ENEĞİ’DEN KAYMAKLI’YA

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Anadolu tarihi boyunca pek çok kültüre beşiklik etmiş, bir çok dini ,bir çok kültürü bir arada barındırmış ve harmanlamıştır. Kaymaklı kasabası da çok kültürlü yaşamın tipik bir örneğidir.

Kaymaklı Kasabasın tarihi M.Ö 3000 yılına kadar gitmektedir. Kaymaklı Osmanlı kaynaklarında Rumca olan“Anaku” ya da “Enegüp” adıyla tanındığı bilinmektedir. Halk arasında “Eneği” olarak adlandırılmıştır.

Damat İbrahim Paşa vezir olduktan sonra, Kaymaklı’dan Hacı Abdullah Ağa da aşçıbaşı olarak Osmanlı sarayına girmiştir. 1732 yılında İnşa edilen Yeğenağa Abdullah Cami halk arasında Kurşunlu Camii olarak anılmaktadır. Aynı dönemde Kasabaya su getirmek için su yolları da yapılmıştır.Kaymaklı Kurşunlu Camisi 1732 yılında bitirilmiştir.

Kaymaklı' da 1924 Mübadele dönemine kadar Rumlar ve Türkler bir arada yaşamışlardır. Yapılan mübadele anlaşmasından sonra Rumlar gitmişler ve yerlerine Türk göçmenler gelmişlerdir.Mübadeleden önce Kaymaklı’da yaşayan Gayri müslim ahalinin Cizye adıyla bilinen vergi dışında vergi ödemedikleri, kendi dillerini örf ve adetlerini özgürce yaşayabildikleri kitaplara yansıyan bilgiler arasındadır. Ürgüp kadılığı ve Nevşehir kadılığı kayıtlarına göre de Kaymaklı da uzun yıllar beraber yaşayan Rum ve Türk nüfus arasında yaşanmış ciddi bir sorunda olmamıştır.

Gezginlerden Sarantidis ve Faraspoulos’un mahallinde yaptığı tespitlere göre 1700’lü yıllarda Kaymaklı’daHirıstiyan ve Müslüman nüfus bir arada yaşamaktadır. Rumlar Anaku,Türkler Eneği ismini benimsemişlerdir. 1928 yılında kasabanın adı değiştirilerek Kaymaklı olmuştur.İlk Belediye örgütü 07 Şubat 1919 tarihinde kurulmuştur. Mübadele sonucu Rumların ayrılmasından sonra yeniden köy haline gelmiş, 04.01.1951 tarihinde tekrar belediyelik olmuştur.

1970’li yıllarda ilk kez gördüğüm Kaymaklı’nın bugün epeyce geliştiğini görmek sevindiricidir. Kaymaklı denilince aklıma ilk gelenler ortaokul ve lise yıllarında aynı pansiyonda kaldığım ve aynı okulda okuduğum Ali Baltacıoğlu ve eski belediye başkanlarından Abdullah Çekiç olmaktadır. 1980 sonrası Kaymaklı doğumlu Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekilinden emekli olan değerli hukukçu Mehmet Özten’i tanıma fırsatım olmuştur.

Henüz yüz yüze tanışma fırsatım olmayan Kaymaklı Belediyesi Yazı İşleri Müdürü sayın Hasan Ercan ciddi bir çalışmaya imza atarak Taş Kapının Ardındaki Şehir/Anaku-Eneği-Kaymaklı kitabını yazmıştır. Kitabın imzalı bir örneğini de tarafıma gönderme nezaketinde bulunmuştur.Kaymaklı’nın gelmiş geçmiş, tarihi, tarihi eserleri, folkloru, kasaba da yaşayan son Rum kökenli ahalinin kimler olduğu, Kaymaklı hakkında yazılmış şiirleri bu kitapta detaylı olarak bulmak mümkün. Alanında yazılmış ilk ciddi kitap olması sebebiyle sayın Ercan’ı kutlamak gerekir.

Nevşehirli Aşık Yahya’da çerçilik yaparken Kaymaklı içinde gördüğü bir güzele aşık olmuştur.

“Aşıklığımız gelmiş burada dile

Bülbülün isteği her zaman güle

Gönül arzu eyledi bu Eneği’ye

Eneği içinde bir güzel gördüm

**

Bülbülden mi almış acep dilini

Fidandan mı almış acep belini

Görenler akıtır ağzın selini

Eneği içinde bir güzel gördüm”

Kaymaklı Kasabasının turizmden yeterince yararlandığını söyleyebilmek mümkün değildir. Sadece yeraltı şehrini gezdirerek bölgede turizmi canlandırmak mümkün değildir. Eski Rumlarda kalma kilise,çeşmeler,evler ve tarihi yapılarak restore edilerek turizme açılması en az yeraltı şehri kadar turist çekebilecektir.

Bölgemizin tarihi eserlerini korumak, çok kültürlü yapısını anımsamak ve gelecek nesle de bunları aktarmak zorundayız.