Hicabi idi. Köylüler Hicabi’ye gerçek annesinin Menşur olduğunu anlatmışlardı. Hicabi hışımla geldi babaannesine “benim annem Menşur’muş o nirde şindi ?” dedi..

Zilli Hamide kızdı.

-Ne Menşur’a lan senin anne şimdiki babayın garısı. Gafanı gırarım dese de Hicabi’nin kafasına takılmıştı Menşur ismi.

Hicabi gerçek annesini köylülerden öğrenmişti aslında ama annesi yaban köyde olduğu için gidip soramıyordu.

Sümüklü İrecep’ten olan oğlunun adı da Habip idi. Habip ortaokulu, liseyi okudu,askerliğini yaptı ve evlendi. Ancak gerçek annesinin Menşur olduğunu bilmiyordu.

Menşur’ın kız kardeşi Boşboğaz Fadime bir yerde Habip’le karşılaşmaz mı? Habip’e

-Oğlum senin gerçek annen benim bacım Menşur.. Demez mi?

Habip babasına, anne bildiği kadına ve çevresindeki herkese sorar “Menşur kim?” diye. Yakınlarından gerçek bir yanıt alamaz. Ama elin ağzı torba değil ki büzesin.. Söyleyiverirler

-Baban Menşur ile evliydi O’nu boşadı .Sen Menşur’dan oldun .” Diye..

Habip tam kırk yaşında gerçek annesinin Menşur olduğunu öğrenmişti. İzini aradı Menşur’un yaban köyüne gitti. Sordu Yaban köylülerine “Menşur annem nerde?” diye.

Yaban köyden aldığı cevap o nu yıkmıştı.

-Annen daha dün öldü…

Henüz adının yazılı olmadığı taze köy mezarlığına gidip üç saat ağladı..