KIRŞEHİR İZLENİMLERİ

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Kırşehir SM.Mali Müşavirler Odası Başkanı sayın Ziya Anıl Memiş’in daveti üzerine 5 hafta sonu yani on gün Kırşehir’de bilirkişilik eğitimlerine katıldım. Daha önceleri birkaç kez Kırşehir şehir merkezini görmüştüm ama Kırşehir halkını yakından tanıma olanağım olmamıştı. Ankara’da tanıdığım Kırşehirliler hakkında hep olumlu gözlemlerim oldu. Temmuz –Ağustos aylarında Kırşehir halkını,esnafını daha yakından tanıma fırsatını buldum.

Bir otobüs durağı

Kırşehir halkı son derece eğitimli, sakin ve cana yakın insanlardı.Şehir güzel planlanmış ve sokaklar tertemizdi. Epeyce ağaç dikilmiş şehir yemyeşil olmuştu.Her ne kadar şehrin su sorunu çözülememişse de şehrin başındaki “kır” sözcüğünün kaldırılma zamanı da gelmişti. Şehirin her sokağında Neşet Ertaş ismine,resmine rastlamak mümkündü. Şehrin meydanında bölgenin sanatçı ünlü Abdallarının resimleri vardı

Kırşehir kadınları son derece modern ve kendilerinde emindiler. Ahi Evran, Aşık Paşa, Cacabey isimleri eserleriyle birlikte özenle korunuyordu.Yani Kırşehir halkı tarihsel anıtları eskidi diye silip atmamış ,özenle korumuştu.

Kültürel ve geleneksel yapı Avanos, Gülşehir ve Hacıbektaş yöresel kültürü ile adeta özdeşti. Damat İbrahim Paşa’nın da mensubu olduğu Boynuinceli Aşiretinin alt aşiretleri (Karakurt, Eskil, Savcılık, Sadıklı vb) Kırşehir il merkezi ve ilçelerinde yerleşik halde idiler. Kırşehir bir Orta Anadolu şehri gibi değil adeta bir sahil şehri gibiydi.

Çok sayıda Ziraat Mühendisi ile tanıştım ancak Kırşehir denilince akla gelmesi gereken bir isim olan Prof. Dr. Fritz Baade’yi tanıyan çok azdı. İsmi Terme Caddesinden silinmişti Kırşehir avukatları ve Mali Müşavirleri ile tanışma fırsatım oldu. Av. Adil Gülvahapoğlu gibi bir düşün adamı ile tanışamadığım ama oğlu Av. Orhan Gülvahapoğlu ile tanıştım. Sivas’ta yaşamını yitiren karikatür sanatçısı Asaf’ın yeğeni Belediye Meclis Üyesi Özge Şenlik ile, Kapadokya Üniversitesinin yeni bir öğretim elemanı Cazibe Baraç ile tanışma fırsatım oldu. Çok sayıda Nevşehir nüfusuna kayıtlı, öğrencimiz oldu.

Mali Müşavirler Odasında Başkan Ziya Anıl Memiş,önceki Başkan Haydar Zengin ,Başkan Yardımcısı Alişan Tekay ve oda sekreteri (aşiret akrabam) Murat Yıldız bizi yalnız bırakmadılar. Kendilerine minnet ve şükran borçluyum.

Kırşehir’in çok göç verdiğini, Üniversitenin şehre yeterli katkıyı (kültürel anlamda) sağlamadığını, göç edenlerin Kırşehir’e çok da faydalı olmadıklarını, sanayileşme olmadığını, işsizliğin hat safhaya ulaştığını gördüm.

Neşet Ertaş’ı sembol haline getiren Kırşehir, Aşık Paşa’yı, Ahi Evran’ı, Bacıyan-ı Rum Teşkilatının Kırşehir kadınları tarafından yürütülen çalışmalarını unutmamalıdır. Tabii ki mermer madenini bulan,Terme Kaplıcalarını keşfeden ve Kırşehir tarımına büyük katkılar sağlayan Prof. Dr. Fritz Baade’yi de tekrar anımsamaları gerekir.

Sıcakkanlı, temiz yürekli güzel insanlar vardı Kırşehir’de. Şehir tarih kokuyordu. Ama çok çok ihmal edilmişti. Tıpkı Hacıbektaş’ın ihmal edildiği gibi. Oysa Kırşehir ve Hacıbektaş birer dini turizm merkezi olabilirdi.