ŞİİR HASTASI “ŞAİR DELİ MURAT “YA DA MURAT KOÇAK

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Şair Murat Koçak, Nevşehir’in hemen sınırında bulunan Ortaköy’ün Sarıkaraman Köyü’nden.Yani Boynuince Aşiretinin eski idare merkezinden. 7. 9. 1964 doğumlu.Ankara Aydınlıkevler Lisesinden mezun. Oxford’da Üniversite eğitimini tamamlamak istemiş ancak yaşam şartları engel olmuş.Koyulmuş ekmek parası bulmaya.

Kendi tanımlamasına göre “İlk Şiiri Nitelik Derleme de Kasım 1981’de yayınlandı. Kayda değer bir şeyler yaptı yapmadı. Kendi uçağını yapmayı yeğledi… Pencere Şiir Seçkisi, Rüzgâr Şiir Yaşam Kitabı var geçmişinde… Son yıllarda, sanal düzlemde “Yersiz Yurtsuz” ve “Süje” de şiirlerini yayınladı.Ömrünü birkaç dizeye sığdırma uğraşını ihmal eden, şiir evi düşü kuran düş satıcısı”

Murat Koçak her açıdan farklı birisi. Alabildiğince duygusal alabilğince hassas, tek başına yaşama tutunmaya çalışan bir deli şair. Yakınlarını kaybettiği, acılarını yaşadığı Ankara’yı birkaç kez terk etti. Önce Assos’a gitti sonra babasının köyü Sarıkaraman’a. Şimdilerde Sarıkaraman’da babadan kalma “Şiir yaşam çilehanesi” ismini verdiği yerde yaşıyor tek başına..

Yaşamını Ankara’da kitapçı olarak geçirmişse de O’nu ilk kez Kocatepe camisinde bir cenaze de tanıdım.İlginç giysileri vardı. Metin Turan’a bu kim dedim “Bizim Deli Murat” dedi. Daha sonra sık sık Hatay Sokak’a Ahmet Erhan anısına açtığı “A Şiir Evi” ne uğradım.Yaşam koşullarının zorluğu ve dayanılmaz ağırlığı burasının da kapatılmasına neden oldu. Deli Murat’ı Assos’a gitmeye zorladı. Belliki Assos’ta yabancı gelmiş ona döndü öz vatanına.

Mevsimlik olarak yayınlanan “Bozkır Şiir Yaşam” dergilerini çıkarıyor. Kendisini şiire vakfeden ve sekiz şiir kitabı ile iki dergi çıkaran Koçak, bu sıralar “Büyük Ekspres Kuşağı” diye adlandırdığı Ankara şairlerinin izini sürüyor.

Pek çok habere ve “Sokağın Sesi” isimli TRT’de yayınlanan belgesele konu olan Koçak, 24 Saat Gazetesi’ne kapısını açtığı şiir evini ve şiiri anlattı. Murat Koçak, A Şiir Evi’nin ilk kuruluşunun 1995 yılına tekabül ettiğini söylüyor. Mekânın önce kitabevi olarak kurulması ise Ahmet Erhan tarafından 1990 yılına dayanıyor. 1991’de mekânı devralarak, 1995 yılına kadar devam ettiren Koçak, daha sonra Ankara’dan gitmiş ancak 2014 yılında emekli olunca yeniden dönmüş. Şimdiki mekânın alt katını Hazar Şiir Evi olarak açan Koçak, 2016 yılından beri de asıl mekâna taşınarak, Erhan’ın ailesinin de onayıyla A Şiir Evi olarak devam ettirmiş”.

Murat Koçak, bir söyleşisinde kendisini şöyle tanımlıyor: “Benim lakabım Deli Murat, geçmişte üzerime tuhaf giysiler giydim, bir kasap önlüğüne kefe yaptım ve kefelere kitaplar koydum. Beyoğlu’nda uzun yıllar şiir bağırarak hayatımı idame ettirdim. Şiiri küçümseyen biri olduğunda, ‘Hayır, o size göre değil’ diyerek elinden aldım. Ben kendime şair demekten haz duymam, ben şiir işçisiyim.” anlatıyor.

Ankara Mali Müşavirler Odasında yapılan Cemal Süreya etkinliğinde dinleyicilere okuduğu şiir ile çok beğeni toplamıştı. Aslında bir sokak tiyatrocusu gibi şairdi. Kendisine “deli” dese de hiç de deli değil son derece zeki bir insan olduğundan eminim.

Birde yayınevi kurdu Murat Koçak. Mahzun Doğan’ın “Sesimde Mimozalar”, Adnan Satıcı’nın daha önce Yeni Türkü Yayınları’ndan çıkan “Ülkesiz Şarkılar”, Kıvılcım Vafi’nin “Kıvılcım”, Tevfik Şenyuva’nın “Ve”, Sedat Sezgen’in “Dipnotlar”, Cem Savran’ın “Aşk Hançer ve Gelgitler” kitaplarının yanı sıra, kendinin de iki kitabını çıkardı A Kitabevi Yayınları’ndan: “İnsan” ve “Rastlantı ve Beklenti”.

Hakkı Zariç’in Evrensel Gazetesi’nde yer alan tespitlerine göre;“Bir yere sığmadı. Düzenli bir adresi olmadı yıllarca. Onu bulmak için sokaklara bakmak gerekti daima. Kısa süreli yerleşik düzene geçişlerini saymasak sokakta oldu hep. 1998 ile 2014 yılları arasında Asos, Çanakkale, Kaz Dağları tarafında düzensiz aralıklarla kaldığı oldu. Sokakta, deniz kıyısında, mezarlıklarda ya da dağ başında şiir okudu her zaman. Bağıra bağıra, bir öfkeyi dile getirmenin bütün anlamlarını şiire yükledi. Kendinden kaçmak ya da kendiyle yüzleşmek için cebinte taşıdığı şiir kitaplarıyla çıktı meydanlara ve yüksek sesle okudu şiirleri.” Mersin, İstanbul, Ankara, Assos şimdi ise Sarıkaraman..

Sarıkaraman boş bir yer değil.Damat İbrahim Paşa’nın da mensubu olduğu Boynuinceler Aşiretinin eski idare merkezi.Yörük Türkmen aşiretlerinin geçiş noktası. Murat, bozkırda fidan yetiştirmeye devam ediyor.