TARİH KOKAN BİR KÖYÜMÜZ; SUVERMEZ

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Eski adı Malakopi, Melegobi, Melegobia ya da Melegübü olan Derinkuyu Sultan II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve III. Murad dönemlerindeki kayıtlarda “Nahiye, 1508 yılında 10 köy ve 12 mezradan oluşmaktadır. Etre, Yazıhöyük, Suvermez nahiyenin en kalabalık köyleri olarak gözükmektedir.

Hitit Krallığının ardından Suvermez Köyü’nün olduğu bölgeye Tabal Krallığı hakim olmuştur. M.S. 17 yılından sonra ise Romalıların egemenliğinde olan bölgeye Hz İsa’nın çarmıha gerilmesi sonucunda Hıristiyanlığa inanan halk yerleşmiştir. Suvermez’de bulunan ve tığraz(tıhraz) olarak adlandırılan yer altı şehirleri Romalıların Hıristiyanlara yapmış olduğu baskı döneminde saklanma amacıyla kullanılmıştır. Bu yeraltı şehrinde günümüzde bakımsızlık sebebiyle yer yer çökmeler meydana gelmiştir . Suvermez Köyü’nde Rumlardan kalan çok sayıda yeterince korunmayan tarihi yapı bulunmaktadır. Köye bir süre de Hititler (Etiler) hakim olmuş ve köyde bulunan Ketir’deki kale bu dönemden kalmadır.

Tarihi kayıtlar Derinkuyu’ya Türklerin 1071 Malazgirt Zaferi ile geldikleri göstermektedir. İlk yerleşim yerlerinin ise Çapni (Çekmi) adı verilen ilçenin doğusundaki bölge olduğu, Suvermez’e de ilk gelen Türklerin ise Oğuzların Çepni boyundan olduğu sanılmaktadır.

Osmanlı döneminde Derinkuyu bölgesinde Rum - Türk karışımı köy ve 4 Türk köyü bulunmaktadır. Türk-Rum köyleri; Anaku (Kaymaklı), Şilata (Özlüce-Zile), Tila (Til), Floytanu (Suvermez); Türk köyleri ise Çakıllı, Doğala, Yazıhöyük ve Tatlar’dır.

4 numaralı resmi kilise kayıt defterine göre Suvermez’in, 1903 yılındaki (1319 yılı Rumi takvime göre) Rum hane sayısı 333, kişi sayısı ise 709 dur. 1856 yılından sonra köyden bazı Rum aileler İstanbul’a göç etmiştir. Tahmini olarak 19. yüzyıl başlarında köyde yaklaşık 1000 Hıristiyan, 150’den az Türk bulunmaktadır. Bir kilisenin faaliyette olduğu bilinen köyde, 1897-1898 yıllarında inşa edilen bir adet Rum okulu mevcuttur.

Mahkeme kayıt defterleri olan Şer’iye Sicillerine göre, köyün adı su kuyularından gelmektedir. Köyün Rumca adı Filidon'dur. Bizans dönemindeki adı olan Phloïta ya da Phlogita'dan gelmektedir. Suvermez’e ilk gelen Türk aileler Niğde ve Kayseri bölgesinden gelmişlerdir.1924 yılında yapılan mübadele ile Suvermez'e gelen Türkler ise; Yunanistan'ın Yanya/Kayabar, Serfiçe, Kozana gibi ilçelerden gelmişlerdir. 1924 - 1925 yılları arasında köye 300 civarında göçmen getirilmiştir. 1936 yılında Bulgaristan´ın Şumnu, Varna gibi şehirlerden gönüllü gelen göçmenler buraya yerleştirilmiştir.

19 YY Başlarında Kapadokya köyleri gibi büyük şehirlere ve özellikle de İstanbul’a göçmeye başlamıştır. İstanbul’da yağcılık, lambacılık, bakkallık ve tüccarlıkla uğraşmışlardır. Göçten evvel büyük bir köy olan Floita’da okul bulunmazken İstanbul’a gidenler bir cemiyet kurarak köyleri için bir okul yaptırmışlardır.

1924 Mübadelesinde Suvermezliler 1924 Ağustos ayında ayrılarak Niğde yoluyla Mersin’e gelmişlerdir. Pire’deki Agios Georgios karantinasında kaldıktan sonra, büyük kısmı Selanik yoluyla Halkidiki’ye geçerek burada “Nea Flogita” semtini kurmuştur. Kalanlar ise Selanik, Drama, Kılkış, Girit’e yerleştirilmiştir. Halkidiki Yarımadasında 1923'ten sonra kurulan Yeni Floitá köyü turistik bir beldedir.

Köyün halk tarafından bilinen diğer isimleri ise, Sündüz ve Sörmez’dir. Bir iddiaya göre Sündüz ismi hiç kullanılmamıştır. Sörmez ismi de suvermez sözcüğünün halk dilinde kullanılışından gelmektedir.

1989 yılında Suvermez Belediyesi kurulmuş ancak, 2014 Yılında nüfusun 2000 in altına düşmesi sebebiyle belediye kapatılmıştır . İlk belediye başkanı Himmet Ertaş’tır.

Tarihçi öğretmen Atilla Çataltepe tespitlerine göre ; Bölgedeki Rumlar Kurtuluş Savaşı esnasında Türkler’e karşı ayaklandırılmıştır. Bu ayaklanmaların önüne geçmek isteyen Papa Eftim (Ergenekon davası kapsamında tutuklanan Türk Ortodoks Kilisesi basın sözcüsü Sevgi Erenerol’ün dedesi) İç Anadolu’yu karış karış gezmiş 1919 yılında Suvermez’e de gelerek bölgede bulunan Rumların ayaklanmasını önlemeye çalışmıştır.

Lozan Anlaşmasında yer alan mübadele anlaşması gereğince köye Yunanistan’dan getirilen göçmenler uzun süre köyde kalmayıp Bursa ,Balıkesir, Kütahya dolaylarına göç etmişlerdir.

Yine Suvermez hakkında çalışma yapan tarihçi Atilla Çataltepe tespitlerine göre “Köyde varlığını koruyan su kuyuları var. Bu su kuyularından su çekmek külfetli iş saatlerce kuyu başında sıra bekleyen insanlar öncelik kapmak için birbirleriyle münakaşa ve kavga ederlermiş. Köy kethüdası( eskiden köylerin yönetiminden sorumlu kişi) ve Yiğitbaşı (köylerin güvenliğinden sorumlu kişi) bunları Kadı’nın önüne çıkarırlarmış. Hergün aynı durum olduğundan Kadı köylüleri tanır hale gelmiş kapıdan girer girmez geldi yine Su vermezliler demeye başlamış ve Şer’iye defterlerine de dava hakkında Suvermezlilerin davası diye yazmaya başlayınca köyün adı Suvermez olarak ortaya çıkmıştır.

Bölgemizin yerel tarihinin unutulmaması daha da geliştirilmesi ve güncellenmesi gerektiği açıktır.

Yararlanılan kaynaklar

Gemi, Nur ve Köşklük Kaya, Nezihat.”Nevşehir Derinkuyu İlçesi Suvermez Köyü Kırsal Mimari Mirası”. İdil Dergisi, Nisan 2020

Aytekin, Osman. Dünden Bugüne Derinkuyu. Niğde: Elma Ofset Matbaacılık, 2006.

Çataltepe, Atila. Nevşehir İli Derinkuyu İlçesi Suvermez Köyü Tarihçesi. Nevşehir: Suvermez Kasabası Derneği, 2014

Orakçı Meryem ; Karamanlıca Kaynaklarda Türkçe Konuşan Ortodokslar ve Türk Yunan İlişkileri(1897-1930) Ankara üniversitesi, 2018 Doktora Tezi

Wikipedia