Sana İyi Gelen İnsanları Tanımak

Hayat yolculuğunda her birimiz, kimi zaman hızla yürür, kimi zaman durur, kimi zaman da sadece birinin yanında olmanın iyi geldiğini fark ederiz. Ancak bu farkındalık her zaman kolay gelişmez. Çünkü çoğu zaman iyi hissettiğimizi zannettiğimiz ilişkiler bile, aslında bizi sessizce tüketir. Psikolog Beyhan Budak bir konuşmasında şöyle der: “Sana iyi gelen insan, seni değiştirmeye çalışmadan, olduğun gibi kabul eden kişidir.” Bu cümle, görünürde basit ama içsel olarak derin bir hakikati hatırlatır: Gerçek iyilik, kontrol etmekte değil, kabul etmektedir.

Bize iyi gelen insanlar, ruhumuzu hafifletir. Onların yanındayken konuşmak zorunda kalmayız; çünkü sessizlik bile anlaşılır. Birlikte geçirilen zamanın uzunluğu değil, içtenliği belirler bağın gücünü. İyi gelen biriyle geçen on dakika, yanlış bir ilişkiyle geçen bir yıla bedeldir. Bazen ise, alışkanlıklarımızla karıştırırız sevgiyi. Bizi yoran insanlara, “O zaten böyle biri” diyerek bahaneler buluruz. Ama unutma: Anlamak, tahammül etmek zorunda olmak değildir. Her duygusal bağ, bizi beslemek zorunda değildir. Kimi bağlar, sadece ders verir; kimi bağlar ise gerçekten büyütür.

Sana iyi gelen insanlar, seni parlatırlar. Onların yanında kendini kanıtlamaya gerek kalmaz. Başarılarını kıskanmaz, aksine “Senin adına sevindim” diyebilecek kadar yürekleri geniştir. Onlarla konuşurken, ses tonun yumuşar, kalbin rahatlar. Çünkü seni gerçek anlamda dinlerler. Oysa bazı insanlar, seni sadece cevap vermek için dinler; anlamak için değil.

İlişkilerde en çok yorulduğumuz nokta da tam burasıdır. Kendimizi anlatmakla o kadar meşgul oluruz ki, karşımızdakinin bizi duymadığını bile fark edemeyiz. Zamanla yorgunluğun adı “ilişki” olur.

Ama iyi gelen biriyle, sessizce oturmak bile şifadır. Birlikte kahve içmek, bir cümle paylaşmak, hatta sadece yan yana yürümek bile bir “denge” yaratır. Çünkü iyi insanlar, yanımızdayken enerjimizi çekmez, çoğaltır.

“Bir ilişki seni kendinle daha barışık hale getiriyorsa, doğru yoldasındır.”
İşte bu yüzden, ilişkilerde huzur, bir tesadüf değil; bir seçimdir. Kiminle, ne kadar ve hangi mesafede olduğun, psikolojik sağlığının önemli bir parçasıdır.

Belki de artık şu soruları kendimize sormanın zamanı geldi:

  • Kimin yanında kendim olabiliyorum?
  • Kim bana huzur veriyor, kim benden huzur alıyor?
  • Kimin yanında sürekli dikkatli konuşmak zorundayım?
  • Kimler seni incitmeden, büyümene izin veriyor?
  • Kimin yanında gülerken bile içimde bir tedirginlik hissediyorum?
  • Kimin yanından ayrıldığımda kendimi daha iyi hissediyorum?

Bu soruların cevapları, “sana iyi gelen insanları” bulmanın en dürüst haritasıdır.

Hayat, her geçen gün biraz daha kalabalıklaşırken, ruhumuzun sessizliğine iyi gelen insanları kaybetmemek çok kıymetli. Onlar, dünyadaki gürültünün içinde içsel bir huzur gibi karşımıza çıkar. Kimi bir dost olur, kimi bir sevgili, kimi de bir öğretmen… Ama hepsinin ortak özelliği, bize kendimizi daha çok sevdirmeleridir.

O yüzden, birini hayatında tutmak istiyorsan, onun sana ne hissettirdiğine bak. Çünkü insan, yanında kendini iyi hissettiği yerde kök salar. Ve bazen bir ilişkiyi bitirmek, kendi ruhunu kurtarmanın en sağlıklı yoludur.

Unutma: Sana iyi gelen insanlar, seni değiştirmez; seni sen yapar.