DOĞA İNSAN ÇÖP
Hastalanınca gittiğimiz hastanede yapılan tahlil ve tetkikleri inceleyen hekim; "maalesef altı ay ömrünüz kalmış. Çünkü kanınızı ve organlarınızı çok sayıda plastik poşet, su şişesi, ıslak mendil, cam şişe, sigara izmariti, kağıt ve metal istila etmiş" dese ne hissederdik acaba?
Doğa da havası, suyu, toprağı, bitkisi, hayvanı ile birlikte, tıpkı insan gibi canlı bir organizmadır.
Maalesef insan dediğimiz canlı türü, kendi elleriyle doğayı hunharca kirletmekte ve tedavisi imkansız bir hastalığa sürüklemektedir.
Özellikle plastik, cam, metal ve kimyasal türü atık maddeler, bilinçsizce, sorumsuzca ve kontrolsüzce doğaya bırakılmaktadır.
Doğada çözünüp yok olmaları yüzlerce yıl süren bu maddeler, toprağa, havaya, suya, denizlere ve okyanuslara karışarak tekrar insan, hayvan ve bitkilerin bedenine girmektedir. Örneğin doğada çözünen bir plastik su şişesinin nano ölçekteki parçacıkları insanın hücre zarından bile geçebilmektedir.
Günümüzde yediğimiz bazı balık türlerinde, meyve ve sebzelerde bile nano ölçekte mikro plastik tespit edilmektedir. Bu mikro plastikler, yiyecekler yoluyla tekrar biz insanlara geçmektedir.
Bu durum çevre ve insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Kısacası sorumsuzca ve kontrolsüzce doğaya attığımız her plastik, cam, metal ve kimyasal ürün bir süre sonra, yiyecek, içecek ve solunum yoluyla ya bizim ya çocuklarımızın ya da torunlarımızın vücuduna girecektir. Bu nedenle doğayı kirletmeyelim ki o da bize kirli hava, kirli su ve kirli yiyecekler vermesin.
Aşağıdaki ibretlik fotoğrafları Nevşehir'deki bazı doğa yürüyüşleri sırasında bizzat kendim çektim. İnsanın doğaya karşı bu kadar acımasızca ve sorumsuzca saldırısı gerçekten utanç verici ve anlaşılmaz bir durumdur.
Aşık Veysel'in "Benim sadık yarim kara topraktır" dizilerinde ifadesini bulan bir kültürün ve medeniyetin temsilcilerinin doğaya bu düşmanca tavrının hiç bir makul ve mantıklı izahı yoktur.
İnsan eliyle vahşice kirletilen ve katledilen doğa artık can çekişiyor. Bu gerçeği görmek için yarın çok geç olabilir...
28 Haziran 2025
Mehmet BİÇER
Not: Köşe Yazarımız Av. Mehmet Biçer'in kendi objektifinden 55 kare fotoğraf vardı bunlardan sadece 4'ünü sizlerle paylaşabiliyoruz)