NE YAPIYOR O HAİN HERİF

'' Yahu, o adamın başka işi gücü yok muydu ?  Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi Kütüphanesi, Üniversite Kütüphanesi...Her gün orada. Sürekli kitap sipariş ederdi, PTT ona çalışırdı. Parayı nerden bulurdu ? Statümüz aynı. YÖK Yasası öncesinde unvanımız ''asistan'' idi. Sonra '' araştırma görelisi'' olduk. Ne kimsenin aleyhinde konuşur, ne dedikodu yapar, ne söz taşır. Velhasılı el kelam, bu dünyanın adamı değildi. Bir ara Dekan ona iki ders verdi. Öğrencilerinden duyuyordum. Fevkalade ders anlatıyormuş. Elbet, öğrenci onun yanında bizim kalitesizliğimizi anlıyor. Tartıp biçiyor. Zararlı herif bizler için. Fena... ''

'' İki dil bilirdi. İngilizce, Fransızca. Çeviriler yapar, dergilere gönderir, yayımlatırdı. Oralardan para gelir miydi , bilmiyorum.''

'' Ben doktoramı erken bitirdim. Havalı bir unvan. İnsan rekabet istemiyor akademik ortamda. Nedense, bu adamın , sanıyorum kendi camiasında alerjik bir özelliği var ki, doktora tez yöneticisi savunmadı sınavda. Yeniden çalıştı, çabaladı, değiştirerek yazdı tezini , gönderdi. Dekan bu durumu haber verince öfkelendim : '' Daha çok gider gelir o Nevşehirli ,'' dedim. Dekan bu fevri çıkışımı hoş karşılamadı. Beni kınadı. Fakat, ne yapayım , huyum bu. Şefakatlılar böyledir, kimsenin yükselmesini, unvan kazanmasını istemezler. ''

'' Bu herif laik. Fakat,onunla diyalogu en iyi kişiler dindar olanlar. Neden ? Çünkü dürüstlük, erdem bunda. Güveniliyor. ''

..............................

'' O solcu herif ne yapıyor sizin üniversitede ? Burdan gidince rahatlamıştık, fakat yine tümüyle bağlantılarını kesmiyor. Yüksek Lisans tez savunması, Doktora tez savunması için jüri üyesi olarak gelip sınav yapıyor. Belli ki, camiada sözü dinlenir, bilgili bir herif.''

'' Herif diye aşağıladığın , üniversitenizin eski elemanının, bizim üniversitede neşredilen kitabından haberiniz oldu mu ?

'' Vay ! Demek kitap çıkarmağa başladı ha ! Vay Hain ! ''

Komşu ilin üniversitesinden bir sınav için gelmiş olan Prof Dr Yavuz Ensar, cebinden kitabı çıkardı,  gösterdi. Masalarda oturanlar kalkıp kitabı incelemeğe çalıştılar.

Profesör, sordu :

'' Sizin var mı bir yayınınız ? Bir makale, kitap, proje ?''

'' Yok, ne gezeeer ! ''

'' İngilizce ya da diger Avrupa dillerinden birinden bir makale çevirdiniz mi ? ''

'' Ne makalesi yav ! Orta bir ingilizcesiyle duruyoruz.Bizim yabancı dil dersimize vali yardımcısı Azmi Bey gelirdi. Çok zaman toplantım var diyerek kaçıp giderdi. Biz hiç geliştiremedik ki  ikinci  dilimizi. ''

'' Bakın, bu kitaptaki bölümleri, o ''herif'' burada araştırma görevlisiyken çevirmiş. Önsözde öyle yazıyor. Anladığım kadarıyla siz avara kasnak gibi boşa dönerken, o oturmuş , iğneyle kuyu kazarcasına,  taramış eski dergi koleksiyonlarını , taa ABD'den fotokopi istemiş , tek tek çevirmiş ve bu kitabı ortaya çıkarmış. Burada sınavda görevli olduğumu öğrenince getirdi, imzalayıp daha bu sabah armağan etti bana.''

'' Hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur bu kitabın. ''

'' Nereden biliyorsun. Okudun mu? Ben, otobüste , gelirken birkaç bölüm okudum. Pek özenli, güzel çevrilmiş. Telefon edin, size de göndersin. Yazar hakkı olarak Döner Sermaye Müdürlüğü 50 tane vermişti. Unutmadan söyliyeyim. Üniversite Yayın Kurlu'nda ben de üyeyim. Başvurusunu, olur yazısı için diger üniversitelere yazıları, prosedürü  hep ben izledim.''

'' Kendine güveni artmış sizin üniversiteye geçince. ''

'' Bir soru sorayım. Kaşgay Türkleri kimdir; nerede yaşarlar; biliyor musunuz. ''

'' Hayır, ben bilmiyorum. Bu odadaki dört kişinin de bildiğini sanmam. ''

'' İşte, bakın bu kitaptaki en güzel bölüm Kaşgay Türkleri ile ilgili olan makale. O ''herif'' öyle bir Türkçeyle çevirmiş ki, ben okurken tüylerim diken diken oldu, gözyaşlarımı tutamadım. Sanki Dedem Korkut karşımda, benle sohbet ediyor. ''

'' Amma da abartıyorsun yav hoca ! Mübalagada mütehassıs olmuşsun sen. ''

Okuyun, göreceksiniz. Bir soru daha. Nuristan ne demektir; nerededir ? ''

'' Yav Hoca, sen bizi ortamektep talebesi gibi imtihan eylemektesin. Anladık, bu ''herif'' seni de zehirlemiş. Nuristan da neymiş. İlk duyuyorum. ''

'' Zehirlenmek buysa, ben dünden razıyım. Kıskançlığı bırakın da, o ''herif''in kitabını temin edin, okuyun. ''

.........................................

13 Kasım 23. Ürgüp