Güneşi kucaklamak

Bedenine ev sahibi olan ruh eşi ile mi doğar? Leyla ile Mecnun ruh eşi miydi acaba? Savrulmuş, kaybolmuş onlarca ruh farklı bedenlerde bir araya geldiğinde yaralarını sarabileceğine inanırlar. Oysa çoğu zaman kabuk bağlayan yaralar ya yeniden kanar ya da artık yeni bir yaran vardır. Kırgınlıklar öyle çoktur ki camdan denizde yüzmeye sürükler yaşamı. Güneşe sarılıp içinin ısınmamasına da razı gelirsin. Ruhlar öğrenme yolculuğunda bedevi yolunda giderlerken ne kadar farkındalarsa da değillerse de eksilmeye ve eksiltmeye programlılar. Parçalarını toplamaya çalışırken öyle yorulur ki. Sonra zaman derler ilaç olduğu düşünülen zaman. Zaman getirdikleri ve götürdükleri ile ne kadar kontrolümüzdedir acaba sanmıyorum ki kum saatini çeviren olalım. Eksik ve parçalanmış olanlar, bütün bedenlerin içerisinde olsalar da bütün hissetmekten kilometrelerce ve yıldızlarca uzaktalardır. 

Aynı dili konuşmayı bırakırlar, anlaşılmadığını düşünürler kendilerini anlamayanlar da. Frekanslar değişir aynı şarkı denk gelse de dinleyenler farklıdır artık. Nefes aldığımız anlar da soluduğumuz aynı hava olsa da aynı hissettirir mi? Tohumdan umutla gökyüzünü selamlamayı bekleyen çiçek her ezildiğinde aynı acıyı hissetmese de aynı umudu koruyamasa da güneşin onun için doğacağı anı bekler herhalde. Karanlıkta uçamayan serçe yuvana dönme vaktin gelmedi mi? Yuvam neresi.

Psk.Dan. Rüveyda Gül