Hepimizin her geçen gün  şahit olduğu boşanma vakıalarında karşılaştığımız tablolardan biri; çocukların çiftler tarafından bir silah gibi kullanılıp kendi bencil arzularına alet edilmeleri. Bu bazen çift tarafından bazen de çiftin ailesi tarafından yapılmakta olup burada çocuğun güvenliği,duyguları hiçe sayılıp hareket edilmekte ve çocuk adeta "kıymetli bir mal" gibi değerlendirip sahiplenilmeye veyahut tamamen bencil arzular için kurban edilip değersizleştirilip terkedilmeye mahkum bırakılmaktadır.
Boşanmak, kendisinden  hoşlanılmasa da bazı durumlarda gerçekten gerekli olup çiftin ve çocukların sağlıklı yaşamaları için zaruret oluşturabilmektedir. Burada çocuğu ya da çifti yıpratan boşanmaktan ziyade bunun nasıl şekillendiğidir ki bu noktada çok sıkıntılı vakıalar karşımıza çıkmaktadır.
Bir çok boşanma sebebi ise sudan sebeplerle olup farklı farklı konularla karşımıza gelmekle beraber neredeyse hepsinin ortak sebebi şiddetli geçimsizlik yani ego çatışması ya da aldatma olarak tespit edilmektedir. Bunun sebeplerini elbette sosyolojik, kültürel  ve tarihsel perspektifte de değerlendirmek gerekir ancak konumuz:
Kurban çocuklar! Ne hissettiğinden çok nasıl yetiştirileceği ve geleceği konusunda aşırı kaygılanan ebeveynlerin, benliği yok edilmiş çocukları.
Onların adına düşünürken, onları yok saydığımız  özellikle de boşanma sürecinde bunu onlara yansıttığımız kurbanlar.
Kimi anneler bencilce hareket edip çocuğu babadan mahrum etmekte ve çocuğun zihnindeki baba imajını mahvedip " Senin baban şöyle kötü, böyle zalim" diyerek çocuğun özgüvenini mahvetmekte. Kimi babalar aynı şekilde çocukları dolduruşa getirip anneden soğutmanın derdinde. Kimi ebeveynler de çocuğu atıp babanne veya annanneye, kendi hayatının bencil zevkleri derdinde. Nihayetinde gelecek nesil parçalanmış ve bencil ebeveynlerin kurbanı olarak yetişmekte.
Bu gerçekleri karamsarlığa düşüp umutsuzluğa kapılmamız için söylemiyorum elbette.
Boşanma sürecinde sağlıklı hareket edilip her iki taraf da gereği gibi hareket edebildiği takdirde bu zararlar en aza indirgenebilmektedir. Unutmamalıdır ki çocuk yaşadığı şeyleri etrafındaki kişilerin tepkileriyle algılar,duyumsar. Örneğin ölüm olayında bir aile  yas sürecini sağlıklı yaşarsa çocukların göreceği zarar en aza indirgenebilir.
Boşanmak da öyledir. Süreci zorlaştırıp içinden çıkılmaz hale sokan yetişkinlerin sağlıksız tepkileridir. Bir boşanma durumu söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken şeyler şunlardır:
1) Çocuğun yaş durumuna göre boşanma henüz gerçekleşmeden her iki ebeveynin anlayacağı dilde çocuğa açıklama yapması.
2) Gerekli açıklama yapılırken asla ayrıntıya girmeden gayet sakin bir dil kullanılıp ayrılığın eşler arasında olup ebeveyn olarak ayrılığın söz konusu olmayacağını çocuğa ifade etmek ve bu sözün elbette arkasında durmak.
3) Çocuğa sürecin  öncesinde  bilgi verdikten sonra  sonrasında çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermek. Ve bunu dinlerken onu sadece anlamaya çalışmak,anlattıkları ne ve nasıl olursa olsun. Önce anlamak!
4) Asla karşı cinse olan öfkemizi çocuğun gözündeki ebeveyne kusmamak. Yani kadın ise çocuğun gözündeki babayı yıkmamak, erkek ise çocuğun gözündeki anneyi yıkmamak.
5) Çocuğu asla ebeveynine benzetip "aynı anasına çekmiş ( yahut tersi) " onu duygusal tecrite maruz bırakmamak.
6) Bu hassasiyetleri gösterirken sınırı aşmayıp sürecin tamamen çocuğun isteklerine göre şekillenmesine izin vermemek.
7) Çocuk anneden ya da babadan mahrum oldu diye yanında kaldığı ebeveynin diğer ebeveyn rolüne  girmemesi.( Hem anne hem baba olmak)
8) Evde olmayan ebeveyn rolünün yanında bulunduğu ebeveyn tarafından  çocuğa verilmemesi. ( Baba yoksa çocuğun eş yerine konması) 
9) Çocuğun anneanne ya da babanne tarafından aşırı sahiplenmesi sonucu asıl ebeveynin kendi  sorumluluğunu onlara devretme hatası. Bu durumda çocuğa  sahip çıkılmıyorsa istisna.
10) Psikolojik destek almak
Olumsuzlukları tamamen yok edemeyebiliriz belki
Ancak zararını asgariye indirgeyebiliriz.
Allah'ın izniyle...
Sağlıcakla