Dijital Savaş Alanı ve Şeytan

Farkında olsak da olmasak da, görünmeyen bir savaşın tam ortasındayız. Bu savaş, silahların patladığı, orduların cepheye dizildiği geleneksel bir savaş değil. Bu, cep telefonlarımızın, bilgisayarlarımızın ve akıllı ekranlarımızın arasında süren dijital bir savaş.

Üstelik bu savaş, bedenlerimiz için değil; zihinlerimiz ve kalplerimiz için veriliyor.

Her gün milyonlarca bildirimle, videoyla, paylaşımla bombardımana tutuluyoruz. Her biri, farkında olmadan bizi bir tarafa çekiyor: ya Allah’a yaklaştırıyor ya da O’ndan uzaklaştırıyor. Düşman, artık sadece dışarıda değil; cebimizde, ekranlarımızda ve bazen parmak uçlarımızda.

Dikkat Dağıtmanın Gücü

Dijital dünyanın en etkili silahı “dikkat dağıtmak.”

Şeytan bizi kötü yapamıyorsa, meşgul eder; zihnimizi faydasız uğraşlarla doldurur. Bugün internete her dakika milyonlarca mesaj, yüz binlerce video yükleniyor. Türkiye’de insanların %79’u sabah uyanır uyanmaz ilk 15 dakika içinde telefonuna bakıyor. Ortalama olarak her gün 4,5 saatimizi ekran karşısında geçiriyoruz.

Bu süre, ya bir ibadet, ya bir iyilik, ya da bir hiç uğruna harcanıyor.

Zamanı kaybediyoruz, farkına bile varmadan.

Aldatmacanın Renkli Yüzü

Dijital savaşta ikinci strateji “aldatmaktır.”

Sosyal medyada gördüğümüz her şey gerçeği yansıtmaz. Filtreler, sahte haberler, yapay zekâ ile üretilmiş videolar… Gerçek ile yalanın arasındaki sınır giderek bulanıklaşıyor.

Şeytan, yalancıların en büyüğüdür ve yalanın yayılması için artık sonsuz bir araç çeşitliliğine sahip.

Bu nedenle, dijital dünyada doğruyu aramak, güvenilir kaynaklara yönelmek ve şüphe duygusunu kaybetmemek imanımızın bir parçası haline gelmeli.

Tahribatın Sessiz Adımları

Dikkatimiz dağılıp, aldatıldığımızda, yıkım da kendiliğinden gelir.

Pornografi, dijital bağımlılık, öfke, kıskançlık ve sürekli kıyaslama…

Sosyal medya, insanın kalbini karartabilir; depresyonu artırabilir, ilişkileri yıkabilir.

Bir paylaşım, bir yorum, bazen bir hayatı altüst etmeye yeter.

Dijital savaş alanı mayınlarla dolu; adım atarken dikkatli olmak gerekiyor.

Çözüm: Manevi Bilinç ve Kur’an’a Sarılmak

Teknolojiyi şeytanın aracı haline getiren biziz. Oysa aynı cihazlar, doğru kullanıldığında insanlığa fayda sağlayabilir. Mesele, kimin elinde ve hangi niyetle olduğudur.

Bu çağda özgür kalmak, sadece teknik bilgiyle değil, manevi bilinç ve ahlaki farkındalıkla mümkündür.

Gerçek kurtuluş, dijital dünyadan kaçmakta değil, onun içinde bilinçli bir şekilde yaşamakta gizlidir.

Ve bu bilinci diri tutmanın yolu da Kur’an’a sımsıkı sarılmaktan geçer.

Kur’an, kendisine tutunanlara şeref verir; onlara yön, denge ve huzur kazandırır.

Unutmayalım:

Bu dijital savaşta silahımız ekran değil, imanımızdır.

Tuncay Dalcı