Barışın İflası: Trump’ın Nobel’e Aday Gösterilmesi Üzerine

Barış hiç bu kadar yerle bir edilmemişti. Barış hiç bu kadar utanmamıştır. Bir zamanlar insanlık onurunun, adaletin ve evrensel vicdanın sembolü olan Nobel Barış Ödülü, bugün çelişkilerin, güç oyunlarının ve ikiyüzlü Siyonist siyasetin vitrinine dönüşmüş durumda. Bu dönüşümün en çarpıcı örneği ise, Donald Trump gibi bir figürün bu ödüle aday gösterilmesiyle gözler önüne seriliyor.

Trump başkanlık koltuğuna oturduğu günden itibaren dünya adeta diken üstünde yaşadı. Küresel diplomasi daha agresif, uluslararası ilişkiler daha kırılgan bir hâle geldi. Göçmen karşıtı politikalarıyla milyonlarca insanı dışlayan; Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasıyla Ortadoğu’daki dengeleri altüst eden; İran nükleer anlaşmasından çekilerek bölgeyi yeni bir savaş tehlikesine sürükleyen bir liderin barış ödülüne aday gösterilmesi, akıl ve vicdanla bağdaşmıyor. Rüşvet ile Nobel barış ödülüne aday gösterildi.

Daha da acı olanı, bu tür uygulamaların bugün “barış” kisvesi altında sunulabilmesi. Görünüşe göre “barış” artık gerçek anlamını yitirmiş, sadece siyasi makyajda kullanılan boş bir kelimeye indirgenmiş durumda. Oysa barış, yalnızca silahların susması değildir. Barış; adaletin sağlanması, zulmün sona erdirilmesi ve insanlık onurunun korunmasıdır.

Gazze’de binlerce masumun öldürüldüğü, çocukların enkazlar altında can verdiği, insanların açlık ve kuşatma altında yaşam savaşı verdiği bir dönemde; İsrail’in işgalci politikalarını destekleyen bir liderin barış ödülüne aday gösterilmesi, sadece sembolik bir gaflet değil, aynı zamanda mazlumların çığlığına kulak tıkamaktır.

Netanyahu’nun Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesi ise hem trajik hem de ironik. Filistin toprakları hâlâ kan gölüne dönmüşken, İsrail "vadedilmiş topraklar" uğruna masumları katlederken, bu tür adaylıklar sadece ödülün itibarını değil, insanlığın ortak değerlerini de ayaklar altına alıyor.

Dünya artık gerçekten barışı savunanlara muhtaç. Sloganlara değil, gösterişe değil; adil, ilkeli ve vicdanlı liderlere… Aksi takdirde Nobel, bir ödül değil, küresel ikiyüzlülüğün bir simgesine dönüşecek.

Tuncay Dalcı