Aşıkpaşa Ve Arapsun

Dr. Faruk GÜÇLÜ

Türk dilinin Anadolu’da yerleşmesi için yoğun çaba harcayan evrensel değerlerimizden birisi olarak bilinen Aşık Paşa’nın nerede doğduğu konusunda değişik iddialar mevcuttur. Bunlar arasında Arapkir, Kırşehir ya da Arapsun’da doğduğuna ilişkin iddialar ciddiye alınmaktadır. Kırşehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü internet sitesinde yer alan bilgilere göre;

“Asıl adı Ali olan Aşık Paşa, H. 670 / M. 1272 yılında Arapsun’da doğup, H. 733 / M. 1333’de Kırşehir’de ölmüştür. Eserlerinde Öz Türkçe’yi kullanan Aşık Paşa, din ve tasavvuf bilgilerini, Şeyh Süleyman Türkmani’den öğrenmiştir. Aşık Paşa, Kırşehir’de bir zaviye kurmuştur. Aşık Paşa’nın 10.613 beyitlik “Garipname” adlı eseri, Türkçe yazılmış olmasıyla önem taşımaktadır. Garipname, Aşık Paşa’nın en tanınmış eseridir. Aşık Paşa Türbesi, Ankara-Kayseri yolu üzerindeki tepede, Aşık Paşa Mahallesi’ndeki büyük mezarlığın içinde yer almaktadır. Yapının kubbesinin Kırgız çadırını andırmasından dolayı, mimarının Horasan erenleri ile gelmiş bir Türk olduğu düşünülmektedir. Yapının üç satırlık kitabesinde Aşık Paşa’nın, Şeyh Paşa Muhlis’in oğlu olduğu, doğduğu yıl ve öldüğü yıl ile gün belirtilmiştir. Aşık Paşa, Acem ve Arap kültürlerine hayran olanlara karşı tepki vermiştir”(Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür ve Kırşehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Sitesi, erişim tarihi 02.03.2022)

Asıl adı Ali, mahlası Âşık’tır. “Paşa”, “beşe” veya “başağa” diye adının sonuna eklenen lakap, babasının ilk oğlu olduğuna işaret etmektedir.

“Türk diline kimsene bakmaz idi

Türklere hergiz gönül akmaz idi

Türk dahi bilmez idi bu dilleri

İnce yolu ol ulu menzilleri”

Yazar D.Mehmet Doğan’da Aşık Paşa’nın Arapsun’da doğduğu görüşündedir.“Gerçi onun Kırşehir’de, yani adı sonradan Gülşehir’e çevrilen ve idareten Nevşehir’e bağlanan Arapsun’da doğduğu kaydediliyor, fakat şehir merkezinde ne kadar yaşadığı belirsiz. Oğlu Elvan Çelebi, onun doğduğu ve 14 yaşına kadar çocukluğunu geçirdiği Arapsun’dan şehir merkezine gelişiyle buranın Gülşehir olduğunu “Kırı gülşehir kıldı şeyh” mısraı ile dile getirir. Aşıkpaşazade Tarihi’nin müellifi Derviş Ah­medÂşıkî’nin de dedesi namına Fatih’te bir camii ve zaviye yaptırdığını ve semtin adını bu camiden aldığını da hatırlatalım.” (D.Mehmet Doğan ,Türkiye Yazarlar Birliği Sitesi,Âşık Paşa da Kırşehir toprağına karışan ulularımızdan..7.06.2017)

Prof. Dr. İsmail Erünsal ve Prof. Dr. Ahmet Günşan’da aynı görüştedir “Muhlis Paşa’nın en büyük oğlu olan Aşık Paşa, 670/1271-72 yılında Arapgir’de doğdu. Arapgir veya Arapkir’in, eski adı Arapsun olan şimdiki Gülşehir ilçesi olduğu” (Erünsal vd. 1984: LXV, Günşen 2006) ifade edilmektedir.

“Aşık Paşa, Kırşehir’de veya Kırşehir civarında Arapsun’da doğmuştur”(Ethem Erkoç)1530 yılında mezra olan Arabsun, 1582 yılında köy statüsü kazanmıştır. 1781 yılında ise kaza statüsü verilen Arabsun, Gülşehri ismini almıştır(Hamit Şafakçı).

Bazı ansiklopedi ve tarih kitaplarında da Aşık Paşa’nın Kırşehir’de doğduğu ve orada yaşayıp orada vefat ettiği yazılıdır. Bazı araştırmacılar ise doğum yeri konusunda kesin bilgi olmadığı kanaatindedir.”Muhlis Paşa’nın en büyük oğlu olan Âşık Paşa, 670/1271-72 yılında Arapgir’de doğdu. Arapgîr veya Arapkîr’in, eski adı Arapsun olan şimdiki Gülşehir ilçesi olduğu tahmin veya iddiaları ileri sürülmüşse de bunu teyit eden bir bilgi / belge mevcut değildir.”(Mehmet Fatih Köksal,Yesevi Edebiyat İsimleri Sözlüğü)

Kırşehir’de bulunan anıtı

“Âşık Paşa Arapsun’da doğmuştur. Yaşadığı dönemin şartları içinde Anadolu’nun buhranlı günlerinde sıkıntıları azaltabilmek için önemli roller üstlenen Âşık Paşa, halkın sosyal hayatına temas ederek onları hakikate yöneltme ve birlik içinde tutma gayesi gütmüştür. Bu nedenle tasavvufa dayalı ahlâk merkezli düşüncelerini açıklamak üzere Garib-nâme adlı eserini kaleme almıştır. ”(Fatma Sarıbaş)

Yazar Cevat Hakkı Tarım her ne kadar “Selçuklu hükümdarı Alâeddin Keykubad H. 625 tarihlerinde eskiden Kolonya – Kögonya adiyle anılan Şarkî Kara Hisar - Şebin Kara Hisar meliki Mengücük oğullarından MuzafferuddinMehmed Behram Şah hükûmetine son vererek Arapsun gibi bazı mevkilerle beraber Kırşehri’nitimar olarak tahsis ettiği zaman ikisine birden Gülşehri adı takılmıştır.” (1948: 18) demektedir.

Aşık Paşa, Horasan’dan Anadolu’ya göç eden tanınmış sufilerden Baba İlyas’ın torunu ve Muhlis Paşa’nın büyük oğludur. Kırşehir konusunda araştırmaları ile tanınan Cevat Hakkı Tarım,Aşık Paşa’nın Kırşehir’de doğup doğmadığına dair kesin bir bilgi vermekten sakınmaktadır”(Güneş Şahin).Aşık Paşa’nın Elvan (Ulvan), Selman (Süleyman) ve Can isimli üç oğlu vardır.

Aşık Paşa’nın doğum yeri tartışmalı olsa bile ağırlıklı olarak Arapsun’da doğduğu ve Kırşehir’de yaşayarak orada vefat ettiği konusunda edebiyat tarihçilerinin çoğunluğu birleşmektedir.Arapsun , Gülşehir’in eski adı olduğuna göre , Aşık Paşa’ya Kırşehir ile birlikte Gülşehir’in de daha çok sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Aslında adını tarihe altın harflerle yazdıran, tüm toplumca benimsenen, evrensel değerlerin nerede doğdukları ya da nerede yaşadıkları pek de önemli değildir.

Neredeyse aynı dönemde Konya, Aksaray, Ortaköy, Arapsun, Hacıbektaş ve Kırşehir bölgesinde yaşayan Ahi Evran Veli, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, AhmediGülşehri, Ahmet Yesevi, Taptuk Emre, Mevlana,Aşık Paşa gibi tarihe sığmayan değerlerimiz bize derin bir kültürel miras bırakmışlardır.

Kırşehir Valiliğine, Belediyesine ve halkına teşekkür etmek gerekmektedir. Zira Ahi Evran’a Aşık Paşa’ya Gülşehri’ne sahip çıkmış ve bu isimleri yaşata gelmişlerdir.

Hacı Bektaş Veli , Gülşehri ve Aşık Paşa isimleri eski adı Arapsun olan Gülşehir ilçemizle de anılmaktadır. Ancak işin acı tarafı Gülşehir ilçemiz bu isimlere yeterince sahip çıkmamıştır. Umarız bundan sonra sahip çıkma gereksinimi duyar

Aşık Paşa, Türkçenin ve kültürümüzün asla unutulmaması gereken bir değeridir.Aşık Paşa şiirleri günümüze kadar gelmiş çoğu şarkı olmuş dilden dile dolaşır olmuştur.

“Güzel senden ayrılalı

Hayli zaman oldu gel gel

Bak gözümden akan yaşım

Âb-ı revan oldu gel gel

..

Böyle m'olur küsüp gitmek

Seni seveni terk etmek

Haram oldu yemek içmek

İşim figan oldu gel gel”

Yararlanılan Kaynaklar

Erünsal, İsmail E., A. Y. Ocak (hzl.) (1984). Elvan Çelebi, Menâkıbu’l-Kudsiyye fî Menâsıbi’l-Ünsiyye. İstanbul: İÜEF Yay.

Günşen, Ahmet (2006). İlk Türkçecilerden Kırşehirli Âşık Paşa. Ankara: Kırşehir Valiliği Yay.

Erkoç, Ethem; Aşık Paşa ve Oğlu Elvan Çelebi ,Çorum Belediyesi Yayınları 2020

Sarıbaş, Fatma; Aşık Paşa’da Ahlak Anlayışı, Kastamonu Üniversitesi ,SBE Yüksek Lisans Tezi, 2021

Şafakcı, Hamit. (2020). 1781 Tarihli avarız defterine göre Arabsun (Gülşehri) Kazası. Bellek Uluslararası Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi, 2(2), 148-175

Tarım, Cevat Hakkı (1948). Tarihte Kırşehri-Gülşehri ve Babailer-AhilerBektaşiler, 3. Baskı, İstanbul: Yeniçağ Matbaası.

Şahin Güneş; Cevat Hakkı Tarım, Kırşehir Tarihi Üzerine Araştırmalar I Dergipark