REKABET
'' Sen profsun, o doç. ''
'' Ne olmuş yani, yarın o da prof olacak. Geç mi kaldı, ona mı üzülüyorsun ? ''
'' Saçmalama Yahu ! Nesine üzüleyim. Karısı lojmanlarda benim orta birden terk olduğumu yaymış. Nerden duyduysa. Neymiş . öğretmen okulunu bitirmiş de...İyi eğitimciymiş de. Sabah erkence koştur, koştur, üç kuruş aylık için. ''
'' Yahu hanım, nedir derdin? Niye böyle sinirlisin ? ''
'' Duymadın demek. Mısır gezisi için yer ayırtmışlar. Bayramı orada geçireceklermiş.''
'' Aferiiin. İyi ederler, dönünce gezi izlenimlerini, gözlemlerini dinleriz, çektikleri filmleri seyrederiz. ''
'' Sen de profum diye gez. Tüm paranı kitaplara yatır. ''
'' Elbet, alnımın akıyla, çalışarak, emeğimle prof oldum ben. Doktora tez hocasının çantasını taşıyarak değil. Paltosunu tutarak değil. Evine bahçeden domates götürerek de değil. ''
'' Karısı nisbet yapıyor. Gelecek yıl da Paris varmış gezi programlarında. ''
'' İyi. Gidip gezsinler, dönüşte fakültede bir konferans verdiririz, diyapozitif gösterili. ''
'' Sen beni hiç yurt dışına çıkarmadın. Herkes bak, gör; karısına nasıl değer veriyor. Beni aldığında daha onaltısındaydım. Şimdi yaşıtlarımın yanında acuze gibi kalıyorum.''
'' .................. ''
'' Sustun. Demek, kabul ediyorsun benim değerimin olmadığını. ''
'' Yahu, Allahaşkına bırak da şu gazetemi dırdırsız okuyayım. ''
'' Tabiii, işine gelmeyince her sözüm dırdır olur sana. ''
'' Bak hanım, beş dakika içinde iki yerin adı geçti. Mısır ve Paris...Bak, evimizde o kadar ansiklopedi seti var. Takım takım. Hiç merak ettin mi, Mısır nerede ? Paris'in ortasından akan ırmağın adı ne ? Ha! Söyle. ''
'' Amaaan, okumakmış. Canım isterse oğlumun coğrafya kitabından okurum. Ne kazanacağım okumayla ? ''
'' İşte bak, senin o eleştirdiğin ilkokul öğretmeni var ya, bunları öğretiyor okulunda. ''
'' Elbet, onun yanında ben neyim ki, cahilin biriyim. Bunu demek istiyorsun, değil mi ? ''
'' Mısır tarihi hakkında ne biliyorsun ? Yavuz Selim burayı fethettiğinde hangi yönetim vardı. İhtimal, başkentini, ortasından akan ırmağı da bilmiyorsun. ''
'' Ayol niye bilmiyeyim. Amazon akar oradan. Mısır'da kim yönetimdeydi, unuttum. ''
'' Unutmuş. Öğrenmemişsin ki unutmuş olasın. Orta birde kafanda kavak yelleri mi esiyordu, hiçbir şey okumamışsın. Herkes okurken, niye bıraktın , pek mi zor geldi öğrencilik. Ekmek elden, su gölden. Okul evinize yakın. Daha ne ? Senin yaşındakiler okumuşlar, ortaokuldan sonra öğretmen okuluna da devam etmişler. Şimdi de eğitimci olarak velilerin değer verdiği insan olmuşlar. Niye kıskanıyorsun, vay efendim Mısır'a gideceklermiş, Paris varmış planlarında. Olur yahu, olur elbette. Herkesin geliri aynı değil ki. Zevkleri apayrı. Giden gider, gezer gelir. Bundan niye rahatsızlık duyuyorsun ? ''
Buse Hanım artık yanıt veremiyor.
Ağlıyor. Telefona sarılıyor.
'' Anneciğim ! Aah anneciğim ! Çok mutsuzum. ''
-----------------------------------------
17 Eylül 2017